• DOLAR 34.605
  • EURO 36.286
  • ALTIN 2931.352
  • ...

Müslümanlar olarak Ramazan ayını idrak ettik. Bu öyle mübarek bir aydır ki, Allah (cc) her çeşit güzelliği kendisinde cem etmiştir. O rahmet ayıdır, mağfiret ayıdır, cehennemden azat olma sebebidir. Rahmetin, bereketin gecesini gündüzünü kuşattığı şerefli bir aydır.

Ramazan ayı, nefse yönelip, en iyi şekilde terbiye etme fırsatı sunma anlamında kendi içerisinde bazı eğitsel yönler taşıyor. Bunların merkezinde hiç şüphesiz iktisadi eğitim bulunmaktadır.

     Ailenin, ki yapısı itibariyle toplumu meydana getiren ve ayakta tutan en küçük temel yapıdır, Ramazan ayında en fazla dikkat etmesi gereken husus şüphesiz iktisadi eğitim ve dengeli tüketim bilincidir. İstenen düzeyde bilinçli bir tüketim ve tasarruf eğitimini gerçekleştirmek için bu mübarek aydan istifade edilmelidir.

Ne var ki vakıa, çoğu Müslüman ailenin Ramazanda aşırı harcama problemiyle karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Yapılan araştırmaların birçoğu özellikle Körfez Ülkeleri başta olmak üzere, Ramazanda hazırlanan yiyeceklerin %45’inden fazlasının çöpe atıldığını gösteriyor. Ayrıca birçok istatistik Ramazan’da yapılan harcamaların, yıl boyunca yapılan harcamalardan %10 ile %40 arasında daha fazla olduğuna işaret ediyor.

Dahası, asıl sorun sadece tüketimin bu aşırılıkta yapılması değil, bu ülkelerin ekseriyetle içerde temel gıda bulma noktasında sıkıntı çekmesi ve buna bağlı olarak da çoğunlukla ihtiyacını ithalat yoluyla karşılamasıdır. Bu durum doğal olarak İslam ülkelerini dışarıya bağımlı hale getiriyor. İşte bu vaziyet Müslümanların karşı karşıya kaldığı en büyük tehlikedir. Bu şekilde İslam ülkeleri gıda stokunu elinde bulunduran ülkelere boyun eğmek zorunda kalıyor.

Çünkü bu ülkeler gıdaların kalitesiyle, cinsiyle istedikleri gibi oynayabiliyor ve istedikleri zaman ürünü kısabiliyor veya fazlasını gönderebiliyorlar. Böylesi bir pozisyonda tüketim birçok boyutuyla ülkenin güvenliğini ve ekonomisini tehdit eden büyük bir tehlikeye dönüşmüş oluyor.

Büyük bir üzüntüyle söyleyebiliriz ki, Müslüman aile Ramazanı yıllık israf mevsimine dönüştürmüş durumda. Maalesef çarşı pazarlardaki alışveriş Ramazan’da çığırından çıkmış ve kişi, gördüğü ve canının çektiği her şeyi alır olmuş.

Bu gidiş orucun hikmetine uymayan, sıhhat açısından faydadan çok zarar veren ve iktisadın ilkeleri ile çelişen bir vaziyet almış durumda.

Matematiksel mantık Ramazan’ın iktisat ayı olduğunu, yapılan harcamaların 3’te 1 düşmesi gerektiğini söyler, çünkü normal günlerde hazırlanan 3 öğünün Ramazanda 2 öğüne düşmesi bunu gerektirir. Ancak vakıa bunun hiç de öyle olmadığını gözler önüne seriyor.

         Tabi ki biz, Müslüman ailenin Ramazanı büyük bir sevinç ve mutlulukla karşılama ve cömertçe misafir ağırlama hakkını inkâr etmiyoruz. Ancak, bu sevinç onu müsrif bir aileye, ibadetlerinde tembel olmaya ve Ramazanı diğer aylardan ayıran en önemli özelliği olan bereketi yok etmeye dönüştürmemelidir. Tekrar edegelen tüketim çılgınlığına karşı, bu mübarek ayda iradesini ortaya koyarak Müslüman ailenin mezkûr bereketin kıymetini muhafaza etmesi ve de “Yiyin için fakat israf etmeyin” Kur’an-i kaidesi gereğince bireysel ve toplumsal anlamda bilinçli tüketim eğitimini gerçekleştirmesi gerekir.

Canın Her İstediğinde Alacak mısın?

      Muhakkak ki Ramazan, Müslüman ailenin doğru ve dengeli tüketimde iyi bir model olması ve ayrıca gündelik yaşamında tüketmeye alıştığı bazı şeyleri bir ay boyunca her gün uzun saatler boyu terk ederek pratikte yaşamaya alışması noktasında büyük bir fırsattır.

Hz. Ömer bir gün oğlu Abdullah’ı durdurup ona nereye gittiğini sorar. Oğlu Abdullah canının et istediğini bu sebeple pazara gittiğini söyler. Hz. Ömer kendisine Canın her bir şey istediğinde onu alacak mısın! Şeklinde nasihatte bulunmuştur.

Peygamber (as) -bulabilirse- orucunu taze hurmayla açar, bulamazsa kuru hurmayla, o da olmazsa birkaç yudum suyla açardı. Bu da bize gösteriyor ki, Efendimiz orucu nefis tezkiyesi için tutmuştur. Karnını çeşit çeşit yiyecek ve içeceklerle doldurup da günaha meyleder hale gelen, ibadetlere karşı ağırlaşan, sahip olduğu malı tüketerek bitiren, vaktini çarşı pazarda zayi eden bizler gibi yapmamıştır.

Özetle Müslüman aile Ramazandan bilinçli tasarruf ve tüketim eğitimi anlamında istifade etmelidir. Bu hususta Peygamber efendimiz şöyle buyurmaktadır; “Allah helal kazanan,  dengeli harcayıp infak eden, fakirliğini ve ihtiyacını hesaplayarak arta kalanında da tasarrufta bulunan kişiye merhamet etsin” (Muttefekun Aleyh)

Doç. Dr. Ashraf Dawaba

 Mütercim: Süleyman KIZILÇINAR