• DOLAR 34.652
  • EURO 36.45
  • ALTIN 2925.158
  • ...

“Bu konu bireysel bir mesele olmaktan çıkmış, milli güvenlik meselesi haline gelmiştir.”
Lut Peygamberin kavmi neden helak oldu? Kavminin tamamı mı sapkınlık yapmıştı?
Elbette ki hayır.
Çok az bir grup bu çirkin ve haram cürmü işlemişti. Sapkınlığı yapmayanlar ise bizi ilgilendirmez, ne yaparlarsa yapsınlar deyip susmuş ve seyirci kalmışlardı. Bugün ne yazık ki bizim de geldiğimiz nokta tam da bu, bana ne lazımcılık.
Lut Peygamberin kavminin helak olmasına sebep olan sapkınlıkların giderek arttığı bir dönemden geçiyoruz. Her kafadan bir ses. Herkesin konuştuğu konu LGBT, cinsel yönelim, onur(onursuzluk) yürüyüşleri…
Özellikle son zamanlarda çokça konuşulan ve gündemi meşgul eden bu sapkınlar bir anda mı peyda oldu? Daha önce yok muydu bunlar?
Evet vardı. Ama her ne hikmetse sesiz sedasız türediler, çoğaldılar, hiçbir engelleme ile karşılaşmadan.
Şimdi ise durumun vahametinin farkında olacaklar ki, sapkın faaliyetleri durdurmaya çalışıyorlar. Ama ipin ucu kaçtı bir kere, yakala yakalayabilirsen.
Aile kurumu çatırdadı, gençlik elden gidiyor, çocuklarımız sapkınlık ve kaos dolu bir toplumun içinde doğuyor. Geleceğimiz ve nesiller büyük bir tehdit altında.
Eskiden sadece geçmişte helak olmuş bir kavmin yapmış oldukları sapkınlıklar olarak bilirdik. Şimdi ise her yerde, her an karşılaşabileceğimiz varlıklar türedi.
Kim bunlar?
Kimden ve nereden cesaret alıyorlar?
Nerede ve kimlerden fonlanıyorlar?
Bunların güzellemesini yapanlar kim?
Bunların amacı ne?
Karşıt cins dururken hem cinsine ilgi duymak! Hastalıklı zihniyet. Bunlar tedavi edilebilir hastalıklar. Ama birileri bunu istemiyor. Israrla cinsel yönelim fikrini empoze edip buna inandırıyorlar. Tercih meselesi diyorlar. Sapkınlık bir tercih değil, olamaz da olmamalı da zaten.
İstanbul Sözleşmesi ile literatürümüze girmiş bazı kelimelerden sadece biri “cinsel yönelim”.
İnsanlığa, insanlık ailesine açılmış bir savaş bu. Topla, tüfekle, işgalle yapamadıklarını sapkınlıklarla yapmaya çalışmak ve bütün insanlığı tahakkümleri altına almak. İşte asıl mesele bu.
Hedef aile kurumu.
Amaç cinsiyetsiz bir toplum oluşturmak.
Toplum olarak herkes endişeli ve öfkeli. Kimsenin bu sapkınların değil etkinliklerine, onları görmeye, duymaya tahammülü kalmadı.
Bu konu bireysel bir mesele olmaktan çıkmış ve bir milli güvenlik meselesi haline gelmiştir. Güvenlik güçlerinin ve bazı yerel yöneticilerin aldığı önlemler yeterli değildir. Alınan yasak kararına rağmen bazı okullarda ve özel okullarda bu tür sapkınlıkların açıktan program yapmaları, alınan yerel yasak kararlarının yetersiz olduğunun açık göstergesidir.
Geleceğimiz, çocuklarımız, evlatlarımız için büyük bir tehdit olan bu sapkınlıklara karşı etkin ve kalıcı yaptırımlar uygulanmalıdır. Spekülatif yayınlar yapıp çocuklarımızı trans ve sapkınlığın etkisi altında bırakarak manipüle eden, cinsiyetsiz bir toplum inşa etmeye çalışan, sapkın lobiler tarafından fonlanan kesime cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.
Ülke olarak halk olarak şimdi seferberlik zamanı. Kadınıyla, erkeğiyle, genci ve yaşlısıyla sapkın akımlara karşı aile kurumumuzu, gençlerimizi ve çocuklarımızı korumak için bilinçlendirme programları başlatılmalıdır. Tabi bu sadece verilecek bilinçlendirme programları ile kalmamalıdır. Bilinçlendirme programları başta olmak üzere çok yönlü devlet müdahalesi ile müdahaleyi başlatmak artık kaçınılmaz olmuştur.
Dört bir yandan saldırı altında olan aile kurumunu korumak için basın, yayın, dijital ortamlar da sıkı bir denetime tabi tutulmalıdır. Rusya ve daha birçok ülkede olduğu gibi yaptırımlar uygulanmalı, ağır cezalar getirilmelidir. Gerekli yasalar çıkarılmalı, çıkarılacak yasalarla aile kurumumuz, çocuklarımız bu sapkın akımların sapkın zihniyetinin zehirli oklarından korunmalı, sapkın akımlarla mücadele edilmelidir.
Bu iş başta hükümet ve TBMM’nin en öncelikli işi olmalıdır. Aksi takdirde geleceğimiz karanlık ve kaos dolu olacaktır.
Yasama, yürütme ve yargı ile birlikte, STK’lar, siyasi partiler ve toplumun tüm kesimleri bu sapkınlıklara karşı önlem almalıdır.
Çocuklarımız, geleceğimiz, yarınlarımız ve istikbalimiz için sapkınlıklara seyirci kalınmamalı, sapkınlıklara seyirci kalmanın helak olma sebebi olduğu unutulmamalıdır. Aksini düşünmek dahi istemiyorum yoksa, ALLAH muhafaza.

Sema Yarar