• DOLAR 34.454
  • EURO 36.282
  • ALTIN 2832.02
  • ...

Miladi yılbaşı yani Hıristiyanların yılbaşı kutlamaları yaklaşıyor. Hz. İsa'nın bu tarihte doğduğuna inanan Hıristiyan dünyası, bu günü yeni yıl olarak kutlamaktadır. Hıristiyan vatandaşlarımızın bu kutlamalarına saygı göstermekle beraber, kutlanış şekli itibariyle 'bir peygamberin doğum gününe' yakışmayan bir şekilde, fıtrat dışı bir ahlaksızlığa zemin oluşturma gafletlerinden dolayı da kendilerini kınıyorum.

Kutlanış şekli insan fıtratına aykırı olsa da, Hıristiyanların kendi yılbaşlarını kutlamaları anlaşılır bir durumdur. Ancak bir Müslümanın, Hıristiyanların yılbaşını kutlaması ve tamamen haram olan yiyecek, içecek ve kumar seremonilerine dönüştürmesini anlamak ise mümkün değildir. Bir Hıristiyan memleketindeki yılbaşı atmosferinin, bizim ülkemizde estiriliyor olması ve bu aymazlığın Müslümanların eliyle yaptırılıyor olması; içler acısı olmasının ötesinde kültürel bir yenilginin hazin bir sonucudur.

Hıristiyanların yılbaşı kutlamalarının, İslam'ın son kalesi olarak adlandırılan Müslüman ülkemizde bu derece sahiplenerek kutlanması; 'cellâdına âşık' zavallıların basiretsizliğini, kimliksizliğini ve köle ruhlu olma durumlarını ortaya koymaktadır. Bu ruhsuzluk ve basiretsizlik öyle büyük bir basitlikle sürdürülmektedir ki; düşünebildiğimiz her alanda, bizi yok etmeye ahd etmiş olan batının bu kültürel kasırgasını hala anlamamış olmamızdır.

Herhangi bir Hıristiyan’ın, Müslümanların bayramlarını veya yılbaşlarını kutladıklarını duymadık. Hele bugünler için; günlerce hazırlık yaptıklarını, gündemlerinde tuttukları, özel eğlence ve kutlamalarla bu günleri andıklarını duymadık. Bundan sonra da bunu duymayacağız. Neredeyse bütün İslam dünyasının, Hıristiyanlar tarafından işgal altın da tuttukları bu süreçte, böyle insani bir davranışlarının olmayacağını bilmemiz gerekir.

Yüzyıldır bizi tamamen yok etmeyi, en büyük hedef olarak belirlemiş olan batıya karşı, kültürel soykırımımızı kendi ellerimizle ısrarla sürdürmekteyiz. Batıya yaranma adına çıktığımız batılılaşma yolunda şahsiyetimizi kaybettik. Kendi kimliğimizle var olma izzet ve şerefini, içimizdeki taşeronların beyinsizliklerinden dolayı, daha yolun başında batılıların ayağına pas pas yaptık. Kültürel ve medeniyet değerlerimize, aşağılık kompleksiyle sırt çevirdik ve düşmanlık yapmaya başladık.

Kültürel değerlerimizin tamamen yok edilmesine yönelik başlatılan operasyon ve projelerin içimizdeki taşeronlara havale edilmesinden kısa bir süre sonra, büyük bir acımasızlıkla ve efendilerinden daha alçakça metotlarla kıyım ve tahribatlarına başladılar. Halkın milli ve manevi değerlerine karşı topyekûn bir savaşa giriştiler.  

Kur'an alfabesinin kaldırılarak, Latin alfabesinin zorla dayatılması, Ezanın yasaklanması, medreselerin kaldırılması, Yahudilerin Cumartesileriyle Hıristiyanların Pazar günlerinin bize hafta sonu tatili olarak dayatılması ve hicri takvimin yasaklanarak miladi takvimin kabul edilmesi vb. operasyonlar, batılıların içimizdeki taşeronlara havale ettiği işlerdendi.

Bugün, kimliğini çağdaşlaşma yolunda yitirmiş, benliğini ve bilincini batının kokuşmuş ve zulüm çöplüğüne gömmüş, izzet ve şerefini yılbaşı eğlencelerinde arar hale gelmiş bir topluluğun medeniyet iddiası da; milli piyangoda büyük ikramiyenin kendisine çıkma hayali kadar gerçekçi olacaktır.

Müslüman istikamet sahibidir. Davası, düşüncesi ve hayali bambaşkadır.  Hayatı Müslümanca olmalıdır. İnancı, bütün söz ve davranışlarının tek belirleyicisidir. Dolayısıyla Müslüman Noeli kutlamaz, bu günlerde işlenen şirretliklere katılmaz, elif gibi dik durarak bütün kötü fiilleri ayaklarının altına aldığı gibi; Hıristiyanların yılbaşı kutlamasında basit bir figür olarak asla yer almaz.