• DOLAR 34.679
  • EURO 36.493
  • ALTIN 2928.432
  • ...

            Metafor, insanların bir kavramı, bir duyguyu veya düşünceyi aktarırken kullandıkları söz veya söz öbekleridir. Metafor, bir durumu anlatmaya çalışırken, kavramları gerçek anlamları dışında ve benzetmelerden yararlanarak kullanmaktır. Araştırmalarda metaforun kullanılarak veriler elde etme yöntemine de metafor yöntemi denilmektedir.

            Metafora başvurmaya ihtiyaç duyulan alanlar, genelde soyut kavramların incelendiği alanlardır. Özellikle de insanların bir konudaki fikirlerini beyan etmeye çalışırken, bir duruma ilişkin hissiyatlarını dile getirmeye çabalarken ya da bir kavrama ilişkin algılarını ifade etmeye niyetlenirken metaforik bir yol izledikleri söylenebilir. Merhamet kavramı da kimi zaman bir duygu olarak anlaşıldığı için, kimi zaman bir değer olarak ele alındığı için ve kimi zaman da somutlaştırmada güçlük yaşandığı için insanlar tarafından başka bir kavrama benzetilerek açıklanma yoluna gidilmiştir.

            Yetişkinlerin merhamet kavramına ilişkin algılarının metaforik bağlamda incelendiği bir araştırmada, pek çok metafor tespit edilmiş ve söz konusu metaforların içeriği doğrultusunda farklı temalara ulaşılmıştır. Araştırmada, katılımcılara merhameti neye benzettikleri ve niçin bu benzetmeyi yaptıkları sorulmuştur. Katılımcılar ise merhameti herhangi bir kavrama/nesneye/varlığa benzetip bunun gerekçesini ifade etmiştir.

            Araştırma sonucuna göre merhametin en fazla benzetildiği kavram, anne kavramıdır. Başka bir ifadeyle, merhamet denilince insanların aklına gelen ilk kavramlardan biri annedir. Merhametin insanlık hali ancak anne üzerinden anlatılabilmektedir. Merhamet, çoğunlukla anneye ya da annelik vasfına benzetilerek somutlaştırılmaya çalışılmaktadır. Bu nedenle annenin evlatlarına karşı sevgi ve şefkati düşünüldüğünde, annenin ve anneliğin merhametin en iyi temsili olduğunu belirtmek mümkündür.

            Merhamet, anne-çocuk ilişkisinde belirginleşen bir değerdir. Anne, hiçbir beklentiye girmeden sevgi gösterisinde bulunan dayedir. Evladının iyiliği için kendi rahatından vazgeçebilen yüce ruhlu insandır, anne. Sessizce ağlayabilen ve iç dünyasındaki fırtınaları evlatlarına yansıtmadan gözlerden usulca damlalar akıtabilen şefkat kucaklı insandır, anne.

            Bir evlad-ı insandan duymuştuk: Anneyi ve anneliği akılla, zihinle anlamak zordur. Anne ancak gönülle hissedilebilir. Annelik ancak kalpteki sinir hücreleri (vagus) sayesinde anlaşılabilir. Belki yaşamdaki birçok şeyi anlatabilmeyi başarabiliriz. Ama söz konusu anne olunca, dil damağa yapışır. Boğaz düğümlenir. Yutkuna yutkuna kem küm ederiz. Ve imdadımıza metaforlar yetişir. Böylece anneyi başka bir şeye benzeterek anlatmaya çalışırız.

            Anne deyince aklımıza ne gelir? Merhamet değil mi? Merhamet deyince ruhumuzun derinliklerinde ve kişiliğimizin hamurunda mimarlık üstlenmiş annemizden bahsettiğimiz gibi anne deyince de dilimizin sokaklarında ve yüreğimizin kubbesinde merhamet sözcüğü yankılanır.

            Merhamet, anneyle anlatılabilir ya da anne üzerinden anlaşılabilir, dedik. Çünkü merhamet, insanın anne karnında canlıya dönüştüğü ilk andan başlar. İlk anlardaki kıpırtılar, annenin sancıları olur. Doğumla birlikte zayıf ve güçsüz bebeğe karşı annenin hizmetkârlığı ortaya çıkar. Çocuğun ağlamaları annenin şefkatli göğsünde sükût bulur. Yürüyüp özgürlüğün tadını alırken çocuk, annenin verdiği güvenle evin dışına tutulur. Çocuk büyür, çocuk ergen olur ve an gelir kendince evden kurtulur. Çocuk için kurtuluş olan hal, anne için hüzünlü bir kopuş olur. Bencilliğin hiçbir tonunu üzerinde bulamayacağımız insan, anne olarak kalırken, evlat ise hayatın bir başka mecrasında yol bulur, yollara revan olur.

            Diyeceğimiz şu ki, hayat yolunda, merhametten aldığımız nasip, yaşamın erken yıllarında ailemizin önemli bir etkisiyle gerçekleşmiştir. Babanın merhametli duruşuyla, sesiyle, bakışıyla çocukluğumuz emin kılınmış ve yetişkinliğimizin temeli atılmıştır. Annenin merhametli varlığıyla, yanımızdaki her haliyle, ahirete göç etmesine rağmen bizde bıraktığı hatıralarıyla her demde ve her zeminde hayatımıza umut aşılanmıştır. İyimserliğimizin her karesinde, annemizin sıcaklığının verdiği güvenin etkili olduğunu belirtebiliriz. Yaşamı anlamlı bulma ve sağlıklı kimlik kazanma meselemize ilişkin yolculuğun her adımında, annemizin merhametinin verdiği cesaretin önemli rol oynadığını vurgulayabiliriz.

            Merhamete dair konuşacaktık. Sözler, döndü dolaştı, anneye geldi. Anneye dair kelimeler sarf etmeye çalıştık. Kelimeler, döndü dolaştı, merhamete vardı. Hasıl-ı kelam, kısmetimize iki metafor kaldı: Merhamet-Anne.

Konuk yazar: Eşref Nas