ASGARİ ÜCRET VE ZAM TAKLACILARI
Yeni Asgari ücret belli oldu. 2023 yılı için yapılan artış ile asgari ücret 8.500 liraya ulaştı. % 54 gibi bir artışla çalışanların rahat bir nefes alması amaçlandı. İyi bir artış olduğunu düşünüyorum. Bu enflasyonist ortamda, bu rakamın yeterli olmayacağı kanaati olmakla beraber işveren-işçi-piyasa denkleminde ele alındığında bir rahatlamaya vesile olacağını söyleyebiliriz.
Ekonomik bir krizden geçtiğimizi, bu krizin dünyanın tamamını etkisi altına aldığını ve komşularımızın birçoğunda, savaşlar, iç savaş, çatışma ve mültecilik gibi ağır buhranların bölgemizi ve dolayısıyla bütün dünyayı kasıp kavurduğunu da unutmamak gerekir. Bölgesel ve küresel kaosların herkesi etkilediği gibi bizi daha fazla etkilediği söylenebilir.
Böyle bir ortamda sadece çalışanların değil, işverenlerin durumunu da göz ardı etmememiz gerekir. Ürettiklerini satamayan, sattıklarının yerine gerekli hammaddeyi tedarik edemeyen dolayısıyla ekonomik çarkların düzenli ve planlı çalışmasının aksaması; işçi ücretlerinin ödenmemesinden dolayı işçi çıkarmalar olursa, bu durumda başka sorunlara kapı aralayacaktır. Tek taraflı bir yaklaşım, sorunu tek taraflı görme ve dolayısıyla doğru çözümü bulmayı da zorlaştıracaktır.
Ancak esas endişe, zam taklacılarının sahneleyecekleri iğrenç oyunlarıdır. Daha asgari ücretin artışı ile ilgili toplantı ve istişareler devam ederken, piyasa cambazlarının zam artışına çoktan başlamış olmalarıdır. Her gün değişen etiketlerin, asgari ücret artışı ile daha insafsızca yapılmaya başlanmasıdır. Elini taşın altına koyan işverenlerin, personel giderleriyle yaşayacağı zorluklar ve işçi çıkarmama noktasında sergileyeceği fedakârlıklar anlaşılmadan yeni zam haberleriyle asgari ücretlinin yine geçinememe acı gerçeğiyle karşı karşıya kalacağız.
Bundan daha acı olanı ise; asgari ücretlinin yeni zamlarla cebinde hiçbir rahatlama hissetmeden, piyasa canavarlarına teslim olmaktan başka çaresinin kalmamasıdır. Az da olsa bir rahatlama hayalini kuran asgari ücretlinin, bir ay bile bir rahatlama görmeden zam saldırıları karşısında etkisiz hale gelmesi ekonomik gidişatın problemlerle dolu olduğunu, ekonomik krizin birileri tarafından kusursuz bir şekilde manipüle edildiği ve halkın cebini boşaltmada çok mahir hale geldiğini bize göstermektedir.
Bu zam taklacılarına, ekonomik krizi kendilerine ranta dönüştüren açgözlülere, halkın cebini boşaltmaya doymayan hırsızlara, kriz ve kaos baronlarına dur demek elbette hükümetin asli vazifesidir. Bu görevini ihmal ettiği, yasal ve kolluk tedbirlerini güncelleyip en üst seviyeye çıkarmadığı, bu arsız ve hırsızların elini kesmediği sürece; asgari ücrete ne kadar artış yapılırsa yapılsın, bu millet bir arpa boyu rahatlama görmeyecektir.
Buradan bütün yetkili ve etkili kişi ve kurumlara sesleniyoruz; yapılan asgari ücret artışını yeterli bulamazsak bile takdir ediyoruz. Bu ekonomik şartlarda böyle bir artışın yaraya merhem olacağını düşünüyoruz. Ancak; Aralık ayı bitmeden, en caydırıcısından, en etkilisinden ve halka güven verecek en okkalısından bir tedbirle bu zam taklacılarının ellerinin, kollarının ve dillerinin bağlanmasıdır. Halkın cebine yerleştirdikleri hortumlarının kesilmesidir. Piyasa hırsızlarının bütün araç ve gereçlerinin ellerinden alınarak kara ve iğrenç yüzlerinin teşhir edilmesidir.
Aksi takdirde, asgari ücrete yapılan artışın hiçbir anlamı olmayacaktır.