Haber ve gazetecilik
Teknolojik imkânlarla dünyanın her yerinden anında bilgilenmenin mümkün olduğu günümüz şartlarında olaylardan haberdar olmak, bir nevi aynı köy veya mahallede yaşayanların: “ Duydun mu, bizim komşu yere düşüp ayağını incitmiş?” şeklindeki günübirlik gelişmeleri birbirine aktarmak gibi olmuş. Böylesi bir haber, nasıl ki o muhitte olanları ilgili kişiye karşı duyarlı kılıp şifa dileklerini iletme noktasında harekete geçiriyorsa böyle de küreselleşen dünyada olumlu olumsuz, yıkıma/tamire dönük her haber de halkları o oranda etkiliyor.
Gücünün su götürmez bir gerçek olduğu habercilik/medya, yakın bir zamanda beşinci kuvvet addedilirken toplumsal değişim, sosyal hareketlilik açısından bugün rahatlıkla birinci kuvvet, en etkin faktördür diyebiliriz.
İslam hükümlerinin icrasıyla netice vereceğini umduğumuz “Arap Baharı”nda ve Amerika`daki mutlu(!) ve şımarık azınlığın ülkenin %80`lere varan gelirine sahip olmasına tepki “Wall Street” kuşatmasında tetikleyici unsur, hiç şüphesiz medyadır.
İlk haber toplama ve dağıtma gazetesi Roma`da MÖ 59 yılında 2.000 kopya olarak çıkarılıp imparatorluğun değişik köşelerine dağıtılan Acta Diurna`dır. Fethedilen topraklar, siyasi gelişmeler, toplumsal olaylar, gladyatör dövüşlerinin sonuçlarını içeren bu ilk gazete okuma bilenlerin yüksek sesle okuyarak okuma bilmeyenlere duyurmasıyla tanınmıştır. Medya, o günden bugüne imkânlara endeksli gücünü arttırarak bugüne gelmiştir.
Hazret-i Muhammed aleyhisselam zamanında dahi İslam`ın gücünü kırma, tebliğ faaliyetlerini yok etme adına basın/şiiri elinde tahrik edici bir güç olarak kullanan müşrik Arapların medya kuvvetinin farkında olduğunu gösteriyor.
Sözün “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı!” ifadesiyle özlü ifadesini bulan harekete geçirici etkisi ortadayken böylesi bir mesleği gömlek olarak giyenlerin halklar üzerindeki etkilerinin farkında olmaları ister istemez onlara sorumluluğu ağır bir yük yüklemektedir.
10 Ocak`ın çalışan gazeteciler için gün seçilmesi, her zaman hatırda olması gereken haber ve gazeteciliğin toplumsal gereklilik ve etkisini güncel olma hasebiyle bir de haberin niteliği ve haberi doğruluğa endeksleyen gazetemiz adına bir değerlendirirsek;
İyi, nitelikli ve doğruluğu ilke edinen bir habercilik veya gazete 5N1K kuralını ihmal etmemelidir:
“ Ne, Nasıl, Niçin, Nerede, Ne zaman, Kim?”
İslami literatürde haberin kelime olarak bazı yerlerde “vahiy veya hadis” anlamında da kullanıldığını düşündüğümüzde konunun ne kadar önemli olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Dolayısıyla “ Haber yapayım da gündemi sarsayım`dan ziyade yaptığım haberler sosyal birlikteliğe ve doğruların yerleşmesine ne kadar hizmet ediyor?” anlayışı geçerli olmalıdır.
Elbette gündeme bomba gibi düşecek haberler, dikkatleri toplayacak magazinsel sunumlar, kitleleri etkileyecek sansasyonel manşetler için veriler elde etmek çok kolaydır. Ama güven ve korkuya dair haberlerin değerlendirme ve yayınlama kriterleri, kaynağı sağlam olmayan kişi ve kurumların getirdiği malumatların sonuçları toplumsal etki/etkisizlik adına önemlidir.
Nitelikli, doğru ve etkili bir haber şu ölçütleri taşır:
Haber, ilgi çekmelidir.
Haberin başlığı da ilgi çekmelidir.
Haber, güncel ve insana dair olmalıdır.
Haber, önemli olmalıdır.
Haberin ilgilendirdiği bir kitle olmalıdır.
Haber doğru olmalıdır ve olumsuz neticelere el verecek cümle, yorumlardan uzak olmalıdır.
Haber, art niyetli/fesat çıkarıcı/ hak aleyhtarı oluşumlara katkı sunmamalıdır.
Haber, Allah`a hesap vermeyi hatırdan çıkarmayan bir şuurla hazırlanmalıdır.
Doğru haberlere doğrulukla imza atan çalışmalar temennisiyle Allah`a emanetsiniz!