• DOLAR 34.44
  • EURO 36.34
  • ALTIN 2837.449
  • ...

“Sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de oruç farz kılındı ki Allah`a karşı gelmekten sakınasınız. Sayılı günler…”(Bakara/ 183-184

Ramazan ayı sayılı günlerden ibarettir. Sayılı günler ancak sayısız fırsatları olan bir ay. 

Çok görenler için kısa sürede geçip bitecek, değerini bilenler içinse fırsatı kaçırılmayacak sayılı günler olan bir ay.

Her an bitecek endişesi taşımamız için Allah Teâla sayılı günler demiştir. Zira o sayılı günler biter de biz günahlarımızı bitiremezsek sayılı günlerin sayısız fırsatlarını kaçırmış oluruz.

Peygamber Efendimiz`in (S.A.V) dediği gibi: “Ramazanı idrak edip te Allah`ın mağfiretini elde edemeyen kişiye yazıklar olsun!”(Buhari/

Edeb-i Müfred) Şu günlerde geride bıraktığımız sayılı günlerden geriye kalan sayılı günleri iyi saymalı, yapabileceğimiz sayısız amelleri kaçırmamalıyız.

“Hanginiz en güzel ameli yapacak diye sizi imtihan etmek için O Hayatı ve ölümü yarattı.” (Mülk/2)

Aslında ömrümüzden geriye kalan da sayılı günlerdir. Allah Teâla sayılı günlerden ibaret olan hayatı ve sonrasında ölümü yaratmıştır. Sonuç olarak kim en iyi, en güzel ve en doğru ameli yapacak diye bizleri imtihan etmektedir.

Dolaysıyla yapabileceğimiz en güzel ameli tespit edip onu yapmalıyız. En güzel amel, bir açıdan en eksik olduğumuz hususla alakalı olan ameller olabilir.

Namazımız veya Kur`ân ile alakamız eksikse bizim için en güzel amel bu eksiği tamamlamaktır.

Namazımız ve Kur`ân ile alakamız mükemmel ancak ahlakımız veya cihadımız eksikse o zaman bizim için en güzel amel bunları tamamlamaktır. Bir diğer açıdan da en güzel amel Allah`ın bizlere verdiği yetenek ve kabiliyetler doğrultusunda başarılı olabileceğimiz, en doğru yapabileceğimiz İslâmî hizmetlerdir.

Ramazan`da elbette ki en güzel amellerin başında Kur`ân ve namaz gelmektedir.

Ancak asıl olan Kur`an ve namazın bizden istediği en güzel ameli yakalamaktır.

Necmettin Erbakan hocanın ifade ettiği gibi “Bana otur Kur`ân oku diyorsunuz ama Kur`ân`ı okuyunca bana kalk ve cihad et diyor.” Bu doğrultuda Sahabeler yapabilecekleri en güzel ameli yapmasalardı bizler belki de İslâm ile müşerref olamayacaktık.

Selahaddin-i Eyyübi yapabileceği en güzel ameli yapmasaydı belki de bu topraklar İslâm diyarı olmaktan çıkacak haçlı toprakları olacaktı.

Fatih Sultan Mehmet yapabileceği en güzel ameli yapmasaydı belki de şuan İstanbul Kostantiniyye olmaktan kurtulamayacaktı.

Ayrıca İslâm Âlimlerimiz yapabilecekleri en güzel ameli yapmasalardı belki de bugün İslâm›ı doğru bir şekilde anlayamaz ve anlatamazdık.

Buna karşılık Müslümanlar yapabilecekleri en güzel ameli yapmadıkları için Endülüs`ü, sonrasında İslâm hilafetini ve mübarek Mescid-i Aksa topraklarını kaybettik.

Sonuç olarak sayılı günler olan şu mübarek Ramazan günlerinde ve sayılı günler olan şu ömrümüzde en güzel ve en doğru ameli tespit edip onu en mükemmel şekilde yapmak için mücadele etmeliyiz.

Zira güzel amel yapanlar çok ancak en güzelini yapanlar ise azdır.

Biz de güzel ile yetinmeyip en güzeli yakalamalıyız ki şu sayılı günler sınavında Rabbimizden en iyi notu alabilelim.