• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Amerika`nın PYD-PKK`ye verdiği açık destek ortadayken hiçbir şey yapılmayıp sadece öfkeli açıklamalarla yetinilmesi kamuoyunda da moral bozukluğuna neden oluyor. Bir de Türkiye`den gelen itirazlara karşılık Amerikan yönetiminden “IŞİD ile mücadeleye odaklanılması” yönünde yapılan açıklamalar öfkeyi artırıyor.

Yapacak hiçbir şey mi yok?

Bakın bir haber paylaşayım sizinle sonra yorumumu yapayım:

“ABD`nin ayrılıkçı eyaletlerinden California`da bulunan ‘Yes California!` hareketi, Rusya`da büyükelçilik açmaya hazırlanıyor.

Washington Times gazetesinin haberine göre, ABD`den ayrılma yanlısı olan ‘Yes California!` hareketinin lideri Louis Marinelli, elçiliğin açılması için Moskova`ya gitti. Marinelli daha önce eyaletin ABD`den ayrılması için referandum düzenlemeyi planladıklarını açıklamış ve referandum düzenlenmesi için yerel makamlara ilgili taleplerini sunmuştu.”

Demek ki ne imiş?

Amerika`dan bağımsızlık talebinde bulunan birileri varmış.

Adamlar bir de Rusya`da temsilcilik açıyormuş.

Fırsat ayağına gelmese de yakınına kadar gelmiş!

Çağır adamları, Ankara`da temsilcilik aç, arada bir devlet nezdinde ağırla!

Silahlı mücadele durumunda her türlü desteği vereceğini söyle. Yardım etmene gerek yok, mesaj yerine ulaşır.

Amerikan yönetimi tepki gösterdiğinde sen de “IŞİD`e odaklanmanın önemi” üzerinde dur.

Hatta Amerika ile sınırlı da kalma, Almanya`da, Fransa`da, İtalya ve İngiltere`deki “ayrılıkçı” gruplara mesaj gönder.

Mesela FLNC (Korsika Ulusal Kurtuluş Ordusu), ETA ve İRA ile iletişime geçebilir, Kızıl Tugaylar ile Baader Meinhof gibi grupların diriltilmeleri için çaba harcayabilirsin.

Ya da bunların hiçbirini yapma –ki doğrusu budur- ama yapıyormuş gibi bir görüntü verip malum ülkelerin kendine çeki düzen vermelerine sebep ol.

Yani öfkelenmeye, bağırıp çağırmaya gerek yokmuş, öyle değil mi?

***

PADİŞAHLARDA OLMAYAN YETKİLER

CHP`lilerde ya hafıza kaybı var ya da tarih okumayı tümüyle bırakmışlar.

Bazen öyle eleştirilerde bulunuyorlar ki, işin ucunun nerelere varacağını hiç hesap edemiyorlar.

Mesela 18 yaş altı evliliklere “çocuk istismarı” diye karşı çıkıyorlar, ortalığı velveleye veriyorlar. Sonra batılı bir artistin 15 yaşında iken Atatürk ile ilişkisi dillendiriliyor, bizimkilerde çıt yok!

Hayır, yani “iftira!” deseler, “yok öyle bir şey” deseler tamam da sessiz kalıyorlar ve bizim kültürümüzde “sükût ikrardır”, bunu en azından biliyorlar.

Benzer bir meselede de CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek sahne aldı.

Muharrem Bey, yeni anayasa teklifine itiraz ediyor.

TBMM Anayasa Komisyonu`na sevk edilen anayasa değişiklik teklifine göre bütün yetkilerin tek bir kişide toplanacağını öne süren CHP`li vekil, “Osmanlı padişahlarında bile bu kadar yetki yoktu” dedi.

Eleştirdiği şey “Cumhurbaşkanlığı sistemi”…

Biraz geriye gitsek…

1923-1938 arası nasıl bir sistem vardı desek…

Hani 15 sene boyunca Atatürk`ün cumhurbaşkanlığı yaptığı yıllar var ya, işte o dönemi soruyorum.

Yetki karşılaştırması yapsak acaba ne der Muharrem Bey?

15 yıl boyunca hiç seçim olmadan (halkın oy kullanmadığı) geçirilen bir süre…

İstediği anda başbakanı ve bakanları görevden alma yetkisi…

Mustafa Kemal Atatürk, CHP tüzüğüne göre partinin “değişmez genel başkanı” ve milletvekili adaylarını seçme yetkisine sahipti ve bu yetki “hayatı boyunca” kaydı ile kendisine tanınmıştı.

Evet, Osmanlı padişahlarında bile bu kadar yetki yoktu.

Yani Muharrem Bey haklı…