Gençlik ve 'tilkiler'
Gençlik ve Spor Bakanlığı, 'Türkiye'nin ilham veren gençleri' ödülünü vermiş. İlk etapta bunda ne 'tilkilik' vardır? diye düşündük. Fakat geriye dönüp son dönem uygulamalarına baktığımızda, aslında her şeyin programlandığı gibi, tam hız ifsat çalışmasının 'seyrinde' sürdürüldüğünü görüyoruz.
Bu ödül verilen şahsın, nasıl bir proje olduğunu anlatmaya gerek yok. Ancak Gençlik ve Spor Bakanlığının, ona verdiği ödülü ve 'ilham veren' yönünün ön plana çıkarıldığı durumu görünce; Bekri Mustafa hikâyesi aklımıza geliyor.
'Eski dönem İstanbul'da Bekri Mustafa adında biri yaşarmış. Halk arasında deli, bazıları da veli diye bilirmiş. Az buçuk okuması da olan bu zat bir gün Ayasofya'nın önünden geçerken, musalla taşında bekletilen bir cenazeyi görmüş. Namazı kıldıracak bir imam arıyorlarmış. Tam da bu sırada O'nu tanıyan birileri bu mevtanın cenaze namazını kıldırmasını istemiş. Bekri Mustafa cenaze namazını kılmış ve eğilip mevtanın kulaklarına bir şeyler fısıldamış.
Cemaat hep bir ağızdan 'ona ne söyledin?' şeklinde ısrarla kendilerine söylemesini istemişler. Mecbur kalmış onlara cevap vermiş. "Ona dedim ki, buradan gidiyorsun öbür tarafa, oradakiler gelip dünyanın ahvalini senden soracaklar, sen de onlara diyeceksin ki; Bekri Mustafa, Ayasofya'nın imamı olmuş. Onlar anlayacaklar dünyanın ne hale geldiğini."
Şimdi Gençlik ve Spor Bakanlığı, bu 'tilki'ye 'gençliğe ilham' ödülünü vermekle, aslında nasıl bir gençlik modelini bize dayattığını, açıkça belirtmiş oldu. Reis istediği kadar 'dindar bir gençlik istiyoruz' desin, artık ne anlam ifade ediyor, bu işin ilgilileri çıksın açıkça izah etmeye çalışsın. Bu 'tilki'nin açıkça zinası, içkisi, ahlaksızlığı, kültürümüze ve mili değerlerimize hakaretleri ortadayken, böyle bir ödülle taltif edilmesi, doğrusu Bekri Mustafa'yı haklı çıkarmaktadır.
Bir taraftan aile kurumu kıytırık yasalarla, toptan yok edilirken; öbür taraftan dizi ve filmlerle gençlik ve tüm geleceğimizi, geri dönüşü olmayan ifsat projeleriyle, bir daha varlık gösteremeyecek şekilde tarumar edilmektedir. Son olarak, konser ve kliplerle gençliği tamamen dönüştürüp esir almak için projelendirilmiş tilkilerle 'altın vuruşlar' gerçekleştirilmektedir. Aslanların olmadığı yerde, çakkal ve tilkilerin hüküm süreceğini unutmamak gerekir.
Medeniyet değerlerimizde ve günümüz gerçekliğinde, gençliğimize ilham kaynağı olacak sayısız hayırlı, erdemli ve şerefli örneklerimiz olmasına rağmen; gençliğimizin ilham kaynağını bir 'tilki'ye mahkûm eden Bakanlığa, söyleyecek bir söz bulamıyoruz.
Ama bu basiretsizliği ortaya koyanların, şunu bilmelerinde fayda vardır. Bu gençlik, kendisine yapılan bu zulmü ve haksızlığı kabul etmeyeceğini, seçim sandıklarında aslanlar gibi kükrediğinde; tilki ve 'tilki'yi ödüllendirenlerin acıklı ciyaklamalarını o zaman göreceğiz.