• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

SİYASET GEMİSİ

Koronavirüs tedavisi için ekibiyle birlikte çalışmalar yürüten Prof. Dr. Ercüment Ovalı, hastaların tedavilerinde yeni bir ilaç önerisinde bulundu. Yeni tip koronavirüs hastalarının tedavisinde Dornaz Alfanın acilen klinik testlere alınmasını isteyen Ovalı, gelişmeyi 23 Nisan'da duyuracaklarını; ancak daha fazla beklemek istemediklerini söyledi.

Farmakolojiden anlayanlar meselenin farkındaydı ve biraz temkinli, biraz da tepkili bir tutum sergilediler.

Öyle ya karşı çıktığında hemen birileri meseleyi “çekememe”ye, ön plana çıkan birini “hazmedememeye” yorabilirdi.

Sağlık Bakanı, ortaya oldukça net bir tepki koyunca başka akademisyenler de cesaret buldu.

Sözü edilen ilaç zaten vardı; ama Ercüment Ovalı ve ekibinin bu ilaç için bir tür PR çalışması yaptığı iddia edildi.

Sosyal medyada çok ilginç bir bilgi dolaştı.

Roche isimli ilaç firması muazzam bir ilaç buluyor. İlaç etkili bir şekilde halk tabiri ile bronş tıkanıklığı ve nefes darlığı gibi akciğer tıkanmasına sebep olan hastaligi ileri derecede tedavi ediyor, fayda sağlıyor.

Fakat bu firma, bu ilacı haklı olarak belirlenen fiyatının, oldukça yüksek olmasından dolayı istediği oranda satamıyor.

Bu kapsamda Roche firması Zekice " kurgulanmış reklam filmi" hazırlıyor.

Ki bu filmi, geçen ay İtalya’da da çektiler.

Bir ilaç firmasının ürettiği 2 bin 872 TL olarak satışa sunulan Dornaz Alfa isimli ilacın, ülkemizde ki reklam çekimleri kapalı laboratuvarda kalan, daha önce miliyetçi duyguları okşayarak sempati toplayan bir prof ve ekibi ile 1 Ay sürdü.

Çekimleri biten reklam filminin senaryosu ise, tam bir pazarlama stratejisi olarak takdir topladı.

1 Ay laboratuvara kapanan, 1 ay boyunca öngörüsel olarak iceride (artık) piknikler yaptıkları düşünülen, 1 ay sonra twit atarak müjdeli haber başlığı altında ilaç reklamı yapan şarlatanlara(!)

Çekimler için kaç para verildiği ise merak konusu oldu.”

Hikaye ilginç; ama teyid ettirme imkanımız yok!

Aslında Sağlık Bakanı’nın açıklamalarından yola çıkarak “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” da diyebiliriz.

Fakat Ercüment Ovalı ile ilgili daha ilginç bilgilere de ulaştık.

“Karanlık oda” ondan söz ederken şöyle bir başlık attı: “Türkiye'nin umudu Prof. Ercüment Ovalı kimdir?”

Ergenekon davasından bir süre tutuklu kalmış, ismi Hrant Dink cinayeti sanıkları ile beraber anılmıştı.

6 yıl 3 ay ceza aldı.

FETÖ’nün Amerika ve israil istihbaratlarının isteği üzerine onu hapse attırmak istediği iddia edildi.

Kök hücre üzerine çalıştığı söylendi; ama ortaya “organik hoşaf” diye bir şey çıktı ki, Soner Yalçın öve öve bitiremedi.

Fikirleri keskindi ve Ergenekon davasının önemli generallerinin desteğini aldı.

Çalışkandı bu da “Erke dönergeci” denen şeye umut bağlayıp hayal kırıklığına uğrayan generallerin çok hoşuna gidiyordu.

Bilmeyenler için söyleyelim: Erke dönergeci denen cihaz, Erke Araştırmaları ve Mühendislik tarafından geliştirilen ve düşük bir başlama enerjisi ile sonsuz enerji üretebildiği iddia edilen makine…

Ulusalcı Kemalistleri, emekli generalleri oldukça heyecanlandıran; ancak bir sonuç elde edilemeyen bir cihazdı.

Ovalı’nın dediklerinin çoğu dünyada tartışılan şeylerdi; ama Gülen’e küfrettiği iddialarına karşı sarf ettiği şu sözleri ulusalcıları daha çok memnun ediyordu: “Atatürkçüyüm ve insanları tarikatla yönetmeye, inançlarıyla sömürmeye çalışmak kabul edebileceğim bir şey değil. Bilim haricindeki şeylerle insanları şekillendirmeye çalışanlardan nefret ederim."

İşte Ovalı’nın hikayesinin bir kısmı bu.

Sanırım bu anlattıklarımızdan sonra neden ısrarla 23 Nisan vurgusu yaptığını da anlamışsınızdır.

Ovalı dosyasını şimdiye kadarki söylem ve eylemleriyle kendisine “adam gibi adam” dedirten Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamasıyla kapatıyorum:

 “Sözü edilen ilaç uluslararası bir firmanın patentli ilacıdır. Cümlelerimi seçerek kullanıyorum. Türkiye’de ruhsatlı bir ilaç.

Akciğer sorunu olan hastalara uygulanan ve fayda görülen bir ilaç. Covid-19'la ilgili laboratuvar ve klinik çalışmalar var biliyoruz.

Biz hem aşı hem de tedavi ile ilgili, üniversite ve kurumlara çağrıda bulunduk. İlgili merkeze de aşı ve tedavi ile ilgili bir çalışmanız varsa, 23 Mart'ta projelendirin bize başvurun dedik. Bize bildirin dedik. Dünyada araştırmanın nasıl yapılacağı bellidir. 23 Mart'ta bize cevap verilebilirdi.

Sosyal medya üzerinden insanların umudu ile oynanmaz. İnsanlara faydalı çalışma yapan herkes bizim için kıymetlidir. Ama yayın ve araştırmanın nasıl yapılacağı da bilinir. 23 Mart'ta bize cevap verilebilirdi. İlaç ve aşı işi hem milli hem stratejiktir. Sosyal medya üzerinden bu iş olmaz.

Uluslararası bir firmanın ilacıyla böyle umutlar tüketilerek yapılmaz."