• DOLAR 34.658
  • EURO 36.376
  • ALTIN 2931.942
  • ...

Deprem felaketinin 40. günü geride kaldı. Sivil Toplum Kuruluşlarının yardımları tüm hızıyla devam ediyor. Yaralar sarılmaya çalışılıyor. Eksiklikler çok fazla, her gün yeni ihtiyaçlar ortaya çıkmakta ve depremzedelerin travmaları devam etmektedir. İslami STK'ların olağanüstü gayretleri deprem bölgesinin her tarafında hâlihazırda artarak devam etektedir.

Umut Kervanı Vakfı ve kardeş yardım kuruluşlarıyla depremin ilk gününden şimdiye kadar sahada çalışmalarını büyük bir özveri ile sürdürmektedirler. Kurduğu 14 noktadaki aşevleriyle, depremzede kardeşlerimizin yiyecek ihtiyaçlarını gidermeye devam etmektedirler. Günde on binlerce vatandaşımızın sıcak yemek yemeleri için seferberlik anlayışı içerisinde çalışmalarını sürdürmektedirler. Bununla beraber, giyecek ve diğer yardımların da ulaştırılması için çalışmalarını gece gündüz sürdürmektedirler.

Umut Kervanı Vakfının bir yetkilisinin, deprem bölgesinden bir depremzedenin söylediği "bizi yalnız bırakmayın" şeklindeki aktarımları; esas şimdi daha anlamlı hale gelmiş bulunmaktadır. İlk günlerin sıcaklığı esnasında hemen herkes seferberlik anlayışı içerisinde yardıma koştu. Yaraların sarılmasında hemen herkes üzerine düşeni yapmaya çalıştı. Ancak ihtiyaçlar şuan da bile artarak devam etmekte, yardımların arkasının kesilmemesi büyük önem arz etmektedir.

Depremzedelerin barınma ihtiyaçlarından giyimlerine kadar, yeme içme sorunundan temizlik ve banyoya kadar acil ihtiyaçları devam ediyor. Bir kısmı çözüme kavuşturuldu, bir kısmı çözülmeye devam ediliyor ve büyük bir kısmı ise henüz ciddi bir sorun olarak çözülmeyi bekliyor. Devlet-millet işbirliğiyle sorunlar çözülmeye devam edilecektir. Ancak yardımların kesintisiz devam etmesi ve yaraların daha hızlı sarılması hedefi kesintiye uğramamalıdır.

Fakat son günlerdeki politik tartışma ve seçim süreci depremzedelerin sorunlarını bir anda gölgede bıraktı. Açta, açıkta, yaralı, çaresiz ve belki de umudunu yitirmiş bu insanların seçim atmosferine kurban edilmesi; boş ve gereksiz politik tartışmaların ısrarla gündemde tutulmaya çalışılması haklı olarak depremzedelerin 'yalnız bırakıldıklarının' hissinin oluşmasını beraberinde getirmektedir. Bu kısır tartışmalara zemin hazırlayanlar ve depremi gündem dışına itmeye çalışanları çok iyi tanımak gerekmektedir.

Bu büyük felaketin yaralarına karşı çok uzun bir zaman ve imkân ayırmak zorunludur. Deprem bölgesindekilerin hâlâ çok ciddi bir yardıma ihtiyaçları olduğu bu süreçte, onları unutulmaya terk etmek ve hele seçim gibi bir sürece kurban etmek ise tam bir sorumsuzluktur. Bu zemini hazırlayanlar ve depremzedelerin sorunlarının gündemin alt sıralarına iteleme cambazlığını sergileyenleri bu millet asla affetmeyecektir. Eğer deprem felaketi bunların hırslarını dizginleyememişse, bunların hırs ve açgözlülüklerinden korkmak gerekmektedir.

Maddi ve manevi desteğe ihtiyacın her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğu bu süreçte; hiç kimsenin yapıp ettikleriyle, siyasi hırslarıyla, kapris ve bencillikleriyle bu mağdur insanları 'terk edilmiş' hissine maruz bırakmamamız gerekiyor. Kimler sahayı terk etse de Umut Kervanı Vakfı ve diğer İslami STK'lar bu insanları asla terk etmemelidir. İlk günün heyecanı ve ihlası ile depremzede kardeşlerimizin yanında bulunmaya ve dertlerine çare olmaya devam etmelidirler.

Umut Kervanı, kimsesiz ve çaresiz ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye her zamankinden daha fazla gayret göstermeli, Avrupa Yetim Eli de yetim ve çaresizlere kol kanat germeye büyük bir hassasiyetle devam etmelidir. İslami ve insani sorumluluğumuz bunu gerektiriyor.