`Kürtler harika insanlar, bizim için ölüyorlar`
Bu cümle geçenlerde ABD başkanı Trump tarafından dile getirildi. Kürtler derken PKK/PYD'li figürlerden bahsediyor. Yoksa onurlu Kürtler, ABD için harika insanlar olmadığı gibi, onlar için ölmeyecek kadar da şerefli insanlardır. Kendisi için Ortadoğu`da devşirdiği bu grupla hedeflerini gerçekleştirmeye çalışıyor.
ABD daha önce kendi askerleri ile işgallere girişirdi. Kendi askerleriyle katliamlar yapar ve kendi askerleriyle çatışmalara girerdi. Neticede çok sayıda asker kaybına uğrardı. Ve kendi iç kamuoyuna bunu anlatmakta zorlanırdı. Büyük maddi külfetleri beraberinde getiren bu strateji terk edildi. Ve şimdi Suriye'de olduğu gibi PYD gibi piyonları kullanarak ve askeri herhangi bir kayıp yaşamadan ve çok daha ucuza mal ettiği operasyonlar sürecini başlattı.
ABD normalin çok üstünde silah yardımı yaparak, PYD örgütünü adeta bir frankeyştana dönüştürdü. Şimdi bu silahların bedeli olarak onların canlarını istemektedir. Şu an Suriye'de ABD çıkarlarını korumak için, ABD askerleri yerine 'PYD'li komünist Kürtler' ölüyor. Çünkü bu miktarda yüklü silah ve sınırsız destek ancak satın alınabilen insanlara karşılıksız verilebilir.
Başlığa bakarak PKK/PYD'lierin ABD tarafından övüldüğü zehabına kapılabilir. Ancak cümlenin ikinci kısmına bakıldığında, esasında batı emperyalizminin bölge halkları açısından ne düşündüğü ve neler gerçekleştirmek istediği net olarak karşımıza çıkmaktadır. Kürtler ABD için öldükleri için 'harika olma vasfını' elde ediyorlar. Yoksa bütün Kürtler için aynı duyguyu taşımıyorlar.
Ortadoğu'nun dizaynında ciddi 'dolgu malzemesine' ihtiyaç vardır. Kimisinin canına ihtiyaç duyulmakta, kimisinin de malına ihtiyaç duyulmaktadır. Kimisinin de figüranlığına ihtiyaç vardır. Ne yazık ki bütün 'bu malzemelerden' bolca bulunmaktadır. Mal/petrol istemediğin kadar Suudi'de var. Figüranlar Sisi, Selman gibi zelilleri ve son olarak canlarını çok rahat alabildikleri PYD var. ABD bu kadar omurgasız, şahsiyetsiz ve şuursuz insanı bir coğrafyada bulabiliyorsa, elbette talan etmekten, kaos çıkarmaktan, katliam yapmaktan ve sistematik bir şekilde işgal etmekten geri durmayacaktır.
Bu durumun en acıklı tarafı ise ABD'nin emperyalizmi bilindiği halde, gerçekleştirdiği katliam ve işgallerle milyonlarca Müslüman ve mustazafı yok etmesine rağmen ve küresel bir terör şebekesine dönüşmüş zulümleri, işkenceleri her gün gözlerimizle görmemize karşılık hala seve seve onun için ölebilecek Kürtlerin olması çok ağırımıza gidiyor.
Selmanların zillet içerisinde düzenli olarak bütün Arabistan petrol gelirlerini haraç olarak ABD'ye vermesi/vermek zorunda olması elbette kabul edilemez. Sisilerin köle gibi bir itaat ile on binlerce Müslümanın kanına girmesi ve sırtını bu katil anlayışa dayaması onun ihanetini ortaya koymaktadır. Ancak severek canını bu emperyalist ülke için verebilecek kadar şahsiyetsizleşmek ise insanlık onurunun kaldırabileceği bir durum değildir.
Şehit Seyyid Kutub'un deyimiyle "ABD'den nefret ediyorum, ama daha çok ABD'nin vicdanına sığınan Müslümanlardan nefret ediyorum." Bu söz üzerine daha başkaca söyleyecek bir şey olmamalı. Allah'tan korkan ve kuldan utanan için bu yeterdir. Anlamayana ise Allah Kahhar sıfatı ile muamelede bulunsun...