• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

14 Şubat sevgililer günü bir Hristiyan geleneğidir.

Sevgililer günü, evlilik dışı gayri meşru ilişkilerin normal görülüp, mar­kalaştırılmak istendiği bir gündür.

İffet ‘ve hayâ perdelerinin zedelen­diği bir gündür.

Nikâha, toplumun mihenk taşı o­lan Aileye düşman olan zihniyetin gü­nüdür.

Dolayısıyla İslâm medeniyetinde böyle bir gün yoktur.

Bu gün, Batılı emperyalist ‘ve kapi­talist sistemin Müslümanlara dayattığı, fuhşun ‘ve çirkefin doruk noktaya çık­tığı bir gündür.

İnsanlığın ‘ve İslam’ın düşmanı o­lan batının bu çirkef gününü kutlamak, Müslümanlara kesinlikle yakışmaz.

Zira Efendimiz (sav) buyuruyor: “Sizden kim bir kavme benzerse oda onlardandır.” Dolayısıyla Hristiyanlık adetlerini gündem yapıp, doğum günü, sevgililer günü, Anne ve Babalar Günü deyip, birde kendimizce bir fetva kis­vesi bulmak iman ehli bir topluma ya­kışmaz. Zira bizim aziz dinimiz Anne- Baba ve eşimize karşı, sadece bir gün değil her gün gönlümüzün muhabbetle dolu olmasını istiyor ve emrediyor. Şu­nu asla unutmamak gerekir, bizler Ba­tıya benzedikçe, maddi ve manevi ola­rak batmaya, sahip olduğumuz değer­lerimizi kaybetmeye devam ederiz. Bu nedenle bir an önce, özümüze İslam o­lan Fıtratımıza dönmeliyiz.

Ayrıca sevgi kavramını kirleten sev­giden yoksun, fakat sevgiliden bah­sedenlerin en büyük amacı, günah ‘ve harama teşvikle beraber, bunu toplum içerisinde içselleştirip yaygın bir hale getirmektir.

Bu vesileyle, Milyonlarca dolarlar harcanarak kapitalist sistemin çarkına da, sutaşınmış oluyor.

Dolayısıyla bu tür gayri İslami adet­ler, toplumumuzda kültürel tahribata ‘ve kimlik bunalımına sebebiyet ver­mektedir.

Özellikle yeni yetişen nesli öz de­ğerlerinden koparıp, Batının hayat tar­zına özendirmek ve benzetmektir he­defleri... Alınacak tek önlem, kendi kül­türel mirasımızdan ‘ve dini anlayışımız­dan

Kaynaklanan, değerlerimize sa­hip çıkmalı, bu değerlerimizi yaşayarak ‘ve yaşatarak toplumda yaygın bir ha­le getirmeliyiz.

Hiç şüphe yoktur ki, Milletler dini ‘ve manevi değerleriyle tanınır ve ayak­ta durabilirler.

Zira İslam’dan daha sağlam bir te­mel yoktur. Bu temel üzerine inşa edi­len değerler kolay kolay sarsılmaz en ufak bi sarsıntı da yerle bir olmaz bi­izniAllah. Hakeza, kalbimizdeki sevgi kökleri Marifet ve muhabbetullah a­ğacına bağlı kaldıkça, bu membadan beslendikçe, her dem yeşermeye, sev­giden yoksun kalplere hayat vermeye devam edecektir. Gelin yüreğimizde­ki bu pak muhabbetleri, menfaatlere kurban etmeyelim. Sevgimiz de, say­gımız da, Allah için olsun ki, “kıyamet günü hiç bir gölgenin bulunmadığı göl­geden...” bizler de, nasibimizi alabilelim.

Vedûd olan Rahmana emanet olun. Vesselam.


 Esma Akbalık (Konuk Yazar)