Akillerin raporundan çözüme bir bakış
4 Nisan`da Dolmabahçe`deki toplantıyla start alan akil insanların çalışmaları 26 Haziran`da sundukları raporla sona erdi. Doğu Anadolu Grubu ve Marmara Grubunun yaklaşık 30 sayfalık raporunda göze çarpan hususlardan biri, raporun genel anlamda objektif bir değerlendirme taşımasıdır.
Akil insanlar, çözüm konusunda kendi ifadeleriyle “yürütme” gücünde/makamında olmasalar da iki aya varan görüşmelerinin sonuçlarını bir rapor haline getirerek çözüm makamındakilere sunmalarıyla doğru ve faydalı bir çalışmaya vesile olmuşlardır.
“Çalışma zamanı, ulaşılan kişi ve topluluk sayısı, çalışma sahası, tespitler ve çözüm önerileri...” gibi başlıkların yer aldığı bu rapor, eğer ilgili/yetkili kişiler tarafından insafla değerlendirilir ve çözüm adımları -özellikle her kesim açısından öne çıkan ortak sorun, sıkıntı ve bunlara sunulan çözüm önerileri göz önüne alınarak- atılırsa toplumsal birliktelik ve farklı halkların veya yaklaşımların birbirini daha iyi anlayıp tanıyacağı zemin kısmen sağlanacaktır.
Köy boşaltmalarından orman yakmalarına, dil inkarından mezhep taassubuna, yıllarca yok sayılan bir halkın dramından sosyal yaklaşımların sakatlığına, ekonomik beklentilerden siyasal taleplere, eğitimdeki karmaşadan insan haklarındaki ihlallere, çözümde muhatap olarak sadece PKK`nin görülmesindeki sakıncadan Kemalist ideolojinin yüz yıla yakındır doğurduğu sorunlu ve zalimane sonuçlara, yargılamadaki adaletsizlikten tutun “tek”leştirmedeki ısrara, Türk`lükle ilgili her kullanımdaki sahiplenici üsluptan tutun Kürt`lükle ilgili ötekileştirici/isteksiz dile, ahlaksızlığın/uyuşturucunun yıkımından tutun başörtüsüyle kamusal alana çıkmanın önündeki hazımsızlığa/engellere... kadar toplumsal/bireysel birçok sorun/beklenti dile getirildi.
Raporda STK`lar, yüz yüze görüşmelerden ve akil insanların tespitlerinden hareketle iki türlü çözüm önerisi dile getirilmiş.
Anlatan ve dinleyen eksenli bakış açılarıyla dillendirilen bu çözüm önerilerine akl-ı selimle kulak verildiği zaman aslında çözümün çok kolay olduğu görülecektir.
Rapordaki talep ve tespitler dikkatle okunduğunda esefle görülecek ki “halklar, mezhepler, anlayışlar, algılar, klikler cemaatler, komşular akrabalar...” çok gereksiz, boş, sıradan, basit şeylerle yıllarca karşı karşıya getirilmiş; laik rejim kendi iktidarının devamı, marksist örgüt PKK kendinin tek güç olması adına iki halkı değirmen taşları misali aralarına alıp öğütmüş/nefes alacak hal bırakmamıştır.
Acı, keder, gözyaşı, ölüm, yıkım, yakımdan başka bir sonuç vermemiş bu sorunun sorunlu iki tarafı “ rejim ve PKK”nin beklentilerine tercüman olacak önerilerin doğal olarak işlevsiz kalması gerekmektedir. Dolayısıyla sorunun asıl mağduru Müslüman halkın haklı ve sağduyulu yaklaşımları çözüm önerileri olarak kabul edilmelidir.
Öneriler ve tespitler genel anlamda isabetli ve uygulanması elzem niteliktedir. Huzura ve kardeşliğe öncül olabilecek böylesi önerilerden birkaçı:
- ...Veda hutbesi ekseninde kardeşlik hukukunun öne çıkarılması,
- Şeyh Said, Said Nursi, Seyyid Rıza vb. isimlerin itibarlarının iadesi,
- Etnik ve mezhebi ayrımcılıklara ve asimilasyon politikalarına son verilmesi,
-Tekçilikten vazgeçilmeli, bu ülke artık tek millet, tek dil gibi söylemleri kaldırmıyor.
- Yeni anayasa ( Anayasa İlahi temelli olmadıkça da devşirme yasalarla bu işin olmayacağı da bilinmelidir.)
- Anadilde eğitim,
- Sadece PKK ve silahlı güçler muhatap alınmamalı. Bölge halkı topyekun muhatap alınmalı. Şeyhleriyle, seydalarıyla ve ( Hizbullah gibi) diğer yapılanmalarıyla birlikte.
- Dindarların sorunları da görülmeli. Devlet dinle de barışmalı. Bölgede hala Kur`an öğretenler cezalandırılıyor.
- Başörtüsü sorunu halledilmeli.
- ...Ajanlaştırma faaliyetlerine son verilmeli.
- Diyanet İşleri Başkanlığıyla görüşün:
“ Ümmet dili kullanılsın. Kavmiyetçi ifadeleri çıkarsın!...”
- Roboski olayının çözülmesi, katliamdan dolayı özür dilenmeli ve failleri cezalandırılmalı.
- Toplu mezarların ortaya çıkarılması,
- Hasta tutukluların serbest bırakılması ve tedavilerinin yapılması,
- Eğitim sistemi baştan aşağı sıfırdan yenilenmeli. Sıkıntıların temelinde eğitim sistemi var.
- İslami STK`lar laik ulusalcı yaklaşımlardan uzak durmalı. Hakiki İslam anlayışı uygulanmalı. Medreselerin ihyası ve toplumsal barışa katkısı sağlanmalı. Islah ve irşad hamlesi başlatılmalı. Kur`an ve sünnet ekseninde olmazsa nasıl olacak? Hamas ve El-Fetih arasında arabulucu olanlar burada niçin hamle yapmıyor?
- ( Müslümanların bu topraklardaki) İki pınar(ı) Şeyh Said ve Said- Nursi(ye) İade-i itibar olmalı...
Haklı olarak sürece ve çözüme ilişkin endişelerin de dile getirildiği raporda bu endişelerin gerekçeli somut verilerle dile getirilmiş. Bu endişeler de tamamen “adil, anlayışlı, kucaklayıcı, kardeşlik hukuku ve muktedir” bir doğrultuda giderilebilir; aksi halde hala “ laiklik, liberalizm, demokrasi, çağdaşlık...” gibi yaldızlı ve sorunlu kelimelerin yeniden ardına sığınmakla süreç bir çözümsüzlük sarmalında mahvolur gider.
Akıbetin hayırlı, İslami, insani, sağlıklı ve adil olması umuduyla...