• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

2022-2023 Eğitim öğretim yılının 1.yarıyıl tatili başladı. 18 milyon öğrenci ile 1,3 milyon öğretmen, 15 gün sürecek ara tatili hak etti. Hem öğrencilerimiz hem de öğretmenlerimiz dinlenmeyi ve yorgunluklarını atacak bir süreci yaşamaları gerekir. Bu tatilin öğrenci ve öğretmenlerimize hayırlı olmasını dilerim.

Elbette karnelerini alan öğrencilerimizden bazıları sevinecek, bazıları da yeteri çalışma ve performansı ortaya koyamadığı için bir burukluk yaşayacaktır. Ama sonuç ne olursa olsun velilerimiz, çocuklarımızın karne heyecanını gölgede bırakacak bir olumsuz tavır takınmamaları en doğrusu olacaktır. Sevince ortak olmaları gerektiği gibi bir burukluk varsa eğer hep beraber ve yumuşak bir üslup ile bunu olumlu bir havaya çevirme yoluna gidilmelidir.

Bu 15 günlük sürede herkesin dinlenmesi esas olmalıdır. Birinci dönemin bir muhasebesi yapılmalı, eksiklikler görülmeli ve ikinci döneme yönelik bir planlama yapılmalıdır. Başarılar imkânlar doğrultusunda ödüllendirilmeli, eksiklikleri olan öğrencileriz ise çalışmaktan başka bir seçeneğin olmadığı ve başarının ancak gereği gibi çalışmakla mümkün olabileceği bilincini elde etmelidirler.

Ama eğitimde bazı şeylerin ters gittiği gerçeği de ortadadır. Niteliğin bir türlü ortaya çıkmaması, ciddi bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Fiziki bazı yetersizlikler, bazı sınıfların aşarı kalabalık olması vb. olumsuzluklar olmakla beraber, esas itibariyle bir kalite sorunu olduğu aşikârdır. Uluslararası bazı kuruluşların istatistikleri maalesef birçok alanda yetersizlik ve eksikliklerin başarısızlığı ortaya koyduğunu göstermektedir.

Son yıllarda kısmı bir başarı artışının olduğu doğrudur. Ancak 18 milyon insanın içinde bulunduğu bu eğitim sürecinin çok daha nitelikli bir şekilde başarı grafiğini bize göstermesi gerekirdi. İmkânların artışı doğrultusunda, bir başarı artışı bir türlü ortaya çıkmıyor. Her dönemin başında veya sonunda bu tartışmalar yapılmakta ancak bir arpa boyu yol alınmadığı gerçeği ile yüzleşmekteyiz.

Eğitimde niteliğin artırılmasına yönelik ciddi arayışların olduğu ve bazı tedbirlerin alınmakta olduğu görülmektedir. Fakat bu büyük ve dinamik kitlenin ihmale gelir bir tarafı yoktur. Zaman çok çabuk geçmekte, bu 18 milyonluk kitlenin başarı durumu uykularımızı kaçırması gerekirken üniversitelerin, siyaset kurumunun ve diğer yetkili kuruluşların bu hususta ciddi adımlar atmaması da ayrı sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Çocukların karnelerine baktığımızda, aslında toplum olarak karnemizin de ne durumda olduğu görülmektedir. Doğrusu olan, herkesin kendine iğneyi batırarak gerçeğini görmesi, yapması gerekenleri ihmal etmeden yerine getirmesi bir zarurettir. Mevcut sistemin eksiklik ve yanlışlıklarına rağmen bu öğrenciler eğitimlerini almaya devam edeceklerdir. Dolayısıyla bir başarı hikâyesinin ortaya çıkması için hemen herkesin acil olarak 'bu taşın altına elini koyması' gerekmektedir.

Gelecek dönemin sonunda hala bu konuyu bu şekilde konuşuyor ve çözüm noktasında gerekli adımlar acil olarak atılmamış ise daha birçok kuşak insanı heba edeceğiz demektir. Böyle bir sorumsuzluğa kimsenin hakkının olmadığı düşünüyorum.