HİÇBİR DARBEYİ SAVUNMAMIŞLAR
SİYASET GEMİSİ
HİÇBİR DARBEYİ SAVUNMAMIŞLAR
Bazılarına çok gereksiz gelse de son iki haftadır bir darbe tartışmasıdır gidiyor.
CHP’den iki isim ile bir gazeteci yaptıkları açıklamalar ve yazdıkları yazılarla darbeyi, hatta Erdoğan’ın idamını ima ettiler.
Aslında bu konunun bu kadar gündem olmasının bir nedeni de bundan birkaç ay önce tartışılan Amerika’nın CIA bağlantılı raporlama kuruluşu Rand’ın “Türkiye’de darbe olabilir” anlamına gelen raporuydu.
Şimdiye kadarki tüm darbelerde Amerikan etkisi göz önüne alındığında meselenin ciddi olduğu, ciddiye alınması gerektiği fikri hakim oldu.
Erdoğan cephesi açtığı davalarla, meydan okumalarla konuyu önemsediğini ortaya koydu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları ise yakın siyasi tarihe aşina olanlar için son derece komikti.
Komikti, çünkü CHP genel başkanı, kamuoyuna cahil muamelesi yaptı; ama oldukça acemice bunu ortaya koydu.
Şunları söyledi Kemal Kılıçdaroğlu:
"Hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi’nde darbeyi savunmadı ve savunamaz da"
“CHP’nin iktidara yakın olduğu dönemlerde maalesef darbeler olmuştur ve darbelerden en büyük mağduriyeti çeken de Cumhuriyet Halk Partisi olmuştur.”
Önce birinci cümleye bakalım:
"Hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi’nde darbeyi savunmadı ve savunamaz da"
15 Temmuz darbe girişiminde onca bombalama, can kaybı ve tahribata rağmen “tiyatroydu” şeklinde yapılan açıklamaları ciddiye almayalım, o yüzden de biraz geriye gidelim.
27 Nisan 2007’de Genelkurmay, hükümete karşı bir muhtıra yayınladı.
Mesele Cumhurbaşkanlığı seçiminde “laiklik” vurgusu ve Kutlu doğum programında ilahi okuyan çocuklara karşı duyulan hazımsızlıktı.
Bakın dönemin CHP yöneticileri bu muhtıra karşısında nasıl açıklamalar yapmışlar:
CHP Parti Sözcüsü Mustafa Özyürek (Muhtıranın yayınlanmasından hemen sonra NTV’ye telefonla bağlanarak): “Tabii bu bir muhtıradır. Hükûmetin bunun gereğini yerine getirmesi gerekir.”
CHP Genel başkan Yardımcısı Onur Öymen (Muhtıradan bir gün sonraki açıklaması): “Genelkurmay'ın tespitleri bizim tespitlerimizden farklı değildir. Altına imzamızı atarız. ‘Ne mutlu 'Türk'üm.' diyene!’ sözünü kimse küçümseyemez ve bunu küçümseyenleri devletin düşmanı sayarız. Türkiye'yi Atatürk düşmanlarına teslim etmeyeceğiz.”
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal (Muhtıradan sonra verdiği ilk röportajında): “Bu tablonun değişeceğini meydanlar gösterdi. Müdahaleye uğrayan yönetimlere halk sahip çıkmadı. Halkımız devlet organlarıyla çatışanlara sahip çıkmaz.”
CHP Genel Sekreteri Önder Sav (Muhtıranın ardından Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 367 kararından sonra): “Gözümüz aydın, Türkiye'nin gözü aydın.”
Nur Serter (Sonraki dönem CHP’den milletvekili oldu): Genelkurmay Başkanı’na “memur” diyen bir zihniyete karşı Türk Silahlı Kuvvetlerinin önünde, şanlı ordumuzun önünde saygıyla eğiliyoruz. Türk ordusu çok yaşa. Türk ordusu, 27 Nisan’da bizim sesimizi duymuş, bizim sesimize sahip çıkmış, demokrasiye sahip çıkmıştır.
Bu açıklamalarda “darbeye karşı çıkma” ya da “halkın iradesine sahip çıkma” gibi bir şey görebiliyor musunuz?
Manzara trajikomik; ama biz sadece komik demekle yetindik.
Gelelim Kılıçdaroğlu’nun ikinci cümlesine…
“CHP’nin iktidara yakın olduğu dönemlerde maalesef darbeler olmuştur ve darbelerden en büyük mağduriyeti çeken de Cumhuriyet Halk Partisi olmuştur.”
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan, 15 Temmuz…
Bu darbelerden hangisinde CHP iktidara yakındı?
27 Mayıs’ta darbe olunca iktidardaki parti olan DP kapatıldı, başbakan ve iki bakan idam edildi. CHP’ye bir şey olmadı ve darbe sonrası ilk seçimde iktidar olamadı; ama birinci parti olmayı başardı.
12 Mart’ta muhtıra sonrası AP hükümeti istifa etti, CHP’den istifa ettirilen Ferit Melen’e hükümet kurduruldu.
12 Eylül’de Demirel’in başbakan olduğu hükümete darbe yapılmıştır.
28 Şubat postmodern darbesi RefahYol hükümetinin istifasını sağlamış ve Ecevit’e başbakanlık yolu açmıştır.
27 Nisan’da CHP’nin açıkça “darbecilere” destek verdiğini ise kendi açıklamaları ile yukarıda verdik.
15 Temmuz da ortada…
Şimdi Allah aşkına bir bakın! Darbelerden hangisinde CHP mağdur olmuş.
CHP zihniyeti 12 Eylül hariç hangi darbeye karşı çıkmış!
O yüzden…
Kemal Bey, darbelere karşı olduğunu söylesin; ama yok mağdur olmuşlar, yok hiçbir zaman darbeye destek olmamışlar türünden bir şey söylemesin, çünkü komik oluyor.