• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.86
  • ...

Zonguldak'ın Ereğli ilçesinin bir lisesinde çekildiği belirtilen görüntüler, tam da eğitim sistemimizin hali pürmelalini göstermesi açısından ibret vericidir. Engelli bir bireye, sınıf arkadaşları tarafından uygulanan fiziki ve sözlü saldırılar tüyler ürpertici cinstendir. Belki de pozitif bir ayrımcılıkla herkes tarafından korunup kollanması gerekirken, fiziki ve sözlü şiddete maruz kalmış olması hem de sınıf arkadaşları tarafından, kelimenin tam anlamıyla tükenmişliğimizin en somut göstergesidir.

Seküler/dinden tamamen soyutlanmış kodlarla oluşturulmuş olan eğitim sistemimiz, batı değerlerini bize 'kutsal bir formatta' dayattı. Bu Seküler anlayışta, inanç değerlerimiz olabildiğince kötülenmiş, yok sayılmış ve hayattan tamamen koparılması anlayışı üzerine inşa edilmiştir. İnanç değerlerimize ne kadar aykırı uygulama, anlayış ve yaklaşım tarzları varsa bütün kokuşmuşlukları ile çocuklarımızın zihinlerine boca edilmiştir.

On yıllardır uygulanan bu 'laikçi eğitim' sistemiyle, bugün karşı karşıya kaldığımız canavarca davranış biçimleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Dini değerlerin yok sayıldığı, inançsızlığın ve ibadetsizliğin özendirildiği bu eğitim sistemi; batı 'değersizleri' olan ahlaksızlığı, şahsiyetsizliği ve bencilliği eğitim sisteminin ana kodları haline getirmiştir. Bu sistemde, defolu bireylerden başka bir şey beklememek lazımdır.

Bu görüntülerde dört-beş kişi aralıksız bir şekilde, engelli arkadaşlarına adeta eziyet etme yarışına girmişlerdir. Bunu eğlence amacıyla yapmaya çalışmaktadırlar. Karşılarındaki engelli bireyin el üstünde tutulması gerekirken hepsinin sırayla dayak atma, itme ve kakma saldırısında bulunması yeni neslin acınası halini ortaya koymaktadır. Bundan daha korkunç olan ise bu grubun içerisinde tek bir kişinin bile insani bir davranış sergileyerek karşı çıkmamasıdır.

Ailesinin, özellikle annesinin karşı karşıya kalacağı travmatik durumu bir yana, bu engelli bireyin kendisine uygulanan vandallık karşısında 'arkadaşlık' mefhumuna yükleyeceği anlamı, daha doğrusu 'insanlık' kavramına getireceği tanımı yeni baştan bu engelli bireyden dinlemek lazımdır. Bunun ilk vaka olmadığı gibi son vaka da olmayacağını bilmemiz gerekmektedir.

Eğitim sistemimiz, maalesef bu tip defolu bireyler üretme fabrikasına dönüşmüş durumdadır. Birkaç kişinin haylazlığı, üç beş kendini bilmezin sorumsuz davranışı deyip bu eğitim sisteminin kodlarını, referanslarını ve önceliklerini masaya yatırıp milli ve manevi değerlerimizi içermediğini net olarak ortaya koymazsak; bundan çok daha acı ve travmatik sahnelerle karşılaşacağız.

Kardeşlik, doğruluk, yardımseverlik, başkasını kendisine tercih edebilme erdemi ve yaratılanı Yaradan'dan dolayı sevme bilinci, milli ve manevi değerlerimizin esası iken; inançsızlık, ilkesizlik, çıkarcılık, bencillik ve hazcılık batı değerlerinin kodlarını oluşturmaktadır. Şimdi aklı başında olan hiçbir insan kendi milli ve manevi değerlerine savaş açıp eğitim sisteminde çıkarır; yerine edepten, erdemden ve insanlıktan nasibini almamış ilkesiz ve inançsız bir anlayışı eğitim sistemimizin ana unsuru haline getirir mi?

Bu eğitim sistemi kökten değiştirilmelidir. Milli ve manevi değerlerimizin, hassasiyet ve önceliklerimizin esas alındığı bir eğitim sistemi yeni baştan inşa edilmelidir. Aksi takdirde gençliğimiz elimizden alındığı gibi geleceğimizi de şimdiden gasp etmiş olacaklar.