• DOLAR 34.333
  • EURO 36.363
  • ALTIN 2838.55
  • ...

İşgalci Siyonist çete, özellikle son 6 ay içerisinde dünyada savaş ortamında işlenen suçlarda hiç kimsenin ulaşamayacağı bir noktaya geldi.

Savaşın daha ilk on günü içerisinde yapılan saldırılar ve gözetilen hedefler göz önüne alındığında aslında Siyonist işgalcilerin yeryüzünün en ahlaksız ve insanlık dışı topluluğu olduğu belli olmuştu; ama bazıları ya görmek istemiyordu, ya da bilinçli bir şekilde gerçeklerin üzerini örtüyordu.

El Ehli Baptist Hastanesine yapılan saldırı mesela…

Büyük bir kısmı çocuklar ve kadınlardan oluşmak üzere 500’den fazla insan sığındıkları hastane çevresinde hayatını kaybetti. Batı basını, büyük oranda Siyonist dezenformasyona ortak olarak “saldırının kim tarafından gerçekleştirildiğinin bilinmediğini” iddia etti ve katliamdan söz ederken saldırı yerine “patlama” ifadesini kullandı.

Amerikalı ve kimi Avrupalı yöneticiler ise doğrudan HAMAS’ı suçlama yoluna gittiler.

Bu aslında Siyonist terör çetesi açısından bir “nabız ölçme” operasyonuydu.

Bir hastaneye, tümüyle sivillerin bulunduğu bir alana gerçekleşen böyle vahşi bir saldırının dünyayı ayağa kaldırması, işgal çetesine yönelik siyasi, ekonomik ve askeri adımlar atılması için girişimlerin başlaması gerekiyordu.

Ama tepkiler kınamanın ötesine geçmedi.

Hatta böyle vahşi bir katliama rağmen katliamın açık destekçileri olan ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve Kanada’dan “ateşkes” talebi bile gelmedi.

Bu katliamdan sonra artık işgalci teröristi durduracak bir şey yoktu.

Dünyanın her yerinde siyonizme esir olmuş yöneticilerinin aksine “insan kalmayı başarmış” kişiler, “koca yürekli insanlar” soykırımcıları ve ortaklarını lanetlediler.

Ama işgalci katiller arkalarındaki askeri ve ekonomik güce güvendiler ve pervasızlıkları gün geçtikçe arttı.

Camiler ve kiliseler bombalandı, yüzlerce BM çalışanı yardım görevlisi, yüzlerce gazeteci, hedef gözetilerek katledildi.

Gazze’nin kuzeyi metrekareye bomba düşecek şekilde vuruldu, evlerini terk edenler yolda ya da gittikleri yerlerde çadırlarda bombalandı.

Gazze’de açlıktan ölümler başladığında bile hiçbir ülke insani değerleri önemseyip “gıda yardımı” yapmayı göze alamadı, onun yerine insanların onurunu rencide edecek şekilde havadan koliler attılar.

Ölümü göze alarak karadan yardım götürmek isteyen kuruluşlara Mısır hükümeti izin vermiyor.

Buna rağmen her şeyi göze alıp insani yardım için Gazze’ye girenler oldu.

Ve işgalci teröristler, araçlarının üzerinde logoları bulunan, nerede yardım yaptıkları konusunda kendilerinin bilgi sahibi oldukları batılı ülke vatandaşlarından oluşan yardım kuruluşunu “hedef alarak” 7 kişiyi katletti.

Olayda o kadar doğrudan bir hedef alma var ki, saldırının tanıkları, yaralananların olay yerinden götürülmesi sırasında bir daha saldırıya uğradıklarını belirttiler.

HAMAS tarafından yapılan açıklamada “İnsani yardım elemanlarının öldürülmesinin asıl amacının onların insani görevlerini yerine getirmelerine engel olmak, bu amaç için faaliyet yapmaya niyetlenenlerin gözlerini korkutmak, böylece insani yardım faaliyetlerinin tamamen durmasına yol açmak olduğu” vurgulandı. 

İşgalci teröristlerin Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay başkanı, saldırıdan dolayı özür diledi; ama katillere göre artık amaç hasıl olmuş ve Gazze’ye yardım götürmek isteyen kişi ve kurumlara gerekli mesaj verilmişti.

Ama bu saldırının Siyonistlere tahminlerin ötesinde zarar vereceğini düşünüyoruz. İnsanlığını kaybetmemiş bu koca yürekli gönüllülerin hayatlarını feda ederek verdikleri mesaj, geldikleri ülkelerde yani Avustralya, Polonya, Birleşik Krallık, ABD ve Kanada’da yankılanacak ve karşılık bulacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları