• DOLAR 34.667
  • EURO 36.35
  • ALTIN 2939.34
  • ...

ABD'nin Kudüs'ü başkent olarak ilan ettiği bugünlerde Kudüs için ne yapabiliriz sorusuyla her zamankinden daha fazla karşı karşıya kalmak durumundayız. Bu soruya elbette ki birçok şekilde cevap verilebilir. Ancak kanaatimce bu bağlamda verilmesi gereken en önemli ve en etkili cevap şudur; Kudüs'ün özgürleşmesi için Müslümanların özgürleşmesi ve dışa bağımlı olmaktan kurtulup bağımsız bir güç olmalarıdır. Zira gücü olmayan bir toplum özgürlüğünü ve bağımsızlığını koruyamaz. İslâm'da cihat ilkesi bu gücü korumak için ortaya konmuştur. Peygamber Efendimiz'in (S.A.V) "Cihat İslâm'ın zirvesidir" demesinin sebebi de budur. Cihat İslam'da gücün sembolüdür. Cihat olmayan bir toplumda zillet ve zaaf olur, özgürlük ve bağımsızlık olamaz. Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir hadisinde "Bir toplum cihadı terk ederse Allah Teâla onları zillet ile kuşatır." diye buyurmuştur. Ancak cihat sadece fiili savaşmak olarak görülmemelidir. Allah Teâla Kur'ân-ı Kerim'de cihat ile ilgili iki boyuta yer vermiştir. Biri nefis/can ile cihat, diğeri ise mal ile cihattır. Günümüzde can ve mal cihadının önceden olmadığı kadar birçok araç ve yöntemi vardır. Zira günümüzde dünyaya yön veren tek şey silah gücü değildir. Günümüzde silah gücüyle beraber medya, ekonomi, teknik ve teknolojinin dünyayı yöneten ve yönlendiren asıl güçler olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu alanların her biri can ve mal cihadının birer araç ve yöntemleri olarak görülmelidir. Siyonistlerin tarihine baktığımızda; onların bu etkili alanların hepsinde ilerleme kat edip etkili bir güç oluşturarak Filistin topraklarında işgalci bir devlet kurmayı başarabildiklerini görmekteyiz. Bu alanlarda ciddi bir güce sahip olan Siyonist Yahudiler dünyada azınlık olmalarına rağmen dünya siyasetine yön verebilecek en etkili güce ulaşmışlardır. Siyonistler dünya kamuoyunu oluşturan en etkili medya kuruluşlarına, film yapımcı ve yöneticilerine, eğitim ve akademiye yön veren bilim adamlarına, dünya ekonomisini yönlendiren en etkin iş adamları ve markalara sahiplerdir. Bu durum ispatlanmaya ihtiyaç olmayacak şekilde herkes tarafından bilinmekte ve görülmektedir. Bütün bunlara karşılık Müslümanlar bu alanların hiç birinde etkin bir güce sahip değillerdir. Allah Teâla'nın kâinata yerleştirmiş olduğu ilke ve kurallara (Sünnetullah) göre ise sebeplere başvurulmadan sonuca ulaşmak mümkün değildir. Buna göre sebeplere başvuranlar ancak bir sonuca ulaşabilirler. Dolaysıyla günümüzde Müslümanlar bu alanların tamamında etkili bir güce ulaşıp özgürlüğe ve bağımsızlığa ulaşmadan Kudüs'ün özgürleşmesi mümkün görülmemektedir. Bunun yolu ise İslami cemaat ve kuruluşların programlı bir şekilde her alanda uzman kişilerin yetiştirilmesi için mücadele etmeleri ve medya, ekonomi, teknik, teknoloji gibi alanlarda etkili bir güce ulaşmak için çaba ve gayret sarf edip bunu baş gündemlerine alarak bunun için geliştirdikleri plan ve projeleri hayata geçirmeleridir.