• DOLAR 34.231
  • EURO 36.886
  • ALTIN 3013.913
  • ...

Son zamanlarda dünyanın birçok yerinde yapılan soykırım karşıtı gösterilerde en fazla kullanılan slogan “Nehirden denize Özgür Filistin” sloganıdır.

Bu slogan, işgali bütün yönleriyle reddetme, küresel Siyonist cephe tarafından dayatılan anlaşmaları kabul etmeme ve Filistin topraklarının asıl sahiplerine verilmesini isteme anlamına gelir.

"Nehirden denize" Ürdün Nehri ile Akdeniz arasında kalan bölgeyi tanımlamak için kullanılıyor ve bölge tarihi olarak Filistin toprakları olarak kabul ediliyor.

Kimileri sloganın içerisine özenli bir şekilde “Filistinliler ve israilliler” ifadelerini eklese de siyonizmin şekillendirdiği zihin dünyasına göre hareket edenler bundan ciddi bir rahatsızlık duyuyorlar.

Uzun yıllardır kullanılan ve son 7 aydır işgalci teröristlerin uyguladığı vahşi soykırım karşısında tekrar öne çıkan bu sözleri HAMAS’a aitmiş gibi göstermeye ve hatta “antisemitik” olduğuna insanları ikna etmeye çalışıyorlar.

Hatta İngiltere'de muhalefetteki İşçi Partisi milletvekili ve gölge kabine bakanı Andy McDonald'ın üyeliği, Filistin yanlısı bir gösteride bu sözleri kullanması nedeniyle askıya alındı.

McDonald "Adalet sağlanana kadar, israilliler ve Filistinliler, herkes nehirden denize kadar özgür bir barış içinde yaşayana kadar durmayacağız" ifadelerini kullanmıştı.

Soykırımın en açık destekçilerinden olan İngiltere’nin İçişleri Bakanı Suella Braverman da Filistin yanlısı gösterileri "nefret yürüyüşleri" olarak tanımlamış ve söz konusu sloganın “israil'i yok etmeye yönelik şiddet çağrısı” olarak yorumlanabileceğini söylemişti.

Bir İngiliz gazetesine göre (Guardian) İngiliz Futbol Federasyonu oyuncularının özel sosyal medya hesaplarında bu sloganı kullanmasını yasaklamıştı.

Oysa normalde İngiltere de Amerika ve diğer birçok batı ülkesi gibi “iki devletli çözüm”den yana olduğunu iddia ediyor.

O zaman şöyle bir soru soralım:

Filistinlilerin özgürlüğünü istemek “antisemitizm” ise “semitizm” Filistinlilerin soykırıma uğratılması, sürgün edilmesi, topraklarının işgal edilmesi anlamlarına mı geliyor?

Siyonizmin bu anlamlara geldiğini biliyoruz, o yüzden özellikle “semitizm” kelimesini kullandık.

Ya da şöyle soralım:

Netanyahu adındaki insan kılıklı “kehanetlerden” söz ettiğinde, “vaat edilmiş topraklardan” söz ettiğinde yani tümüyle “semitik” ifadelerle işgal, soykırım ve vahşeti sahiplendiğinde neden kimse konuşmadı? Neden “iki devletli çözüm” taraftarı olduğunu iddia edenler bu sözlerin islamofobik, Arap ve Filistin düşmanlığı içeren kabul edilemez sözler olduğunu ifade etmediler?

Sadece bu konu bile Batı siyasetinin ne derece ikiyüzlü ve rezil bir halde olduğunu göstermeye yetiyor.

Tekrar slogana dönüyoruz.

Tarihi süreç şunu net olarak göstermiştir ki, Filistinli Müslümanların “Nehirden denize” özgür olduğu dönemlerde Filistin toprakları üzerinde Yahudiler ve Hıristiyanlar da özgürce yaşamışlardır.

Hıristiyanların hakim olduğu dönemlerde “Nehirden denize” ne Müslümanlar ne de Yahudiler yaşama imkanı bulmuştur.

İngiliz işgali sonrası bölgenin Siyonistlere teslim edilmesi sonrasında Filistin toprakları üzerinde Müslümanlar sürgün edilmiş, şiddet ve zindan tehditleriyle sindirilmek istenmiş, soykırıma uğramışlardır. Son 30 yılda ise Hristiyanlar da Siyonist terörün uyguladığı şiddetten acılar çekmektedir.

O yüzden bölgede barış ve huzur için tek yol vardır.

Siyonistler itlaf edilmeli ve Filistin toprakları asıl sahiplerine teslim edilmelidir.

İnsanların özgürce yaşayacağı “Nehirden denize özgür Filistin” ancak siyonistler olmadığında mümkün olacaktır.

 

Yazarın Diğer Yazıları