• DOLAR 34.468
  • EURO 36.591
  • ALTIN 2925.043
  • ...

Gençliğine yatırım yapanlar, geleceklerini doğru inşa ediyorlar demektir. Gelecekte söz sahibi olacak olanlar da çocuklarını ve gençlerini doğru, kararlı ve düzenli bir şekilde eğiten, eğitimleri doğrultusunda istihdam eden ve bu istihdamdan sağladığı verim ile fertlerinin mutlu, toplumlarının müreffeh, ülkelerinin sağlıklı bir yapı ile işlediği bir düzen ortaya çıkacaktır.

Plansız, düzensiz ve vizyonsuz bir eğitim süreciyle, çocukların ve gençlerin heba edilmesi; aslında ülkenin geleceğinin göz göre göre heba edilmesi anlamına gelmektedir. Şimdiye kadarki süreçte hem gençliğimizin, hem de ülkemizin geleceğinin heba edildiğini üzülerek gördük. Hele vizyonsuz ve iddiasız idarecilerin, batılıları memnun etme aşağılık kompleksinden dolayı, isteyerek ve bilerek gençliğimizin heba edilmiş olması ise tam bir akıl tutulmasıdır.

Son dönemde öne çıkan iddialı ve vizyoner hareket etme adımları, gençliğimizi heyecanlandırırken, geleceğe ümitle bakma hayallerimizi de tazeledi. İdeal söylemlerle başlayan bu süreç, bir türlü fiiliyata dönüşmedi. İcraatlara baktığımızda ise hayal kırıklığından başka bir şey önümüze çıkmadı. Yine ideallerimiz, hayallerimizde kaldı. Acı gerçeğimize baktığımızda, yine perişan vaziyetteki gençliğimizi görünce; aslında geçmişten hiçte ders almadığımızı, gençliğimizi ve geleceğimizi heba etmeye kaldığımız yerden devam ettiğimizi acı bir hüzünle görüyoruz.

Plansız bir şekilde sürdürülen eğitim süreci ile on binlerce üniversite gençliğinin işsiz kaldığını, her bir alanda ihtiyaçtan kat be kat fazla mezun verildiğini, adeta üniversite mezunu işsizler ordusu ile karşı karşıya kaldığımızın acı gerçeğiyle irkiliyoruz. Bu süreç, bu şekilde plansız ve gelişigüzel devam ederse, işte o zaman geleceğimizin de tehlike altında olduğunun acı gerçeğiyle karşılaşırız.

İşsiz kalmış gençlerin, üniversiteden kalma kredi borçları, son günlerin en çok konuşulan haberleridir. Bir tarafta iş bulamamanın sıkıntısı, bir tarafta yuva kuramamanın endişesi, diğer tarafta ödenmesi gereken kredi borçlarını umutsuz bir bekleyişi beraberinde getiriyor. Gençlerin bu kısır döngüye mahkûm bırakılmış olması, gelecek adına da ümitsizliğimizi artırmaktadır. İş yoksa aş yoktur. Yuva yoksa mutluluk yoktur. Mutlu ve müreffeh olmayan toplumların gelecekleri de hiçte parlak değildir.

Gençliğimize doğru bir gelecek inşa etmek istiyorsak, eğitim sistemimizi yeni baştan kendi değerlerimiz doğrultusunda planlamalıyız. Vizyoner bir bilinçle, çağa uygun birey yetiştirme sürecini hemen uygulamaya koymalıyız. Herkesin üniversiteye gitmek zorunda bırakıldığı bir eğitim sistemi değil, herkesin iş sahibi olabileceği bir eğitim sistemini hayata geçirmeliyiz.

 

Gençlerin manevi olarak içerisinde bulundukları bunalımları bir tarafa bırakalım, maddi olarak da bunalıma girmemeleri için daha planlı bir eğitim süreci, iş sahibi olabilecekleri daha yerli ve vizyoner bir bakış açısı istihdam politikasını oluşturmak gerekiyor. İşsiz ve aç insanlardan sağlıklı bir gelecek inşa etmelerini beklemek ise sadece hayaldir.