• DOLAR 34.794
  • EURO 36.231
  • ALTIN 3013.4
  • ...

Ümmetin çocukları kardeş olmayı beceremediler. Hiçbir zaman bir araya gelmemesi gereken insanlarla ve ülkelerle dost ve ahbap oldular. Ancak kardeş olması gerekenlerle, bir araya gelip bu hukuklarını uygulamaya koyma erdemini şimdiye kadar gösteremediler.

Irak Kürdistan'ında geliştirilen politika, orta ve uzun vadede zarardan başka bir şey ortaya çıkarmayacaktır. Birbirleriyle rahatça kardeş geçinebilecek bu bölge insanları, birilerinin gazına gelerek bir anda bütün köprüleri atmak gibi bir sürecin içerisinde kendilerini buldular. Kısa süreliğine belki birilerinin milliyetçi duyguları tatmin olabilir. Ama daha sonra Suriye benzeri bir kaosun içine sürüklenirsek, hemen herkes bu kaosun ateşi içerisinde yanacaktır.

Suriye'de bugünden sonra tek kurşun bile atılmazsa, kaos ortadan tamamen kaldırılsa, barış ve huzur tüm ülkeye hakim olsa bile buranın yeniden imarı on yılları alacaktır. Yaşanan insanlık trajedileri elli yıl sonra bile canlı bir şekilde hatırlanacaktır. Parçalanan ailelerin buluşması ancak kıyamette gerçekleşebilecektir. Hayalleri çalınan milyonlarca insanın, ümit ve özgürlüğünü kim iade edebilecektir? Akdeniz'de boğulan on binlerce mültecinin bir mezarlarının dahi olmayışını nasıl izah edeceğiz?

Yemen için kim dertleniyor? Suudiler ile ABD el ele vermiş bir ülkenin yok oluşunu gerçekleştirmenin gaddarlığını bize ispatlıyorlar. Binlerce çocuğun salgın hastalıktan ölümünü izliyoruz. Bu çağda insanların açlıktan ve yetersiz beslenmeden dolayı Yemen'deki hazin görüntülerini ibretle seyretmekteyiz. Suudilerin, Yemenlilerin kardeşlik hukukunu ayaklar altına alışlarını ve İslam düşmanı kâfir, zalim olan ABD ile zelil dostluk ve işbirliklerine tanık olmaktayız.

Arakan'daki Budist çetelerin Müslümanlara yönelik vahşi uygulamalarına, katliam ve işkencelerina çaresizlik içerisinde bakmaktayız. Çare olabilecek durumda olanların ise Myanmar hükümetini el altından destekleyen batı küfür cephesinin kâhyası durumunda olduklarını üzülerek görmekteyiz. Arakan'ın insansızlaştırılması ve akabinde İslamsız hale getirilmesinin aramızdaki İslam kardeşliğini güçlendirmesi gerekirken, kardeşliğimizi parçalamaya yönelik bir takım kavmi hezeyanlara bizleri savurursa, elbette dünyadaki izzetimiz elden gideceği gibi ahiret defterimizin de dürüleceğini bilmemiz gerekmektedir.

Birileri sürekli olarak defterimizi dürmek için pusuda bekliyorken, bütün bunları görmeyip bizlerin de birbirimizi yemek için büyük çabanın içine girmemiz, aslında ne kadar da küçük hesaplar peşinde olduğumuzu göstermektedir. İslam kardeşliğinin önemsenip ön plana çıkarılması gerekirken, kavmi duyguların kabartılması ve asabiyet tamtamlarının pervasızca çalınması batının ümmet üzerinde oynattığı oyunda bize figüran olmaktan başka bir pay düşmeyecektir.

En çok ihtiyaç duyduğumuz bir zamanda kardeşliğimizin böyle bozuk para gibi harcandığından dolayı, düşmanın entrikalarının işlev görmesine bile gerek kalmayacaktır. Küfrün saldırı ve yok etme projelerine ihtiyaç olmayacaktır. Kardeşliğin farz olduğu bir ümmette, kardeşliğin bu derece ölçüsüzce yok sayıldığı ve kardeşlik haklarının ayaklar altına alındığı bir zeminde düşmana gerek kalmayacaktır. Ve esas tehlike de budur.

Birbirimizle uğraşarak, birbirimizin hukukunu çiğneyerek bir yere varamayız. Birbirlerinin hukukunu çiğneyen Suriyelilerin acıklı sonları gözlerimizin önündeyken, asabiyet söylemleriyle kardeşliği baltalamaya yönelmemiz bize çok daha pahalıya mal olabilir. Ümmetin son sakin limanı olan ülkemizin dış politikaları belirlenirken, ırki taassubundan başka bir politika ve hayırlı bir söylem geliştirmemiş olanların hastalıklı zihin dünyalarının kir ve paslarıyla hareket edilmemelidir.

Hayırlı olan ve tercih edilmesi gereken kardeşliktir. Bizi birbirimize bağlayacak ve bizleri barış ve huzur içinde tutacak olan da ancak budur. Kaçınmamız gereken ise ihtilaflarımız ve asabiyet duygularımızdır. Hırsımız ve düşmanların oyununu görmeme, bizi çaresizliğe götürmemelidir. Çare ve tedbir kardeşliktedir. Geleceğin huzur ve barış içerisinde inşa edilmesi de ancak kardeşlikle mümkün olacaktır.