KAYBOLMA TEHLİKESİNDE OLAN ZAZACA DİLİ TALİHSİZ Mİ, SAHİPSİZ Mİ?
Ne zamana kadar kahvehane köşelerinde konuşulacak... !
Yıl 1915 Çanakkale Savaşında karşı tarafta çoğunluğu İngiliz ve Fransızlardan oluşan bir düşman ordusu diğer tarafta beraber iman ruhu ile savaşan Kürt, Türk, Zaza vs. toplumlarından oluşan kardeş ordusudur. Bu birliğin gücü ile Çanakkale zaferi dünyaya ismini duyurmuş, tarihe büyük imza atmıştır. Malazgirt zaferinden bu zamana kadar inkâr edilemez birliktelikler yaşanmış, zaferler kardeşlik ruhu ile elde edilmiştir. Geçmişten bu yana İslam şiarıyla birlik ve kardeşliğin içinde olmaya devam eden, bağlılığını, sadakatini devletinden koparmayan Zaza halkının dili şuan UNESCO raporlarında kaybolma tehlikesi içerisinde olan dillerdendir. Diller toplum içerisinde para etme durumuna göre değer alır. Yani dilin değeri gerek toplumda gerekse ülkede ne kadar işe yaradığına göre değer alır. Farz edelim ki KPSS sınavında 30 soruluk Türkçe sorusunun 5 tane sorusu şu an Zazaca dilinde olsaydı. İşe yararlığı artar, öğrenimi ve konuşulması mecburi hal alırdı. Tabi Zacaca’ya bu değeri verdirmek için bu ortamın ve fikirsel iklimin oluşması zordur. Hatta imkânsıza yakındır.
Diğer taraftan İngilizce ve Fransızca dillerinin gündelik hayatta ve okullarda verilen önemini ele aldığımızda tartışılamaz düzeyde değerli olduğunu açık bir şekilde görebiliriz. Hatta liseye geçiş sınavında İngilizce dilinde sorular zorunludur. Lakin ne Zazaca dilinde ne de Kürtçe dilinde sınavlarda soru sorulması mevzu bahis bile olamaz ve böyle bir çalışmadan da bahsedilemez bir vaziyetteyiz. Sırf bu durumdan ötürü Zazaca yalnızlığa terk edilmekte ve kimse sorumluluğu kendi üzerine almamaktadır.
Türkiye’de Zazaların kesin sayısı bilinmezse de bu sayı yaklaşık olarak 6 milyon civarındadır ve nüfus olarak bu kadar fazla olan bir halkın dili bugün itibariyle yok olmayla karşı karşıyadır. Dünya genelindeki ülkelerin nüfuslarına baktığınızda Zaza halkının nüfusu birçok ülkenin nüfusundan kat be kat fazladır. Gel gelelim ki Zaza halkı nüfus olarak bu kadar fazla olmasına rağmen dilleri yok olmayla karşı karşıyadır. Bir halk dilini unutursa her şeyini unutur: benliğini, kimliğini, örfünü, adetini ... Nitekim Kur’an-ı Kerimde de dillerin öneminden bahsedilmekte ve dillerin farklılığını bize ibret olarak göstermektedir. ( Kur’an-ı Kerim, Rum suresi, 22. Ayet)
Bir dil ne kadar kadim olursa olsun, ne kadar güzel özelliklere sahip olursa olsun kendi toplumu içerisinde değer görmezse ve ülkesi içerisinde para etmeyecek seviyede değersizliğe düşerse (hangi dil olursa olsun) kaybolmaya mahkûm olur. Dil, kullanıldığı kadar vardır. Zazaca dili çok eski bir dil olup zengin gramer özelliklerine sahiptir. “... Zazaca bütün sahipsizliğine rağmen diğer dillerin sahip oldukları manevi, fiziki ve bilimsel özelliklere sahiptir.”[1] Fakat şuan Zazaca dilinin durumunu ele aldığımızda Zazaların nüfusu artmasına rağmen Zazaca konuşanların sayısının gittikçe azaldığı bilimsel olarak teyit edilmiştir. Bu durum, Zazaca’nın bir müddet sonra kaybolacağını açık bir şekilde bize göstermektedir.
Peki, UNESCO tarafından kaybolma tehlikesi içerisinde olduğu belirtilen Zazaca için bir şey yapılamaz mı?
Zaza Dili ve Edebiyatı, ilk defa 2012 yılında dönemin başbakanı sn. Recep Tayyip ERDOĞAN sayesinde Tunceli Üniversitesinde açıldı. Daha sonra 2013 yılında da Bingöl Üniversitesinde açıldı. Zazaca dili için yapılan bu önemli çalışma Zaza halkı tarafından takdirle karşılandı.
Lakin şuan bu bölümden mezun olanlar için öğretmen atamalarında ihtiyaç olmasına rağmen bazen sadece 1 kontenjan bazen de hiç kontenjan verilmemektedir. Bu bölümden mezun olan öğrenciler özel sektörde de iş bulamadıkları için büyük problemlerle karşı karşıya kalmaktadır.
Ayrıca, Zaza halkının çoğunluğu muhafazakâr ve dini hassasiyeti olan bir halktır. Bu durumda Zaza halkı siyer (Peygamberimizin Hayatı), Kur’an-ı Kerim, Temel Dini Bilgiler gibi seçmeli dersler ile seçmeli Zazaca arasında tercih etme zorunluluğuna terk edilmektedir.
Yukarıda belirtilen sorunlarla karşı karşıya kalan Zazaca dili için yapılabilecekler şu şekilde sıralanabilir;
- Kreşlerde Zazaca dilinin öğretilmesi için çalışmalar yapılmalı.
(Çünkü anadil eğitimine küçük yaşlarda başlanmalıdır. Aksi takdirde öğrenci kendi dilini sonradan öğrenmeye çalıştığında yabancı bir dil öğreniyormuş gibi bir hisse kapılır. Bu durum öğrencinin kendi dilini öğrenmesini zorlaştırır ve kendi dilinden soğumasına sebebiyet verir.)
- Resmi (Hastane ve Adliye gibi) kurumlarda Zazaca dilinde tercümanlık ile ilgili çalışmalar yapılmalı
- Öğretmenlik atamalarında Zazaca için açılan boş kontenjanlara ivedilikle atamalar yapılmalı
(Öğretmenlik atamaları hususunda Zazaca’ya pozitif ayrıcalık tanınmalıdır.)
- Okul idarecilerinin seçmeli ders sürecinde Zazaca dersinin seçilmesi hususunda öncü irade göstermeleri
- Yerel ve ulusal medyada ( TV, Radyo programlarında) yetişkinlere ve çocuklara yönelik dil öğretim çalışmalarının yapılması
- Üniversitelerde dil araştırma merkezlerinin kurulması (imla, sözlük, dilbilgisi, alfabe, vs.)
[1] Abdulaziz Beki, “Filolojik Açıdan Zazaca’nın Yapısı”, II. Uluslararası, Zaza Tarihi ve Kültürü Sempozyumu, 2012, sy. 203
Doğruhaber/İsmail Cevizli