• DOLAR 34.655
  • EURO 36.472
  • ALTIN 2950.199
  • ...

Muhammed Ali AKAY - Doğruhaber

Tevhid-i Tedrisat kanunu ile medreseler, dini eğitim verilen kurumlar kapatılmıştı. 1 Kasım 1928 yılında yapılan alfabe değişimi ise insanımızı dini ilimlerden bayağı uzaklaştırmıştı. 1931 ile 1946 yılları arasında din eğitimi resmen yasaklanmıştı. Hatta Kur`an öğrenen ve öğretenler en ağır cezalara maruz kalmıştı. Buna örnek verecek olursak Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri, Üstat Bediüzzaman Said Nursi bu zulmün tanıdık şahitleriydiler.

Dini eğitimin yasak olduğu dönemleri dede ve ninelerimize soralım. Gerçi babamızın veya annemizin dedesi ve ninesi bu olaylara daha çok şahit olmuşlardır. Hafız olmuş bir hocam hafızlık sürecini anlatırken; ‘Bizim köyde, biz Kur`an dersi alırken birimiz köyün girişinde, birimiz kursun önünde birimiz de evin damında gözcü olarak beklerdik. Asker geliyor haberini alır almaz Kur`anları saklardık. İşte bu ahval üzere hıfzımı tamamladım.`

İşte böyle bir süreçten geçen bir milletin evlatlarıyız. 1932 yılından 1950 yılına kadar süren ezan-ı Muhammedi`nin Türkçe okunması ise milletimizde derin bir teessür bırakmıştır. ‘Bu ezanlar ki dinin temeli ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli` diyerek kurtuluş mücadelesi vermiş bir millete çok ağır gelmiş. Aslında bu mücadeleyi daha kazanamadık düşüncesini millette uyandırmıştır.

1950 yılında Demokrat Partinin iktidar olması ile ezanlar aslına kavuşmuş, İmam hatip liseleri açılmıştır. Bu liselerin açılışına vesile olan Celal Ökten Hocanın hatıralarını okuyunca insan gerçekten de çok üzülüyor. Hoca dönemin milli eğitim bakanı Tevfik İleri`yi ikna ediyor. İmam hatip liselerini açmak için Bakan Bey, Talim Terbiye dairesindeki bir memura dahi söz geçiremiyor. Dediğini yaptıramıyor. En sonunda Başbakan Adnan Menderes`e Tevfik İleri durumu anlatıyor. Başbakan ‘da yarın siz Celal Hoca ile beraber gidin ben de siz ordayken geleyim. Diyerek anlaşıyorlar. Bakan ve Celal Hoca, Talim Terbiye dairesine gidiyorlar. O esnada Başbakan geliyor. Sitemli bir şekilde Sayın Bakan neredesin yahu? Ne zaman sorsam Talim terbiye dairesindedir diyorlar, hayırdır diyerek duruma müdahale ediyor. Milli Eğitim Bakan`ı Tevfik İleri: Efendim CELAL Hoca, benim hocamdır. Bir aydan beri buradadır. Başbakan hayırdır ne işi var diye sorar. Bakan, Adnan Menderes`e Celal Hoca`nın projesini, İmam hatip liselerini nasıl kurulacağını anlatır. Başbakan memura bunun ne mazuru var, niye zorluk çıkarıyorsun deyip gerekeni yapmasını emreder. Memur buna da itiraz eder, başının belaya gireceğini ifade eder. Bu emri şifahi olarak kabul edemeyeceğini söyler. Başbakan ne gerekiyorsa yaz, ben imza ederim deyince yapacak bir şeyi kalmaz. Ve 7 ilde İmam hatip okulları açılmasına izin verilmiş olur. Ama ne bir bütçe, ne bir öğretmen ataması… Her şey; yaşlı, emekli ama imanlı Celal Hoca`nın sırtına kalır. Celal Hoca İmam -Hatip liselerini açma iznini aldıktan sonraki sevincini şu cümlelerle anlatır:` Ne evlendiğim gün, ne de icazet aldığım zaman böyle sevindim. Bu dereceden fazla, bunu bastıran bir sevinci, ancak Beytullah`ı gördüğüm zaman hissettim. ‘

Evet, bir ülkenin bakanına, başbakanına dahi itiraz eden bir vesayetten bahsediyoruz. Yaşadığımız çağın Cumhurbaşkanı ve başbakanı niye bu kadar çok vesayetten bahsediyorlar anladınız sanırım. Aynı vesayet Adnan Menderes`i idam edecek ve Müslümanların bütün kazanımlarını tekrardan ellerinden alacaktı. Aynı 28 Şubat

döneminde olduğu gibi. Rahmetli Erbakan`ı deviren vesayetçiler, ilk olarak İmam- Hatip liselerini ve ortaokullarının önünü kapatmaya çalıştılar.

Cumhurbaşkanının sürekli üst akıldan bahsettiğini duymayan kalmamıştır. İşte o üst akıl çok iyi biliyor ki imanlı bir nesil gerekirse tankların önüne yatar, G-3`lerin namlusuna göğsünü dayar ama vatanını, milletini, dinini satmaz. Emperyalistlere, Siyonizm`e, küresel sömürgecilere boyun eğmez. Dünya 5`ten büyüktür diyen Cumhurbaşkanının imam hatip okullarından mezun olduğunu unutmamak gerekir.

Milletimiz özellikle bu yıl her zamankinden daha çok imam hatiplilere teveccüh göstermelidir. İlkokul 4. sınıftan ortaokula geçen öğrencilerimizi ortaokul imam hatiplere, liseye geçenleri de imam hatip liselerine göndermeliyiz.

28 Şubat döneminden beri kapatılan İmam- hatip ortaokulları ilk defa bu yıl, 4 yıllık eğitimden sonra mezun verdi. 20 tane liseye geçen öğrenciye liseye hazırlık amacıyla Allah rızası için seminerler veriyorum. Bunlardan 5 tanesi İmam- Hatip ortaokulundan mezun diğerleri normal ortaokullardan mezun olmuşlar. Bakıyorum, vallahi İmam- Hatipliler gerçekten de yaşıtlarına göre çok daha öndeler. Her konuda daha iyi yetişmişler. Milli ve manevi bilinçleri diğerlerine göre çok çok fazla. Evet, çocuğunun geleceğini düşünenler İmam Hatiplere kayıt yapsınlar. Eğer İmam Hatip liselerine tercih etmemişler ise 1. nakil tercih başvuruları 15- 19 Ağustos arasındadır. İkinci nakil tercih başvuruları ise 22-26 Ağustos, 3. sü ise 29 Ağustos-2 Eylül arasındadır. Bütün okurlarımıza duyurur, İmam Hatiplilerin çoğalması için her birimizin elimizden geleni Allah için yapmamızı dilerim.

Selam ve dua ile…