SİYASET GEMİSİ Adaylık Ücretleri
CHP, AK Parti, İyi Parti, SP, HDP, MHP, BBP, HÜDA PAR, VP…
Bu, vekil sayısına ya da bir ankete göre yapılmış bir sıralama değil.
Milletvekilliği aday adaylarının adaylık başvurusunda partiye ödemeleri gereken ücret miktarına göre yapılmış bir sıralama…
En düşükten itibaren rakamları ve partileri yazalım.
HÜDA PAR ve Vatan Partisi adaylık için ücret istemiyor. BBP bin, HDP ve MHP 2 bin 500, Saadet Partisi 3 bin, İyi Parti 5 bin, AK Parti 6 bin, CHP dosya ücreti dahil 11 bin TL…
Hazine yardımı alan partilerin bu kadar yüksek ücretler talep etmesi tuhaf tabii; ama asıl tuhaflık CHP`de…
“Halk” partisi sanki halkın orta kesimlerinin aday olmasını engellemek için böyle bir başvuru ücreti koymuş.
Başka açıklaması var mı?
Yani CHP hem hazine yardımı alıyor, hem İş Bankası`nın ortağı olarak büyük bir serveti var ve buna rağmen aday adaylığında en yüksek ücreti talep ediyor.
Sahi bu kadar para nereye gidiyor?
ASKERİN SİYASETE MÜDAHALESİ
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Genelkurmay Başkanımız görüştü mü bilmiyorum; ama bir lider genelkurmay başkanıyla görüştüğü için aday olmuyorsa hiç olmasın" dedi.
Bülent Turan 1975 doğumlu ve birçok şeyi görmediği için rahat konuşuyor tabii.
Bu memleket sadece 15 Temmuz yaşamadı oysa.
Her asker postalının sesi duyulduğunda şapkasını alıp gidenler de gördü bu memleket, karargahtan gelen bir telefonla ittifakların bozulduğu dönemler de gördü.
Başbakanların terleyerek çıktığı Askeri Şuraları konuştu kamuoyu bir zamanlar. Hükümetin e-muhtıraya karşı sıkı durduğu bir dönemde “valizini toplayanlar”dan söz edildi.
O dönemlerde de birileri “Genelkurmay başkanımız” diyordu.
Birilerinin “Genelkurmay başkanı” şura toplantılarında gericiliğe karşı olduğunu göstermek için viski istedi bu memlekette. Kimi paşalar bakanları “kazığa oturtmak” gibi nezih ifadelerle tehdit ettiler.
Bu arada bu memlekette başbakan ve bakanlar asıldı, askerlerin oluşturduğu düzmece mahkemeler eliyle.
Bülent Turan`ın hem yaşı küçük hem de son zamanların havasına fazla kapılmış, o yüzden böyle konuşuyor.
Yani hoş görmemiz lazım.
Bu arada kafama takılan basit bir şeyden de söz edeyim.
Askerin siyasilerle görüşmesi artık siyasete müdahale olarak da düşünülmüyormuş.
İTTİFAK
Dört parti (CHP, İyi P. Saadet P. DP) “ittifak protokolü” imzaladı ve bunu kamuoyuna duyurdu.
Tepkiler ilginç.
İşte tepkilerden birkaçı:
Devlet Bahçeli; "İttifaka alerjisi olanlar zaman içerisinde kendileri de ittifak yapma konumuna geldiler, hayırlı olsun" dedi. Belki de en mantıklı sözü söyledi.
Bekir Bozdağ`ın sözleri ciddiyetten uzak ve biraz da öfke barındıran sözlerdi: "Hani zoraki nikah derler ya zoraki nikah gibi zoraki bir ittifak görüyoruz."
Fatih Erbakan “Kılıçdaroğlu`nu değnek yaptınız” diye eleştirirken babasının Ecevit ile girdiği koalisyonu es geçti tabii.
İttifaka alınmamalarının sebebinin CHP`nin istememesi olduğunu iddia eden Doğu Perinçek şöyle dedi:
“ABD bizi istemiyor, mücadelemizi sürdüreceğiz”
Herkes kendi zaviyesinden bakıyor.
KUMPAS VE KOMPLO
Hıncal Uluç, spor gündemini değerlendirmiş:
"Haftanın olayı bence; Martin Skrtel'in kafasının yarılmasıdır. Şenol Güneş'in kafasına bir cisim geldi, 5 dikiş atıldı, 24 saat gözetim altında kaldı. Aykut Kocaman ilk olarak buna, 'komplo' dedi. Bu da yetmedi! Kasımpaşa - Fenerbahçe maçından sonra, 'İşte kan böyle olur' dedi. Ben de şu yorumu yapıyorum. Skrtel'in kafasını, Fenerbahçe'nin doktoru yarıp kanattı, bu planı da Aykut Kocaman yaptı. Aykut Kocaman'ın komplo üretme yetkisi varsa benim de var. Skrtel'in kafasının yarılması ve dikiş atılması bence komplo" dedi.
Şimdi siz kalkıp “Sporun Siyaset Gemisinde ne işi var?” diyeceksiniz, haklı olarak.
Bir beklenti içindeyim o yüzden.
Şenol Güneş`in kafasının yarılması sonrası maçın tatil edilmesi ve çıkan olaylar üzerine, bu kadar işin içinde olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan çıktı ve “kumpas var” dedi.
Beklentim şu: Erdoğan, Hıncal Uluç`un “komplo” sözüne de bir cevap verecek mi?