Gazze'de Çocuk Olmak!
Gazze, 21. gündür eşi benzeri görülmemiş bir vahşetle bombalanıyor. Sırayla bütün evler, binalar içindekilerle beraber yok ediliyor. Mahalleler, mülteci kampları ve köyler sırayla dümdüz edilerek yaşanmaz hale getiriliyor. Okullar, camiler, kiliseler ve hastaneler birer birer bombaların hedefi haline geliyor. Artık toplu katliamlar hastanelerde gerçekleşiyor. Tarihin en gaddarca yıkımı, çocuk katliamı ve soykırımı maalesef şu an Gazze'de gerçekleştiriliyor.
Bütün küfür cephesi Amerika’nın öncülüğünde birleşmiş, siyonist terör çetesinin insanlık dışı katliamını sürdürmesi için teşvik etmektedir. Ateşkesin sağlanması için çağrı yapacaklarına; bombardımanın aralıksız sürdürülmesi ve Gazzeli Müslümanların soykırımdan geçirilmesi için sınırsız destek açıklamasında bulunup durmaktadırlar.
Buna karşılık İslam dünyasının yönetici ve yetkilileri acizlik, korkaklık ve ihanet içerisinde bu soykırımı izleyip durmaktadır. Buradaki savaşın Gazzeli Müslümanlarla siyonist terör çetesi arasındaki bir savaş değil; hak ve batıl savaşı olduğunu anlamayacak kadar basiretsiz, idraksiz ve inançsız zavallılardır. Bütün kâfir devletler birleşmiş, melun topluluğa sınırsız desteklerini sunmuş ve bu açık destekle Gazze'ye en acımasız yöntemlerle saldırıp çocukları, anneleri, yaşlıları ve bütün Müslüman halkı sırayla öldürmektedirler.
İşte, bu mazlum Gazze'de çocuk olmak ise dünyada iken cehennemi yaşamaktır. Her an uçak ve bomba sesleri altında ölümü beklemektir. Yandaki eve atılan bombanın patlamasıyla, evleri başlarına yıkılan, annelerinin çığlık ve feryatlar içinde ölümlerine şahit olmaktır. Tarumar edilen evlerinin, yuvalarının enkazı altında ölmeyi beklemektir.
Gazze'de çocuk olmak; hastanede dahi can güvenliğinin olmamasıdır. Hastalandığında doktora gidememesidir. Doktora gidebildiyse ilaç bulamamasıdır. Bırakın bir soğuk algınlığı için hastaneye gidip tedavi olmak; bombardımanda kolu, ayağı koptuğu, bomba ve kurşunların etkisiyle her tarafı yara bere içerisinde olduğu halde acılar ve çaresizlik içerisinde ölümü beklemektir.
Gazze'de çocuk olmak; eğer şanslı ise annesinin, babasının kucağında kefenlenmeyi beklemektir. Çoğu zaman ise parçalanmış cesedinin, ancak bir poşetin içinde bir araya getirilmesi demektir. Bu alçak saldırılarda annesiz kalmak, anneyle beraber ölmek, çoğunlukla bütün aile fertleriyle toplu olarak ölmek demektir. Bu ölüm diyarında; parçalanmış cesedinin arkasında ağlayacak ve yas tutup ağıt yakacak bir annenin hayatta olmaması demektir.
Gazze'de çocuk olmak, akranları okul bahçelerinde, parklarda ve evlerinin sokaklarında oynarken; bombardımanlarla harap olan şehirlerinde, içinde ders görecekleri bir okul, içerisinde oynayacakları bir parkları ve içinde dolaşacakları bir sokaklarının olmamasıdır. Tonluk bombalarla yok edilen beldelerinde, içinde yaşayıp rahat uyuyacakları bir evlerinin bırakılmamasıdır. Dümdüz edilen şehirlerinde çığlıklarının arşa yükselmesidir.
Gazze'de çocuk olmak; annesiz, babasız, yetim ve öksüz kalmaktır. Susuz, yemeksiz açlıktan ölmektir. İlaçsız, tedavisiz, salgından ve hastalıktan ölmektir. Uçakların, bombaların ve füzelerin sesleri ve patlamaları etkisinde sürekli şok geçirmektir. Yıkıntılar arasında, parçalanmış bedenleri ve çaresiz bakışlarıyla hepimizi Allah'a şikâyet etmektir.
Gazze'de çocuk olmak; melun topluluğun bombaları altında ve Müslüman idarecilerin taşlaşmış vicdanları karşısında ölümlerden ölüm beğenmektir.