• DOLAR 34.66
  • EURO 36.375
  • ALTIN 2930.18
  • ...

Son dönemlerde İslami değerlere yönelik saldırılar artarak devam ediyor. Şimdiye kadar haddini bilmez, bazı ahmaklar tarafından genelde sözlü saldırılar yapılmaktaydı. Ancak geçen gün, fiili olarak Kur'an'ı tekmeleyecek kadar insanlıktan çıkmış bir yaratık ortaya çıktı ve Müslüman bir ülkede, Müslümanların kutsal kitabına tekme atarak alçaklığını ortaya koydu.

Seküler batı/l sistem, ahlaksız, şahsiyetsiz, değersiz ve ahmak bir tür yetiştirmeyi sonunda başardı. On yıllardır sürdürülen eğitim sistemiyle 'dinsiz bir gençlik' oluşturma hedefine şimdilik ulaşılmış bulunmaktadır. Dinin (İslam dini) ve kutsal değerlerinin yok edilmesi hedeflenmiş bir eğitim sisteminde; ahlaklı ve şahsiyetli bir insan profilinin ortaya çıkmasını beklemek ise beyhudedir. Ahlaksız ve şahsiyetsiz yaratıklar ise ancak değersiz ve ahmak olmayı becerebilirler.

Kendi kutsal değerlerine düşman bir neslin, hemen bir haftada ortaya çıkmadığını, on yıllardır sürdürülen bir dinsizleştirme politikasıyla bu hedeflere ulaşıldığını artık bilmemiz gerekir. 'Biz ne ara böyle bozulduk' safça hezeyanları dile getirenler, alçakça sürdürülen bu ifsat projelerini anlayamayacak/göremeyecek kadar şahsiyetleri ellerinden alınmış, idrakleri tamamen yok edilmiş ve tüketim çılgınlığının idraksiz bir piyonu haline getirilmiş olan zavallılardır.

İslam toplumundan ahlaksız ve şahsiyetsiz bir nesil üretmeyi başaranlar, 28 Şubat karanlık sürecinin baskı ve dayatmalarının adım adım hedefine ulaştırıldığını göstermektedir. Eğitim sistemiyle insanların dinden uzaklaştırıldığı, basın-yayın, dizi ve filmlerle ahlaksızlığın ve çirkefliğin özendirildiği, sosyal medya platformlarıyla şahsiyetsizliğin ve değersizliğin/kuralsızlığın 'her kesin cebine' girdiği bu karanlık asırda, nefsiyle baş başa bırakılan bu neslin ahmaklıktan başka bir duruş sergileyemeyeceğini artık net olarak görüyoruz.

Ulusal ve uluslararası bir proje kapsamında İslam'a ve kutsal değerlerine saldırma alçaklığı tüm hızıyla sürdürülürken; 'bir mehdi önderliğinde' bu alçaklara karşı mücadele başlatma hezeyani hayallerini kuranların saflığı ve ahmaklığı ise İslam düşmanlarının işini kolaylaştırmaktan ve daha cüretkâr alçaklıklarda bulunmaya sevk etmektedir. Bu saldırganların ahmaklığı ve şahsiyetsizliği kadar dindar insanların da pasifliği ve basiretsizliği bu büyük rezilliğe hizmet etmektedir.

Kur'an'a tekme atanların esas korkusu; karanlık zihin dünyalarının, İslam'ın nuru karşısında hiçbir varlık göstermeyeceği gerçeğidir. Hız ve hazzın kutsallaştırıldığı bu karanlık süreçte, bütün beşeri ideolojiler ve değer yargıları nefsanî girdaplar içerisinde yutulup yok edildi. Geriye İslam'ın hakikat güneşi kalmıştır. İşte, gerek karanlık mihraklar eliyle, gerekse beyinsiz piyonlar eliyle elim saldırıların gerçekleştiriliyor olması; insanlığın kurtuluşuna reçete olabilecek tek alternatifin tevhid inancının kalmış olmasıdır.

İslam'a saldırmaktan başka hiçbir sermayesi olmayan 'Ebu Leheblerin, eli kuruduğu' gibi Kur'an'a saldıranların elleri ve ayakları taş kesilsin. Yüce Allah'ın, meleklerin ve tüm peygamberlerin laneti bu güruhun ve destekçilerinin üzerine olsun. İslam'a ve kutsal değerlerine savaş açanların, dünyada sadece rezillik ve alçaklık; öbür dünya da ise acıklı azap ve zillet vardır. Fakat izzet sahibi Müslümanların, Kab b. Eşreflere verecekleri bir cevapları yok mudur?