SİYASET GEMİSİ / DEMOKRATİK BASKI
Aşı tartışmaları tüm dünyada hararetli bir şekilde devam ediyor.
Kimileri “bilim adamı” kimliği, “akademisyen” kimliği ile aşının ne kadar önemli olduğunu söylerken, kimileri de yine aynı kimliklerle “aşının zararlı” olduğundan, “küresel bir proje” olduğundan söz ediyor.
Karşılıklı kampanyalar da son hız devam ediyor.
Devlet yöneticileri ve siyasetçiler kimsenin “zorla aşılanmayacağını” üzerine basa basa söylüyorlar; ama…
İşin “ama”dan sonrası önemli!
Aşılanmayanlara yönelik hemen her ülkede kısıtlamaların gündeme geleceği konuşuluyor.
Hatta bu kısıtlamalar turistik ve ticari ziyaretleri bile etkileyecek.
İlk adımlar atılmaya başlandı bile.
Avrupa Birliği, yaşadığı kapanmalar ve kısıtlamalardan sonra yeniden seyahat serbestisi için 'aşı pasaportu' şartını görüşecek. Aşılanmayan AB dışı ülke vatandaşları, AB ülkelerine seyahat edemeyecek. Vize için de normal pasaport ve bu pasaport gerekecek. Aşı pasaportu için resmi başvuru AB Komisyonu’na ulaştı. Aşı olmayanlar AB vatandaşı olsa da kısıtlanacak.
Aşı yapmamış olanlar otobüslere ve metrolara alınmayabilir, uçaklara alınmayabilir; hatta AVM’lere bile giremeyebilirler.
Ama bu arada “aşı olmayana baskı yok” yanlış anlaşılmasın.
GÜNDEM Mİ?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul il başkanı Canan Kaftancıoğlu ile ilgili yapılan “terörist” suçlamasına cevap verdi:
“Yapay gündem oluşturuyorlar. Efendim CHP İstanbul İl Başkanı bilmem şöyleymiş böyleymiş. Hayatımda bu kadar saçma bir şey duymadım. Bunlar bizim gündemimiz değil. İstanbul İl Başkanı'nın gündemi de benim gündemim de bütün arkadaşlarımın gündemi de işsizlik, esnafın, çiftçinin, evine ekmek götüremeyen işsizin sorunu, yatağa aç giren yüzbinler, çöp konteynırlarından yemek, ekmek toplayan, ekmek kırıntılarıyla beslenen yüzbinler.”
Gündem konusu hiç inandırıcı değil de…
Halkın gündemi gerçekten de bu; ama sizin gündeminizin ne olduğu, heykellerinizden, Fikri Sağlar’ınızdan, sema etkinliklerinizden belli oluyor.
Ama bence daha ilginç bir mesele var.
Size de çok garip gelmedi mi?
Basit meselelerde bağırıp çağıran, öfkeyle tazminata sebep olacak hakaret ifadeleri bile kullanan Kılıçdaroğlu, bu kadar ağır bir suçlama konusunda çok fazla sakin, alttan alan, temkinli bir dil kullanmıyor mu?
Tazminat mı ödemek istemiyor yoksa “sesimi yükseltirsem ortaya belgeler dökülür” diye bir endişesi mi var?
Tazminat paralarını kendi ödemediği için ben daha çok ikinci şıktan şüpheleniyorum.
Ayrıca şunu iyi anladım:
Kılıçdaroğlu ne Kaftancıoğlu’na diş geçirebiliyor ne de Erdoğan ve Soylu’ya bir karşılık verebiliyor.
DENE DE GÖR
Öğretmenlerin rahata alıştığını söylediği için tepkilerin hedefi olan Nagehan Alçı, babaannesi ve kayınvalidesinin de öğretmen olduğunu söyledi.
Yani aslında “öğretmenlere düşman değilim” demek istiyor.
Ama mazereti bana çok itici geldi.
Yıllarca laikçilerin dine ve dini sembollere düşman olmadıklarını kanıtlamak için ileri sürdükleri “benim babaannem de örtülü” sözüne benzettim.
Bir de şu var.
Nagehan Alçı’ya öğretmenliğin ne kadar “rahat bir meslek” olduğunu anlaması için birkaç gün fahri olarak bu mesleği yapmasını öneririm.
Stüdyodaki farklı görüşte üç kişiye tahammül edemeyen birinin öğrencilere nasıl katlanacağını görmek isterim.
Ben şahsen bazen “canlı derslere” tanık olurken “mesleğini önemseyen öğretmenler” için işin ne kadar zahmetli olduğunu fark edebiliyorum.
Allah kolaylık versin.
HIRİSTİYANLIK MİRASI
Putin, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'la birlikte Emevi Camii'ni ve Rum Ortodoks kiliselerinden Meryemiye Katedrali'ni ziyaret etti. Rusya Devlet Başkanı ziyarette çok duygulanmış ve “Suriye’deki Müslümanların Hristiyanlığın mirasını korumadaki gayretini takdir” etmiş.
İlginç değil mi?
Komünist Sovyetlerin “Gizli Servis” başkanlığını yapmış bir Putin, sosyalizme iman etmiş bir Arap Faşistini “Hıristiyanlığın mirasını koruduğu” için takdir ediyor.
Duygulanmasına şaşırmayın, literatürde “timsah gözyaşları” diye bir şey de var.
Kendilerinin uçak ve füzelerle, DEAŞ’ın bomba yerleştirerek imha ettiği “İslami miras” hakkında söyleyebilecek bir şeyleri yok herhalde.
Ellerindeki yüz binlerce kadın ve çocuk kanından utandıklarını sanmayın. İslami mirasın hesabını soracak, onu gündeme getirecek kimse kalmadığı içindir.