• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

"Kureyş`i ısındırıp alıştırdığı; onları kışın (Yemen`e) ve yazın (Şam`a) yaptıkları yolculuğa ısındırıp alıştırdığı için, Kureyş de, kendilerini besleyip açlıklarını gideren ve onları korkudan emin kılan bu evin (Kâbe`nin) Rabbine kulluk etsin." (Kureyş: 1-4)

Bu surede Allah Teâla'nın Kureyş'e verdiği iki nimetten bahsedilmektedir; biri açlıklarını giderip onları beslemesi yani ekonomik refah, diğeri ise onları korkudan emin kılıp onlar için oluşturduğu güvenli ortamdır.  Allah Teâla bu iki nimeti zikrederek bir nevi bu nimetler karşılığında onları kendisine kulluk yapmaya davet etmekte ve kulluk yapmamaları için hiçbir bahane kalmadığını ifade etmektedir. Bundan şunu rahatlıkla anlamaktayız ki; bir toplumda İslâm'ın hâkim olabilmesinin en temel şartlarının başında o toplumda ekonomik refah ve güvenli bir ortamın oluşması gelmektedir. Ancak ne yazık ki; günümüzde Müslüman toplumların en önemli sıkıntılarının başında ekonomik ve güvenlikle alakalı sıkıntılar gelmektedir. İslâm düşmanları da Müslüman toplumları etkisiz hale getirmek için Müslüman ülkeleri ekonomik anlamda zayıflatma, halkları açlıkla pençeleşir hale getirme ve bununla beraber İslâm topraklarını sürekli çatışma ve savaşların yaşandığı güvensiz ortamlara dönüştürmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Günümüz İslâm dünyasına baktığımızda İslâm düşmanlarının bunu başardıklarını üzülerek görmekteyiz. Dolaysıyla güçlü ve etkili bir İslâm toplumu oluşturmak için evvela Müslüman halkların ekonomik sorunları üzerinde durulup bu sorunlar giderilmelidir. Zira karnı doymayan bir toplum karnını doyurma derdinden başka bir şey düşünemez, özgür ve bağımsız olamaz. Bundan dolayı böyle bir toplumun İslam'a sahip çıkması da beklenemez. Bununla beraber İslâm dünyasını güvenli bölgeler haline getirmek ve Müslüman ülkelerde yaşanan çatışmaların ve savaşların son bulması için mücadele vermek gerekir. Zira çatışma ve savaşlarla boğuşan bir toplum özgür ve bağımsız bir güce sahip olamaz ve böyle bir toplumdan İslâm'ın muhafızlığı da beklenemez.

Sonuç olarak İslami cemaat ve yapıların, başta Türkiye olmak üzere ülkesini güçlendirmek isteyen İslam ülkelerinin hükümetlerinin ekonomi ve güvenliğe öncelik vererek toplum için müreffeh ve güvenli bir ortam oluşturmalıdırlar. Zira İslâm, ekonomik sıkıntıların olmadığı güvenli özgür ortamlarda güçlenebilir. Karnı doymayan ve korkular içinde yaşayan bir toplumda İslâm'ın güçlenmesi ve Müslümanların bir güç olması beklenemez.