GOLAN OLAYI
Gazze’ye yönelik soykırım aralıksız sürüyor.
Gıda girişinde problem var, esir takası müzakerelerinde müspet bir adım yok, hastaneler vurulmaya devam ediliyor, Filistinli esirler zindanda infaz ediliyor.
Ama bir anda küresel emperyalist medyanın etkisiyle gündem değişiyor ve işgal altındaki Golan bölgesinde gerçekleşen saldırı öne çıkıyor.
Şimdiye kadar işgal rejiminin askeri hedeflerini vuran Lübnan’daki Hizbullah güçleri güya bu kez Golan’daki sivil bir bölgeyi hedef almış.
Saldırıda siviller ölüyor; ama sivillerin içinde Yahudi yok!
Bir spor etkinliği sırasında işgal altındaki Golan bölgesine bir roket isabet ediyor, Golan’ın yerlisi ve işgal rejimiyle araları son derece iyi olan Dürziler ölüyor.
Hizbullah “biz yapmadık” diyor ki yapması da pek mantıklı değil.
Zaten Siyonist terör rejiminin uzun bir süredir Lübnan’a yönelik bir harekât hazırlığında olduğu biliniyor.
Gazze’ye yönelik “canlı yayın soykırım” görüntülerinin insanlık vicdanında meydana getirdiği infialin farkında olan teröristler, aynı katliamı Lübnan’a karşı da gerçekleştirebilmek için bir sebep oluşturmuş oluyorlar.
Aslında Lübnan halkının ve devletinin terör rejimine karşı eyleme geçmek için uluslararası hukukta yeri olan gerekçeleri var. Lübnan topraklarının bir kısmı halen Siyonist terör rejimin işgali altında olduğu için işgali bitirmek için Lübnanlıların saldırı yapma hakları vardır.
Bunun yanı sıra işgalci rejim son 40 yıldır Lübnan’a karşı yüzlerce terör saldırısı gerçekleştirdi ve suikast yaptı.
Evet, Lübnan’ın işgalci teröriste karşı harekete geçme hakkı vardır ve bu hak bazen kullanılmaktadır; ama Golan saldırısı farklı bir olaydır.
Ortada son derece planlı ve organizeli bir kirli senaryo söz konusudur.
İşgal altındaki topraklara yapılan saldırıda neden Yahudilerin olmadığı bir bölge hedef seçilmiştir?
Dürziler, neden cenazeye gelen Siyonist yetkilileri protesto edip kovmuşlar?
İşgal ordusu ve istihbaratı içinde çok sayıda Dürzi yer almasına rağmen Dürziler, Falaşalar kadar bile bir öneme sahip değildir. Özellikle Yahudileri kanuni olarak “üstün ırk” kabul eden “Yahudi ulus devlet yasası” sonrası Dürzilerden itirazlar yükselmişti.
Daha ilginç olan da Amerika’nın tavrı…
Siyonist terör çetesi, el Ehli Baptist hastanesini bombalayıp 500’den fazla insanı vahşice katlettiğinde ne Amerika ne de Avrupa ülkelerinden ciddi bir tepki gelmemişti. Hatta Amerikalı ve Avrupalı kimi medya maymunları saldırının HAMAS tarafından yapıldığını iddia etmişler ve böylece insani ve ahlaki hiçbir değere sahip olmadıklarını herkese göstermişlerdi.
Ama Golan saldırısı ile ilgili ortada bir şey yokken Amerika hemen suçluyu ilan etme telaşına düştü.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Adrienne Watson, “Bu saldırı, Lübnanlılar (Hizbullah) tarafından gerçekleştirilmiştir. Kontrol ettikleri bir bölgeden atılan bir füze” şeklinde açıklama yaptı.
Bu da gösteriyor ki, işgal rejimi, savaşı genişletme gibi bir plan yapmış ve bu planın içerisinde Amerika da var.
Gazze’ye yönelik gerçekleştirilen vahşi soykırımı Lübnan’a karşı da gerçekleştirmek için Dürziler yani Yahudi olmayan; ama Yahudilere hizmet eden bir topluluk yem olarak kullanılmıştır. Öyle görünüyor ki, işgal altındaki topraklarda yaşayan Dürzi toplumu içerisinde de bazıları bunun farkına varmıştır ve bu süreç böyle devam ederse Siyonist ordu içerisinde kırılmalar baş gösterecektir.