• DOLAR 34.647
  • EURO 36.346
  • ALTIN 2928.569
  • ...

Müslüman kelime manasıyla teslim olandır. Dolayısıyla her Müslümanın teslimiyet noktasında kendisini sürekli değerlendirmesi gerekiyor. Ben bu teslimiyetin neresindeyim? Özellikle bugün kendisini İslam'a nispet eden Müslümanların ciddi bir teslimiyet sorunu içerisinde olduklarını görmekteyiz. İslam dinine göre bizden, pazarlıksız, parçasız, bütüncül bir teslimiyet istiyor yüce Allah. Biraz da bu teslimiyetin hakkını veremediğimiz için, Allah'tan başka güçlerin bizi teslim alma riski ile karşı karşıya kalıyoruz. (Rabbi ona teslim ol buyurduğunda âlemlerin rabbine teslim oldum demişti. Hayatın temel kalkış noktası Allah(c.c)'a olan ilgimizin bu zeminde gerçekleşmesi lazım.

Fakat, mesele teslimiyetin bir boyutudur. İkinci bir boyutu; teslim olduğumuz İslam’ı temsil edebiliyor muyuz? Teslimiyet noktasında nerde duruyoruz? Belki de bugün biz, inananların diğer ikinci bir sıkıntısı da temsiliyet noktasında ciddi bir problem yaşamamızdır. İçe yönelik bir teslimiyet ama toplumsal zeminde İslam'ı temsil edebilme, taşıyabilme ve davet çalışmalarında, tebliğ uğraşılarında, İslam'ın netliğini, güzelliğini, yüceliğini taşıyabilecek bir yeterliliğimiz yoksa, Allah'ın dinini temsil etme, yeryüzünün halifesi olma ya da vahye şahitliğimizi tamamlama hususunda ciddi bir eksiklikle karşı karşıya kalırız.

Bu bakımdan şu üç kelimeyi ele almamız lazım; teslimiyet, temsiliyet ve bunun diğer aşaması da tebliğ aşamasıdır. Tebliğ hususunda da üzerimizdeki durağanlığın, donukluğun, içe kapanmışlığın da ele almamız gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Zaten bizim teslimiyette bir problemimiz varsa, temsiliyette de bir sıkıntımız varsa bizim tebliğin hakkını vermemiz çok zor olur. İslâm, temsil olunmadan tebliğ olunmuyor. Fakat tebliğ sadece söz ile olmaz. Öyle bir temsil gücümüz olması lazım ki, biz konuşmasak bile yüreklerde ve zihinlerde davamızın ve derdimizin konuşuluyor olması lazım.

Bunun için bizim insanların temel sorunlarıyla ilgilenmemiz gerekiyor. İnsanlık projelerimizi konuşturmamız gerekiyor. İnsanlığın neslini ıslah noktasındaki hedeflerimize ulaşmamız gerekiyor. Üzerimizdeki rehavetten ve bireysellikten kurtulmamız gerekiyor. Kısacası insana odaklanacağız...İnsana adanacağız...İnsanları kendi nefsimize tercih edeceğiz...Kendi rahatımızdan vazgeçip, bir insanın kurtuluşu için gerekirse tüm zahmetleri göğüsleyeceğiz.

İşte o zaman Allah'ın işaret ettiği ümmet oluruz, halifesi oluruz, şahit oluruz. Önder ve öncü oluruz. Şu dua ile sizleri Allah'a emanet ediyorum…

"Allah'ım! Bizleri hakkı gören, hakkı yaşayan, hakkı söyleyen ve hak ile amel eden bir ümmet eyle."

TAHA ÖLMEZOĞLU