MUHARREM AYI VE BİTMEYEN LANETLİ YEZİTLER
Muharrem ayının başlamasıyla bir Hicri yıla daha girdik. Bu yeni yılın bütün insanlığa huzur, barış ve sağlık vesilesi olmasını yüce Allah'tan niyaz ediyorum. Her muharrem ayı geldiğinde hüznümüz tazelenmekte, Hz. Hüseyin ve yarenlerinin, büyük bir vahşetle şehit edilişlerinin tarifsiz acısını yaşamaktayız.
Hz. Hüseyin'i şehit eden lanetli Yezid ve avenesi, kıyamete kadar sürecek bir hüznü ve tarifsiz acıyı bütün müslümanlara sonsuz bir keder olarak bıraktılar. Gıptayla, özlemle ve rahmetle yad edilen Hz. Hüseyin ve onun dava arkadaşlarına karşılık; lanetle, kin ve nefretle hatırlanan Yezid ve Yezidvari düşünceler, alçakça fiiller ve bütün ümmeti fitneye sürükleyen ihanetler silsilesi gelmektedir.
Muharrem bizim için yeni bir yıl, yeni bir başlangıç ve yeni bir ruh tazelenmesidir. Bir bilinç bilenmesidir, bir sevda ve heyecan rüzgârına isteyerek ve bilerek katılmaktır. Küfre, şirke, ihanete ve onların karanlık zihniyetine karşı canla, başla mücadele etme azim ve kararlılığını yeniden ortaya koymaktır. 'Yezidi ihanetlere' karşı, Hüseyni kıyamlara kalkmaktır. Hüseyni bilinçlere ve heyecanlara uyanmaktır.
Fakat ihanete müptela olmuş Yezidler boş durmuyor. Küfre, Şirke ve onların karanlık oda(k)larına zilletle hizmet etmeye alışmış Yezidler, ümmetin her bir coğrafyasında 'Kerbelaları' acımasızca yaşatmaya devam etmektedirler. Suriye, Filistin, Yemen ve daha sayamayacağımız birçok İslam beldesi, bugün Kerbela'dan daha acı fotoğraflarla karşımıza çıkmaktadır. İslam ve insanlık düşmanları, eldeki bütün araçları kullanarak nesli yok ediyor, ekini mahvediyor ve ülkeleri talan ederek yaşanmaz hale getiriyorlar.
Neredeyse her bir İslam beldesine bir 'Yezid' musallat olmuş; yeni zulümler icra etmekte, yeni facialara sebebiyet vermekte ve yeni Kerbelaları büyük bir acıyla tekrar tekrar bize yaşatmaktadır. Selman mı, Sisi mi yoksa Esed mi? hangi birisini sayalım. Hangi birisini ele alırsan, diğerini gölgede bırakacak zulüm, katliam ve acımasızlıkta sınır tanımaz vahşetleriyle karşımıza çıkmaktadır.
Yaptıkları kötülüklerden pişmanlık duyup kendilerine bir çekidüzen vermeleri bir tarafa, yaptıkları zulümlere her gün yenilerini ekleyerek, gerçekleştirdikleri katliamları acımasızca sürdürerek ve ortaya koydukları vahşetlerle batılı kâfirlerin dahi tahammül sınırları aşacak boyutlara ulaştırıyorlar. Ama halkların nazarında, zamanın 'Yezidleri' birer zillet çukuru, küfrün içimizdeki adi birer taşeronu ve alınlarında ihanet ve lanet damgasını taşıyan adi bir hırsızdan farkları yoktur.
Ey lanetli Yezidler! Aşağılık hilelerinizle, kurduğunuz iğrenç tuzaklarla, oluşturduğunuz yalan propagandalarla ihanetlerinizi ve zulüm çarklarınızı sürdürüyor olabilirsiniz. Küfrün karanlık mihraklarından aldığınız emirlerle ve ihanetinizden kaynaklanan kin ve düşmanlığınızla 'Hüseyinleri' bertaraf edebilirsiniz. Ama tevhid inancını, Hüseyni bilinci ve zulüm saltanatınızı yerle bir edecek kıyamlara engel olamayacaksınız.
Zira Firavun düzenini yerle bir eden Bir Musa olduğu gibi, Yezidi saltanatın tuğyanına, ihanetlerine ve zulüm çarklarına; tevhidi bir imanla ve Hüseyni bir kıyamla karşı çıkacak yiğitler olacaktır. Hüseyinlerin safında, Yezidlerin karşına çıkan herkese selam olsun.