• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

SİYASET GEMİSİ

Son zamanlarda özellikle sosyal medyada farklı kimliklerle ortaya çıkıp İslam’a, İslam’ın değerlerine pervasızca dil uzatanlar var. Bunların bir kısmının Siyonist kökenli olduğunu anlamak için çok araştırmanıza gerek yok, kısa bir inceleme bu gerçeği ortaya çıkarıyor; ama hepsi öyle değil. Son dönemde yaşanan kimi olayların etkisiyle ya da din dışı ideolojilere kapılmış olmaktan dolayı bu dili kullananlar da var.

Türkçü ya da PKK’ci olduğunu gizlemeyen bu hesaplarda İslam’ın Kürtleri (ya da Türkleri) gerilettiği, Arapların dini olduğu ısrarla vurgulanır ve tüm Müslümanlar hedef gösterilir.

Özellikle PKK’ci hesaplara bir şeyler söyleyeceğim.

Rudaw’da çıkan bir haber dikkatimi çekti.

 “Rojava Demokratik İslam Toplum Kongresi ve Kürdistan Bölgesi Diyanet İşleri Bakanlığı koordinasyonunda Rojavalı hacılar için Suudi Arabistan’dan yapılan kontenjan başvurusuna olumlu yanıt alınmasından sonra hacılar Erbil üzerinden Mekke’ye uçtu.

Rûdaw’a konuşan Demokratik İslam Toplum Kongresi Eşbaşkanı Mele Muhammed El Xerzani, “Başlangıç için bir müjdeydi. Önümüzdeki yıllarda sayı artabilir. Kürdistan Bölgesi Diyanet İşleri Bakanlığı ile görüşerek daha rahat ve daha çok hacı göndermek için çabalarımızı arttıracağız” dedi.”

İlginç değil mi?

Demokratik İslam Toplum Kongresi Eşbaşkanı… Rojavalı hacılar…

Ben size daha ilginç şeyler göstereceğim.

Aşağıdaki cümleleri dikkatle okuyun.

“İngiliz İmparatorluğu İslam ümmetini parçalamak için ulus devletçiliği onun başat ideolojisi milliyetçiliği çok bilinçli olarak İslam ümmetinin bağrına beynine ve rahmine yerleştirmiştir. Son 200 yıllık tarih bir nevi İslam’ın mekânlarında ve halklarında İslam’ın bütün değerlerini neredeyse onulmaz bir biçimde tahrip etmiştir. İslam gerçekten din adına söylenebilecek en son evrenselliği temsil etmektedir. (…)

İslam’ın (mazlumlar tarihinin) en adil, özgür ve demokratik geleneğini temsil ettiğimize dair en ufak bir şüphem yoktur. Bu gerçekliği dünyanın diğer tüm mazlum halklarıyla güncel olarak paylaşan öncülüğe layık olmak kadar, günün ve geleceğin gerekli kıldığı yeniliğe ilişkin olarak da en ideal hareketi olduğumuza dair kuşkum yoktur. Çağdaş bir Hüseyni, çağdaş bir Selahaddini hareketin sentezi olmak, en önemli mutluluk, dolayısıyla iman kaynağımdır. Hepinizi paylaşmaya, iradeleşmeye, eyleme çağırıyorum. Toplumsal esinin adil, özgür adı olan Allan'ın birliğine davetle birlikte güven olmanızı diliyor ve kongreyi selamlıyorum.”

Bu sözler, 2014 tarihli “Demokratik İslam Kongresi”ne A. Öcalan tarafından gönderilen mesajdan…

“Selahaddini bir hareket” olduklarını söyleyen Öcalan, kongreye katılanları “Allah’ın birliğine” yani “Tevhid”e davet ediyor.

İngilizlerin “ulus devletçilik” ve “Milliyetçilik” ile İslam ümmetini parçalamak istediğini söylüyor.

Öcalan’ın şimdilerde etkisinin azaldığını söyleyebilirsiniz; ama bu mesajın tarihi 2014…

Eskiden din hakkında daha “olumsuz” düşüncelere sahip olduğu bilinen Öcalan’ın adı geçen tarihlerde üslubunun değiştiğini herkes bilir.

Şimdi buna rağmen PKK ve HDP çevreleri İslami değerlere karşı saygısız bir tutum içerisinde iseler ortada bir problem olduğu açık öyle değil mi?

Ya Öcalan ikiyüzlü bir tutum içerisinde ve mesajıyla bazılarını kafaya almak istemekteydi,

Ya örgüt ve parti Öcalan’ı takmamaktadır,

Ya da herkes birbirini çok iyi anlamakta ve yerine göre ikiyüzlü politikalara başvurabilmektedir.

Çözümü zor bir soru; ama PKK’nin medya fenomenlerinden “Yalan makinesi” A. D’nin çok kısa bir sürede çözüm getirebileceğine inanıyorum.