• DOLAR 34.55
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3006.52
  • ...

Allah’ın ve peygamberlerin lanet ettiği, kendilerine gönderilen peygamberlerini dahi katletmekten çekinmeyen en rezil, en aşağılık, en bozguncu bir kavimle savaşan, gasp ettikleri Filistin topraklarında kurulduktan sonra onları ilk kez aciz bırakan, burunlarını sürten, şişirilmiş balonlarını söndüren, imanın teknolojiye üstün geleceğini ispatlayan, ölümü öldüren korkusuz insanların yetiştiği mekteptir Gazze...

Ölümü ve şehadeti çocukların oynadığı bir oyun haline getiren, cihadı ve direnmeyi imanın bir parçası olarak gören, Allah’tan başkasına boyun eğmeyen, insanların çoğunluğuna göre deli, ancak hakikatte iman sahibi insanların yaşadığı, siyonistler başta olmak üzere tüm İslam düşmanlarının gözüne bir diken gibi batan küçücük bir toprak parçasıdır Gazze…

Tüm emperyalist devletlerin karşı cephesinde yer aldıkları, dost bildiği ve kardeş gördüğü devletlerin ise gözlerini kapatıp arkalarını döndükleri, hatta anlamlı bir tepki vermeyerek kendilerine yapılan zulme rıza gösterdikleri, buna rağmen ‘Hasbunallahu  we ni’mel vekil’ ‘Allah bize yeter, O ne güzel vekildir’ deyip Allah’ı gerçek dost ve yardımcı olarak gören iman yurdunun adıdır Gazze…

Tüm dünyaya imanın ne olduğunu öğretip İslam’ın nasıl yaşanılacağını gösteren, hakiki iman sahibi bir insanın gerçekten kâinata meydan okuyabileceğini ispatlayan, imkansızlığı mazeret olarak görmeyip ‘iman varsa imkân da vardır’ kaidesini bilfiil ortaya koyan yiğit erkek ve kadınların, kahraman çocuk ve kızların, yani topyekûn cesur insanların vatanıdır Gazze…

Bütün dünyanın birleşip boğmaya çalıştıkları, bebek ve kızıyla, çocuk ve yaşlısıyla, kadın ve erkeğiyle sakat ve hastasıyla, hatta hayvanlarıyla birlikte hiçbir ayırım yapmadan alçakça bombaladıkları, ancak bununla da yetinmeyip ellerinden gelse içindekilerle birlikte yerin yedi kat dibine gömmekten çekinmeyecekleri şerefli beldenin adıdır Gazze...

İslam coğrafyasının tam ortasında bulunmasına rağmen Ümmetin ulaşmaktan, yardıma koşmaktan, bir lokma ekmeği, bir yudum suyu vermekten aciz kaldığı, yalnız ve yardımsız bırakılmış, düşmanın insafsızlığına terk edilmiş, bombardımanlarla yıkılmış, yakılmış, virane edilmiş, her santiminin şehit kanıyla sulandığı cennetten bir köşedir Gazze...

Ve Gazze!

Ey Gazze!

Bağrımıza bir şarapnel parçası gibi saplanıp da acısını hiçbir narkoz ilacıyla hafifletemediğimiz Gazze!

Senden gelen her bir görüntünün yüreklerimizi yangın yerine çevirip hiçbir itfaiyenin, Ürdün Nehrinin, Nil’in, Dicle ile Fırat’ın söndüremediği Gazze!

Ey Allah’tan başka kimsesi olmayan Gazze!

Ey Kerbela’yı yeniden yaşayan kutsal belde!

Ey Hüseyin’in yarenlerini içinde barındıran, ‘Heyhat zillet bizden uzaktır’ şuuruyla düşmana dünyayı dar eden mücahidlerin yurdu!

Kardeş bildiğin bizlerden hiçbir şey bekleme ne olur!

İslam devletlerinin yöneticilerinden sakın ola ki medet umma, çünkü verdiğin otuz iki bin şehidin, parçalanan bebeklerin, yüz bine yakın yaralının, altı üstüne getirilmiş şehrin, çiğnenen kutsalların, ifsad edilen ürünlerin hiçbiri ama hiçbiri onlar için oturdukları koltuklardan daha kıymetli değil bilesin.

Ümmetin onurunu, şerefini, haysiyetini, namusunu, kutsallarını koruduğun için seni iftihar vesilesi olarak değil, böğürlerinde bir sancı olarak gördüklerine inandır artık kendini…

Sen bakma onlara, sen bakma bizlere ve sen bakma kardeş olarak bildiğin, ama düşmanlarının karşısında kahredici bir sessizliğe bürünen ümmetin her bir ferdine!

Dost olarak Allah yeter sana...

Vekil olarak Allah yeter sana...

Kefil olarak Allah yeter sana...

Yardımcı olarak Allah yeter sana...

Sırtını Allah’tan başkasına dayamayanın üstün olduğuna senin izzetli duruşunla bir kez daha iman ettik zaten ey Gazze...  

Naşit Tutar