• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Günümüzde İslâm adına birçok yanlış düşünce akımı ortaya çıkmıştır. Bu düşünce akımlarının temel özellikleri net ilke ve kurallarının olmayışıdır. Ayrıca bu akımlar kendi içinde farklı yaklaşımlar barındırmakta ve sabit olmayıp zamanla değişebilmektedir. Bir düşüncenin doğru olabilmesi için kendi içinde tutarlı ve net ilkelere sahip olması gerekir. Tutarlı bir usulû olmayan düşünceler muteber kabul edilecek düşünceler değildir.

Tutarlı bir usûlu ve net ilkeleri olmayan Hurafecilik, akılcılık, tekfircilik ve mealcilik günümüzün en önemli problemlerin başında gelmektedir. Bu problemlere karşı doğru İslâm düşüncesini anlayıp savunmanın yolu, İslâmı doğru anlama metodu ve kuralları olan usûl ilimlerini iyi anlamaktan geçmektedir. İslâm âlimleri Kur'ân ve Sünneti doğru anlamak için belli kriterler belirleyip bu kriterlere uymayan yaklaşımları doğru kabul etmemişlerdir. Bu kriterlerin başında Kur'ân ve Sünnetin dili olan Arapçayı dil bilgisi ve edebiyatıyla bilmek gelmektedir. Arap dil ve edebiyatına aykırı olarak yapılan Kur'ân ve Sünnet yorumlarının hiç bir kıymet-i ilmiyyesi yoktur. Dolaysıyla bu tür yanlış yorumlara karşı ancak Arapça dil ve edebiyatı bilgisi ile savunma yapılabilir. İkinci bir kriter ise Kur'ân ayetlerinin ve hadislerin hangi bağlamda olduğu ve hangi sebebe dayalı indiği veya söylendiğidir. Ayet ve hadisleri bu bağlamdan uzak değerlendirip yorumlamanın aynı şekilde ilmi hiç bir değeri yoktur. Bunların yanı sıra en önemli kriterlerden biri yapılan yorumların İslâm'ın maksat ve amaçlarını ifade eden temel ilkelere uyup uymamasıdır. İslâm'ın temel ilkelerine uymayan yorumlar aynı şekilde kabul görmeyecektir. Örneğin İslâm âlimlerinden İmam Ebu Hanife ve İmam Malik bir hadis ile amel etme şartı olarak sahih olsa bile İslâm'ın temel ilkelerine uygun olma şartını koşmuşlardır. Ayrıca hadis diye rivayet edilen sözleri hadis usûlü kriterlerinden geçirdikten sonra kabul etmek gerekir. Hadis usûlu kriterlerine uymayan sözlerin İslâmi yorumlara esas alınması ve bir düşüncenin temeli olması kabul edilebilecek bir durum değildir.      

Sonuç olarak günümüzde İslâmı anlama ile ilgili yanlış yaklaşımlar olan hurafecilik, akılcılık, tekfircilik ve mealcilik akımlarına karşı doğru İslâm anlayışını savunmanın yolu Arapça dil ve edebiyatını iyi bilmek, ayet ve hadislerin bağlamını iyi anlamak, İslâm'ın maksatlarına dair temel ilkelerini göz önünde bulundurmak ve hadisleri usûl kriterlerine uygun olarak kabul etmekten geçmektedir. Bu kriterlere uymayan yorum ve düşüncelerin ilmi olarak herhangi bir değeri yoktur ve esas alınmamalıdır.