• DOLAR 34.606
  • EURO 36.694
  • ALTIN 2915.931
  • ...

Seçimler kaybedildikçe tavırlar da değişmeye başlıyor.

Daha büyük hedefleri olanlar, umulmayan sonuçlar karşısında hayal kırıklıkları yaşıyor.

Mesela CHP genel başkanı…

Kemal Kılıçdaroğlu, garip laflar etmeye, garip işler yapmaya başladı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde E. İhsanoğlu`nu destekledi, yerel seçimde MHP`li Mansur Yavaş`ı aday gösterdi. Sonra da partiye eski Saadet Partili, Has Partili Mehmet Bekaroğlu`nu aldı.

Ulusalcılar kazan kaldırdılar tabii.

Tarhan istifa etti ve bu istifayı başkalarının takip edeceği iddia edildi; ama pek bir şey olmadı. Yine de partide çok seslilik, huzursuzluk hâkim.

Kılıçdaroğlu bu huzursuzlukta MİT`in parmağı olduğunu düşünüyor.

Açıklamasında hem MİT`i suçluyor hem de dikkat çekici bir örnek veriyor.

“Devletin kurumları devlete hizmet etmiyorlar. AKP`ye hizmet ediyorlar. Bunlardan birisi de MİT içindeki bir gruptur. Biliyorsunuz yasayla kurulmuştur. Almanya`da Gestapo da yasayla kurulmuştur. Gestapo`nun özelliği neydi? Alman devletine değil, Almanya`daki iktidara hizmet etmekti. Biz Milli İstihbarat Teşkilatı`nın adı üstünde; ‘Milli` olmasını ve devlete hizmet etmesini istiyoruz. Bir siyasal partinin içişlerine müdahale etmesini istemiyoruz. İktidardan gelecek talimatla ‘bir siyasal partiyi nasıl karıştırırım` diye bir çabanın içine girmesini istemiyoruz. Bunu açıklıkla da ifade ediyoruz.”

Açıklamayı yorumlarsak…

Kemal Bey, MİT içindeki “bir grup”tan söz ediyor. Demek ki bu işi yapanlar, yani CHP`yi karıştıranlar MİT`in tümü değil bir grupmuş. Bir kısmı hükümetin emrine girmiş bir istihbarat kurumu için sanırım şikâyet, kurumun kendisine yapılır, yanlış işlerin bırakılması istenir.

Tabii MİT`in bu işin içinde olmadığını söylemiyorum. Hükümetin emrinde “Paralel yapıya” karşı mücadele eden MİT, pekâlâ hükümetin emriyle CHP`yi de karıştırabilir.

Her ne kadar CHP`li vekil Rıza Türmen, CHP`nin karışması için MİT`e ihtiyaç olmadığını, partinin yeterince karışık olduğunu söylese de biz yine de iddiaları yabana atmıyoruz.

Ama burada farklı bir durum var.

MİT içindeki “bir grup”un CHP`yi karıştırmak istediği bilgisine nereden ulaştı Kemal Bey?

MİT`in içindeki “başka bir grup” mu veriyor bu bilgiyi?

Bence o da değil.

Kemal Beyin açıklamasındaki “Almanya” ve “Gestapo” ifadelerini dikkate alın derim.

Almanya`nın CHP üzerinde etkili olduğu ve Alman vakıfları üzerinden Alman istihbaratının Türkiye`de faaliyet yürüttüğü uzun zamandır dillendirilen bir şeydi.

Acaba MİT, Alman istihbaratına karşılık olarak bir hamleye mi girişti de Alman istihbaratı bundan kurtulmak ve hedef saptırmak için CHP`ye MİT`in faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

İddialar doğruysa gelecek günler CHP ve Kılıçdaroğlu için zor olacak.

Mesele sadece Almanya ile de sınırlı değil.

Sezgin Tanrıkulu hakkındaki iddialar halen orta yerde duruyor.

Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu`ya “CIA ajanı” demiş, bundan dolayı CHP Disiplin Kurulu`na sevk edilmişti. Yılmaz savunmasında, “Benim değil, asıl TR 705`in sorgulanması gerekir” demişti.

İddialara göre TR 705, Sezgin Tanrıkulu`nun Gölge CIA diye bilinen Amerikan düşünce kuruluşu Stratfor`daki kod adıydı.

Wikileaks`in sızdırdığı Stratfor belgeleri yayınlanmış ve Türkiye`de birçok önemli ismin de yer aldığı binlerce belge basına düşmüştü. Hakkında önemli iddialar olan kişilerden biri de CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu`ydu.

Wikileaks`a göre Ankara Amerikan Büyükelçiliği`nden Washington`a gönderilen rapor.

“Uzun zamanlı konsolos kontağı ve Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu bize, Diyarbakır`da Kürt meselesi üzerine yapılan konferansın, farklı politik görüşten Kürtlerin ilk defa bir çatı altında toplanıp görüşlerini yapıcı bir şekilde paylaşmalarını temsil ettiğini beyan etti. (...) Van ilindeki Şemdinli davasına katılan ve güvenlik aygıtlarının dobra eleştirmeni Tanrıkulu yakın zamanda jandarma istihbaratı olduğunu iddia ettiği (kontaklarımıza göre eski JİTEM, yeni adı JİT) yetkililerinden tehdit telefonları aldığını ekledi”

Kılıçdaroğlu, birilerini suçlayayım derken “Pandora`nın kutusu”nu da açmış olabilir.

İstihbarat savaşları bazen çok şiddetli olur ve ortalığa çok fazla kirli çamaşır dökülebilir.

Yazarın Diğer Yazıları