• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Son alınan bir kararla, artık bazı açık alanlarda da sigara içilmesi yasaklandı. Daha önce kapalı alanlarda sigara içilmesi yasaklanmıştı. Ancak kahvehaneler/kafeler vb. yerlerde hiç de bu yasağa uyulmadığı açıkça görüldü. Şimdi bazı açık alanlarda da sigara içme yasağının gelmiş olması bence yerinde bir karardır. Zira sigaradan olumsuz etkilenmeyen yoktur, özellikle bazı rahatsızlıkları olanların, hele solunum yolu rahatsızlığı olanların çok daha fazla olumsuz etkilendikleri bir gerçektir.

Toplum ve birey sağlığı çok önemlidir. Bu konunun önemsenmesi ve bunun için gereken bütün tedbirlerin alınması zaruridir. Çünkü sağlıklı bireyler, sağlıklı toplumları meydana getirirler. Sağlıklı bir toplum da, dinamikleri sapasağlam bir ülke/millet için en esaslı niteliktir. Bu sigarayı boykot veya sağlığı önemseme hamlesi çok değerlidir ve herkesçe benimsenip sahip çıkılmalıdır.

Ancak sigaraya karşı başlatılan bu savaşın; toplumu yiyip bitiren, fertleri bunalım girdaplarına yuvarlayan 'ahlaksızlık salgınına' karşı, hiçbir tedbirin alınmaması hatta idarecilerimizin bu konuda ölü taklidi yapması, toplumu derin bir endişeye sevk etmektedir. Sigaralı bir toplum mu, ahlaksız bir toplum mu? Hangisi daha büyük tehlike arz eder?

Elbette herkes meşrebine göre, kabiliyet ve nasibine göre bir şeyler söyleyecektir. Sigaranın zararları noktasında hemfikiriz ve bu zararlara karşı alınan tedbirlerin de yerinde tedbirler olduğu söylenebilir. Peki, ormanları alev topuna çeviren yangınlar gibi, toplumu çepeçevre saran ahlaksızlık yangınına karşı tedbir alınmaması ne anlama gelmektedir?

Topyekûn bir saldırı furyasıyla, neredeyse bütün televizyon kanallarında, birbirinden daha ahlaksız dizi, film ve programlar yayınlanmaktadır. Yetkili kurum ve idarecilerin; yasal ve idari tedbirlere başvurmaması bir tarafa, böyle bir yangını söndürmeyi düşünmeyi bile gündemlerine almamaları, toplumsal yok oluşumuzu adeta hızlandırmaktadır.

Bu dizi ve programlarda, insanın fıtratına ters ne kadar iğrenç uygulama ve tahribat varsa, ısrarla ve sistematik olarak işlenmektedir. Gayri meşru ilişkilerden adam öldürmeye, zina sahnelerinden hırsızlıklara, dini değerlere saldırıdan ibadet ve sembollerin içini boşaltmaya kadar akıllarına gelen her türlü melaneti masa başlarında bilinçli/kinli bir şekilde senaryolaştırmakta, insanlığını ve kişiliğini çoktan kaybetmiş müptezellerle sahnelemekte ve ekranlar vasıtasıyla hedefini yok eden kurşun gibi toplumumuzu deforme edip alaşağı etmektedir.

Bu büyük toplumsal yangını, sigara kadar zararlı görmemek; bütün manevi ve inanç değerlerinden vaz geçmek demektir. Başkalarına benzeyip de bir türlü kendimiz olamamak ve bütün medeniyet iddialarımızdan vaz geçmek demektir. Bu durum, açıkça toplumsal yok oluşumuzun hızla gerçekleştiğini göstermektedir.

Sigaranın zararları kadar; ahlaksızlığın, zinanın, hırsızlığın, içkinin, faizin zararlarını ortaya koyacak ve bunları yasaklamak için yasal ve idari tedbirler alacak idareci ve kurumların arkasında dimdik ayakta bekliyoruz. Haydi icraata...