8. Âlimler Buluşması ya da Umut Işığı
İttihadul Ulema tarafından Diyarbakır'da; yurtiçi ve yurtdışından, önde gelen âlimlerin katılımıyla 8. Âlimler buluşması gerçekleştirildi. Ülkemizdeki medyanın kör ve sağır kaldığı bu buluşma, beraberinde birçok güzelliğin de yaşanmasına vesile oldu. Her şeyden önce âlimlerin bir araya gelip ümmet sorunlarını konuşmaları ve çözüm noktasında istişarelerde bulunuyor olması son yüzyılın, en özlenen tablosu olarak hafızalardaki yerini almış bulunmaktadır.
Bu toplumun ihyası ve yeniden inşası konuşulacaksa, gelecek nesillerin İslam fıtratı üzerinde yetiştirilmeleri amaçlanacaksa; bu hedef ancak âlimlerin sorumluluk almasıyla mümkündür. Âlimlerin öncülük ettiği bir inşa süreci en doğru adım olacaktır. İlmi ile amil ulemanın tebliğ ve irşad çalışmaları her dönemde toplumun kurtuluş reçetesi hükmünde olmuştur. Bu çalışmalar, her dönemde ümmetin çocuklarının gaflet uykusundan uyanıp bilinçlenmesi ve inançlarını hayatlarının gayesi kılmalarının zemini olmuştur.
Ulemanın azlığı veya etkisinin yok olduğu/edildiği son asrımızda; toplumsal çürümüşlük, ahlaksızlık, gaflet ve inançsızlık başını almış yürümüştür. Şeytanın ve küfrün esas hedefi olan bu olumsuzluklar, bir proje olarak ümmete dayatılmış, iç ve dış karanlık odaklar bilinçli ve planlı bir şekilde ulemanın toplum üzerindeki söz söyleme zeminini tamamen ortadan kaldırarak hedefini gerçekleştirebilmiştir.
Küfür cephesi son dönemlerde, İslam'a ve mukaddesatlarına topyekûn bir savaş açmış, bu acı hakikat büyük tahribat dalgaları şeklinde toplumumuzu yutup durmaktadır. Herkesin bu inançsızlık kaosu ortasında çaresiz kaldığı, kimi ulemanın suskun kaldığı veya yetersiz olduğu bu karanlık asırda; âlimlerin buluşmaları, istişarelerde bulunmaları ve dertlerimize çözüm noktasında fikir beyan etmeleri büyük bir heyecan dalgasının oluşmasını beraberinde getirdi.
Bu buluşma, 2 milyarlık İslam âlemi içerisinde belki küçük bir eylem olarak değerlendirilebilir. Ancak gördüğü işlev itibariyle son dönemin en büyük adımlarından birisi olarak kendisini göstermektedir. Zira âlimlerin topluma rehberlik etme, hakikati gösterme noktasında irade ortaya koymak ve sorunlara İslami bakış açısıyla çözüm üretmek gibi özlenen bir buluşmayı gerçekleştirmeleri cidden müminleri ümitlendirmektedir.
Birçok İslam beldesindeki âlimlerin bir araya gelmesi, istişarede bulunması, sorunların çözümü konusunda tevhidi bir bakış açısıyla öneride bulunması ve belki de süreç içerisinde karar alması Müslümanların son zamanlardaki büyük kazanımlarından biri olarak değerlendirilebilir. İslam ümmetinin bölük pörçüklüğü karşısında bu birliktelik ve istişareler, bizleri heyecanlandırdığı gibi geleceğe dair daha ümitvar olmamızı da müjdelemektedir.
İttihadul Ulemanın ümmet için bu hayırlı adımı, her yönüyle desteklenmeli, ümmetin her beldesinden âlimlerin daha geniş katılımlarının sağlanması için gerekli çalışmalar en seri bir şekilde yapılmalı, istişareler karar alma sürecine doğru yol almalıdır. Âlimlerin öncülüğü, topluma etkileri, ilmi birikim ve tevhidi rehberlikleri de somut olarak ortaya konulmalıdır. Âlimlerin toplumda sorumluluk alıp toplumun yetiştirilmesi noktasında; ortak nebevi eğitim müfredatının uygulanması konusunda birlikte hareket etmelerinin sağlanması ise daha büyük bir önem arz etmektedir.
İttihadül Ulema, netice itibariyle hayırlı bir adım atarak âlimleri bir araya getirmiştir. Ümmetin devasa sorunlarının çözüm adresini bu buluşmayı gerçekleştirerek doğru bir şekilde tespit etmiştir. Âlimlerin de bir araya gelme şuuru ve sorunlara çözüm üretme sorumluluğu, gelecek adına ümitlerimizi artırıyor.