Medrese mi okul mu?
Birçok dindar ailenin kafasını karıştıran sorulardan biri çocuğumu medreseye mi okula mı göndereyim sorusudur. Evvela okul ve medresenin birbirinden ayrı değil, birbirini tamamlayan iki eğitim aşaması olduğunu ifade ettikten sonra bu soruya şöyle cevap verebiliriz: Müslüman olarak herkesin mutlaka İslâmî bir eğitim sürecinden geçmesi gerekmektedir. Ancak bu eğitimi iki şekilde anlamak gerekir; birincisi medreselerde görülen uzun süreli İslâmî eğitim, ikincisi ise kısa süreli daha hafif bir İslâmî eğitimdir. Dolaysıyla herkesin görmesi gereken temel İslâmî eğitim ile İslâmî eğitimin yani ilmin temel uğraş olduğu uzun süreli medrese eğitimi arasında bir ayrım yapmak gerekir. Günümüz eğitim sistemlerine baktığımızda da aynı şekilde bu ayrımı görebiliriz. Zira herkesin tabi olması gereken temel zorunlu eğitim sürecinin yanı sıra zorunlu olmayan sadece kabiliyeti olanların tabi olduğu iki farklı eğitim süreci vardır. Bölgemizde İslâmî eğitimin merkezini oluşturan Medrese eğitimini de bu bağlamda değerlendirmek gerekir. Çocuğumuzun hangi İslâmî eğitim sürecinden geçmesi gerektiğini belirlerken kabiliyet ve eğilimlerini keşfedip ona göre onları yönlendirmeliyiz. Zira herkes ileri seviyede okuyabilecek kabiliyet ve eğilimde değildir. Allah Teâla dünya düzenini sağlamak için insanları farklı kabiliyet ve eğilimlere sahip yaratmıştır.
Ancak ne yazık ki günümüzde bu ayrım yapılmadığı için birçok dindar aile – kabiliyeti ve eğilimi olmasına bakmaksızın- İslâmî eğitim görmeleri için çocuklarını uzun süreli ve sadece kabiliyet ve eğilimi olanların tabi olması gereken uzun süreli medrese eğitimine tabi tutmaktadırlar. Böylece çocukları ne medrese eğitiminde ciddi bir başarı göstermekte, ne de medrese eğitimi ile meşgul oldukları için başka bir alanda başarıya ulaşmaktadırlar. Bu durum çocukları sonraki hayatlarında başarısızlığa ve öz güvensizliğe götürmektedir. Bununla beraber bir diğer sorun ise başarılı ve zeki çocukların okula, okula yaramayan ve ıslah edilmesi gerekenlerin de İslâmî eğitim ile ıslah olmaları ümidiyle medreseye gönderilmeleri gerçeğidir. Böylece ne okula gönderilen zeki çocuklarımızdan İslamî anlamda eğitimli ve şuurlu insanlar, ne de medreselerimizden köklü İslâmî eğitim almış âlimler çıkmaktadır. Zira İslâmî ilimler sanıldığı gibi zekâ ve yeteneği olmayanların kavrayabileceği derecede okul eğitiminden daha basit ve kolay değildir. Bunun sonucunda okul okuma kabiliyeti ve zekâsı olmayanların gönderildiği medreselerden etkili ve başarılı ilim insanları çıkmamaktadır.
Kanaatimce yukarıda ifade ettiğim gerçekleri göz önünde bulundurarak çocuklarımızı uzun süreli medrese eğitimine tabi tutmak istiyorsak bunu ortaokul eğitimini tamamladıktan sonra yapmalıyız. Zira ortaokulda temel eğitimini tamamlayan bir öğrenci medreseye gittiğinde temel okul eğitiminden mahrum kalmayacak ve medrese hayatından sonra üniversite okuması için bir zemin oluşacaktır. Aksi takdirde temel okul eğitimi almayan birinin sonradan üniversite okuyabilmesi ve sınavlarda başarılı olması zorlaşacaktır. Ayrıca mevcut medrese müfredatında okutulan dersler ilkokul veya ortaokul seviyesindeki öğrencilere hitap edecek derecede basit olmayıp lise ve üniversite seviyelerine hitap edecek seviyededir. Bundan dolayı genel olarak lise seviyesinden küçük yaştaki öğrenciler medrese eğitimini kavrama konusunda zorluk yaşamaktadırlar. Zira bu yaşta bir öğrenciye medrese eğitimi vermek ilkokul yaşındaki bir öğrenciye lise veya üniversite eğitimi vermek anlamına gelmektedir. Bunun yanı sıra ilim öğrenme ve okuma kabiliyeti ve eğilimi olmayanların ise temel bir İslâmî eğitim aldıktan sonra farklı alan ve mesleklere yönlendirilmeleri daha sağlıklı ve faydalı olacaktır.