• DOLAR 34.575
  • EURO 36.215
  • ALTIN 2964.767
  • ...
SON DAKİKA

Türkiye-ABD ilişkileri, Barack Obama döneminin sonlarında iyice bozulmuştu.

15 Temmuz darbe girişiminin arkasında Amerikan destekli Gülen grubunun bulunuyor olması, bunun yanı sıra ABD Savunma Bakanlığı Pentagon`un PKK-YPG`ye verdiği açık destekten dolayı iki ülke arasında soğuk ve gergin bir dönem yaşanmıştı.

Darbenin merkez üslerinden birinin İncirlik üssü olduğu, darbenin koordinasyonunda CIA ajanı Graham Fuller ve Henri Barkey`in bulunduğu dile getirilmiş, Ak Parti hükümetinin iki bakanı darbede Amerika`nın rolünü açıkça söylemişti.

Amerikan yönetimi bunu reddetti; ama iddialara da gereken sertlikte bir tepki göstermedi.

Trump`un seçilmesi AK Parti destekçisi basının bir kısmı tarafından açıkça sevinç ifadeleriyle karşılanmış, bir kısmı ise sessiz bir memnuniyet belirtisi göstermişti.

Trump`un İslam düşmanı ve ırkçı yaklaşımları pek dillendirilmedi bu kesimler tarafından.

Kanaatler, küreselci Obama`nın aksine Trump, Türkiye gibi önemli bir ülkenin kaybını göze alamazdı.

Nitekim Trump`un ekibindeki kimi isimler bu konularda Türkiye hükümetini sevindirecek açıklamalar yaptılar.

Ama alanda değişen bir şey yoktu.

Amerika ne FETÖ konusunda bir adım atıyordu ne de PKK`ye destek konusunda tutumunu değiştiriyordu.

Bu durum Türkiye`de rahatsızlığa sebep olsa da yine de iyimserlik elden bırakılmıyor ve en üst perdeden “Daha taşların tam olarak yerine oturmadığı, Trump`un Pentagon`a söz geçiremediği” görüşü dile getiriliyordu.

Oysa Trump`la birlikte Amerika, Obama döneminde bile yapılmayan hamlelerle Türkiye karşıtı tutumunu keskinleştirdi. Bakanlar ve sözcüler her ne kadar politik bir dil kullansalar da PKK`ye verilen ağır silahlar, Erdoğan`ın korumalarına yönelik alınan kararlar ve Katar krizinin Trump`un ziyareti sonrası ortaya çıkması, ortamın ciddi bir şekilde gerginleşmesine neden oldu.

Türkiye`nin Irak ve Suriye sınırları içerisinde PKK ve YPG`ye yönelik gerçekleştirdiği operasyonlar Amerikan tarafının canını çok sıktı.

Türkiye S-400 füzeleri konusunda Rusya ile görüşmelerini yoğunlaştırıp Suriye içinde Rusya ve İran ile ortak eylem planları üzerine konuşmaya başlayınca Amerika tedirgin oldu ve bunu belli etmekten çekinmedi.

Amerikan destekli yeni darbe senaryoları konuşulmaya başlandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan en net açıklamasını yaptı: "Suriye'de seçtiğiniz terör örgütü ile nasıl bir geleceğiniz olur bilmiyorum; ama bizimle bir geleceğiniz olmayacağını bilmelisiniz."

Amerika ile yaşanması beklenen bahar ortamı hayalde kalmasına rağmen kısa sürdü.

Türkiye bu aralar sınıra sevkiyat yapıyor ve YPG`ye yönelik bir operasyon hazırlığı konuşuluyor. Afrin`de PKK-YPG mevzilerine topçu atışları yapılıyor.

Rakka bölgesinde YPG`yi korumak için Suriye uçağı düşüren Amerika, Afrin bölgesindeki YPG`liler için bir şey yapar mı?

Herhalde Amerika`nın Afrin`de bir şey yapmayacağını bildiğinden olacak, Salih Müslim, Rusya`dan yardım istedi.

Afrin`de Amerikan kuvvetleri değil de daha çok BAAS ve Rus kuvvetlerinin bulunuyor olması YPG`nin işini zorlaştıracak.

Alanda şöyle bir kaygı da var.

Amerika`nın YPG-PKK için oluşturduğu De facto güvenli bölgesi Türkiye`ye karşı da devreye girecek mi?

Suriye coğrafyasında ısrarla DEAŞ`a odaklanılması konusunu gündeme getiren Amerika`nın DEAŞ unsurlarının bulunmadığı Afrin bölgesinde YPG-PKK`ye hamilik yapması ciddi bir çelişki oluşturacaktır.

Hepsinden öte Amerika ile ilişkilerde Trump ile başlayan; ama kısa süren “bahar havası” Afrin`de muhtemel bir çatışma ve Amerika`nın PKK-YPG için Türkiye`yi karşısına alması ortamın buz kesilmesine neden olacaktır.

Peki ya Rusya…

Türkiye`nin Amerika ile ilişkilerinin bozulmasından memnun olan Rusya, bunun için Afrin`de PKK-YPG`yi kolaylıkla satar.

Tabii Amerika erken davranıp son bir hamle ile Türkiye`ye açık destek vermeye başlamazsa…

Yani tüm konumlanmalar rağmen Suriye zemini çok kaygan ve düşmanlıklar da ittifaklar da her an değişebilir.

 

Yazarın Diğer Yazıları