• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Barış Pınarı Harekâtı başladı. Harekâtın başlamasıyla tartışmalar, algılar, kara propagandalar ve tehditler birbirine karıştı. Herkes durduğu yerden ve hesabına geldiği gibi ses vermeye başladı. İçten ve dıştan gelen tepkileri doğal olarak ayrı ayrı tasnif etmek gerekiyor.

İçten gelen tepkilere bakılacak olursa, '82. plaka neresi olacak' şeklindeki algılar, hamasetler çok olumsuz bir yaklaşımı ifade etmekte ve sağduyudan çok uzak bir yaklaşımı sergilemektedir. Bu yaklaşım kardeşlik hukukuna uymadığı gibi komşuluk ve insanlık açısından da tamamen sakat bir yaklaşımdır. Bu ve benzeri hamasi ifadeler ve gerçeklikten çok uzak yaklaşımlar; yaraları derinleştirmekten ve ayrılıkları büyütmekten başka bir işe yaramayacaktır.

Beri taraftan bir Türk-Kürd savaşı yaklaşımı içerisinde olanlara baktığımızda; sosyalist bir örgütün hezeyanlarını, çirkefliklerini ve ihanetlerini Kürdlerle özdeşleştirmek ve karşı tarafı da gelen 'düşman Türk' yaklaşımı içerisinde kara propagandaya tabi tutmak, kesinlikle Kürdlerin kabul edebileceği bir yaklaşım değildir. Hele batı desteğinin de Kürd-Türk savaşı çerçevesinde olduğunu ve oluşturulmak istenen algının bu tez üzerine kurulduğunu gördüğümüzde bu yaklaşımın da akıldan uzak ve haince bir yaklaşım olduğunu söylememiz gerekiyor.

Fakat şu gerçeği göz ardı etmememiz gerekiyor; çok sıcak bir bölgede yaşıyoruz. Dünyanın bütün büyük güç odakları buraya yığılmış durumdadır. On yıllardır bölgemize bela edilmiş bir şiddet hadisesi vardır. Ve artık bu bela içimizi yakıp, geleceğimizi yüzyıllarca ipotek altına alacak bir istilaya zemin oluşturmuş durumdadır. Bu durumun daha vahim sonuçlar doğurmaması için bu harekâtın düzenlendiği ifade edilmektedir.

Dışarıdan gelen tepkilere bakıldığında; AB/D tek bir ses halinde bu harekâtın durdurulması gerektiği üzerindedir. PYD'ye yönelik gerçekleştirilen bu hareketin, ısrarla Kürdlere karşı yapılıyor propagandası yapılmaktadır. Hemen  bütün batılı devletler, büyük bir cambazlıkla PYD'li yetkilileri görüşmeye çağırmakta ve destek açıklamalarını basın önünde gerçekleştirmektedir. Buna çoktan alışmış olan sosyalist örgüt yöneticileri de penguen gibi bu destek açıklamalarına hemen atlamaktadırlar.

Ancak her zaman ikiyüzlü davranmış olan Batının, sözlerine inanmak tam anlamıyla 'gafil olmak' demektir. Kürdlerin bir devlet sahibi olmaması için bütün sınırları istedikleri gibi değiştirenler hatta kabile devletleri ihdas edenler, sıra Kürdlere gelince dört parçaya ayırarak 'hiçbir zaman' devlet sahibi olmamaları gerektiği yönünde karar verenlerin, şimdi 'Kürdleri dinsizleştiriyor diye' PYD'yi savunmaları, aslında verdikleri desteğin tam olarak ne anlama geldiği anlaşılmaktadır. Yoksa Kürdleri düşündükleri için asla böyle bir söylem içerisinde değildirler.

ABD'den ise her telden ses gelmeye başlamasından, aslında bu harekâtın ne kadar da farklı hesapları alt üst ettiği anlaşılmaktadır. Zira on binlerce ‘Tır’lık silah yardımı bölgeyi onlarca yıl kaos ortamında tutmak için sevk ettiler. Bu silahlar kardeş kavgasında kullanılmak üzere gönderilmişti. Ancak bu harekât, ABD başta olmak üzere, bütün batıyı telaşlandırdı. Zira bu bölge Pkk/YPG’den arındırılırsa, ellerindeki en elverişli alet(PYD) alınmış olacaktır.

Bu durum yıllardır, silahlandırdıkları bir yapıyı/projeyi kaybetmeleri anlamına gelecektir. Bu proje bozulursa/bu harekât başarılı olursa yeni bir denklem ile karşı karşıya geleceğiz.