• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Bahreyn'in Başkenti Manama'da 'Yüzyılın ihanetini' bir basamak daha ileri taşımak için bir çalıştay düzenlendi. Çalıştaya ABD himayesinde, Suudi, BAE, Ürdün, Katar, Fas ve Mısır katıldı. Sadece katılım sağlayan ülkelere baktığımızda 'ihanet' kavramının bu iş için ne kadar da uygun olduğu hemen ortaya çıkmaktadır.

Toplantının ismi ne 'şirin' duruyor değil mi? 'Refah için Barış'. Kimlere refahı düşünüyorlar ve kimler için barışı inşa edecekler? Şu an Orta Doğu’daki bütün ülkeler işgal altında veya iç savaş halindedir. Nerdeyse işgal altında veya iç savaş halinde olmayan ülke yok gibidir. Refah desen, bu ülkelerin tamamı fakir ve açlık sınırı altında hayatlarını sürdürüyorlar. Tabi azgın azınlık, köle prensler hariç.

İslam coğrafyasının her tarafını yangın yerine çeviren ABD ve yerli taşeronlar; sadece siyonist terör şebekesinin refahını ve güvenliğini düşünmektedir. Siyonist şebekenin güvenliği için Suriye, Yemen, Irak, Lübnan ve Mısır yıllardır iç savaş ile güvensiz bir hale getirilmiştir. Filistin ve Mescid-i Aksa ise tam bir esaret hayatı içindedir. Bu ülkelerdeki iç savaş ve kaos terör şebekesi siyonistlerin güvenliğinin daha bir garanti altına alınması için planlanmıştır.

Özellikle Suudi ve körfez taşeronluklarından/emirliklerinden alınan devasa haraçlarla, siyonist çetecilerin daha bir refah içinde yaşamaları hedeflenmektedir. Şu anda Suriye ve Yemen'de büyük insani krizler yaşanmakta, iç savaş bir tarafa, artık insanlar ve hele çocuklar açlıktan ölmektedirler. Beri taraftan siyonizmin refahı için bu zelil krallar seferber olmuş durumdadırlar.

Hele para ile Filistin'in ve Filistinlilerin satın alınması düşüncesi, Suudi ve diğer taşeronlar için büyük bir zillet, ABD ve Siyonizm için bir pişkinlik ve açık bir düşmanlık örneğidir. İslam ümmeti için ise telafisi mümkün olmayan bir utanç kaynağıdır. Bütün küfür dünyası tek ses halinde siyonist terör şebekesinin güvenliği ve refahı için, bütün İslam dünyasının işgal, iç savaş ve kaoslarla etkisiz hale getirip kontrol altında tutmak için el birliğiyle hareket etmektedirler.

İşin en ilginç tarafını ise, Lübnanlı Sosyalist lider Velid Canbolat haykırdı:"Teodor Herzl, Filistin topraklarını Siyonist çeteciler için Sultan ll. Abdülhamit'ten satın almak istedi. Ancak Sultan ll. Abdülhamit bunu kabul etmedi. Fakat bugün Araplar Filistin'i satmak istiyor" şeklinde açıkça yerli uşakların yuvarlandıkları zillet çukurunun iğrençliğini gözler önüne serdi. Ve "Osmanlıların kabul etmediği Filistin'i satma teklifini, bakalım Araplar kabul edecekler mi?" şeklinde, dehşet süreci bütün dünyaya duyurdu.

Evet, Ümmet ve Müslümanlar şu an bu sınavı, beceriksizlikle, vurdumduymazlıkla ve ihanet içerisinde başarısız bir şekilde vermeye devam etmektedirler. Bu işin sonucu bugün yaşadığımız facia ve trajedilerden daha büyük facia ve trajediler varacaktır. Yaşadığımız işgaller, katliam ve kargaşalıklardan daha büyük işgaller ve insani krizlerle karşı karşıya kalacağız. Bugün Suriye ve Yemen'in yok oluşunu konuşuyoruz. Yarın, sırada yok oluşlarını konuşacağımız ülkelerin, gözyaşı içerisinde adlarını sıralayacağız.

İşte 'Yüzyılın Antlaşması'nın içeriği aslında budur. Adım adım yok edilen Filistin'dir. Esaret zincirleri içerisinde bize haykıran Mescid-i Aksa'nın feryadıdır. Parça parça yok edilen İslam ülkelerinin çaresizliğidir. Ama aynı zamanda içimizde fitneyi körükleyen ahmakların densizliğidir. İhtilaflarımızı derinleştirip yaygın hale getiren beyinsizlerin düşüncesizliğidir. Yönetimlerimizi gasp eden hainlerin ihanetidir. Yüzyılın ihanetini asla kabul etmeyeceğiz.