Gazze Neler Öğretiyor?
“Gazze maskeleri düşürdü” demiştik önceki yazımızda.
Aslında sadece maskeleri düşürmedi. Teorik kimi bilgilerin pratiğini de görmemizi sağladı.
Sosyal medyada şöyle yazdı biri: “Sahabe hayatı okumaya ömrümüzü verdik. Okuduklarımızın masal olmadığını biliyorduk. Ancak Gazzeliler bildiğimiz okuduğumuz şeyleri gösterebilmemizi sağladı.”
Bazıları Kur’an’da neden bu kadar çok Yahudilerden söz edildiğini anlamadıklarını; ama dünyanın tüm emperyalist güçlerinin Yahudilerin kuyruğuna takılıp hiçbir izahı yapılamayan vahşi katliama destek çıktıklarını gördüklerinde ayetleri daha iyi anladıklarını söylediler.
Gerçekten de öyle.
Aslında zaman birçok şeyin tefsirini yapıyor da hangimiz bunu görüyoruz ki?
Bazen alimler yol açıyor, uyarıyor, uyandırmaya çalışıyor; ama Yahudi sinsiliği devreye girip o insanlar toplumun bir kesiminin gözünden düşürülmeye çalışılıyor.
Şehid Seyyid Kutub, o alimlerden biridir.
“Yahudi ile savaşımız” isimli eserinden alıntılar yaparak uyarılarını paylaşmak istiyorum:
“Eğer günümüzün Müslümanları, bulundukları her yerde Yahudilerin hile, desise, plan ve bozgunculuğuna karşı uyanık olmaz ve Medine’de Peygamber(s.a.v) in Yahudilerin ve onların çevirdikleri dolaplara karşı aldığı tedbirlerin aynısını almaz ise, içinde bulundukları perişanlık ve dağınıklıktan kurtulamayacaklardır. Emperyalizmin ve siyonizmin kölesi olarak, kendi ülkelerinde esir kalmaya devam edeceklerdir.”
“Yahudilerin tarih boyunca, Müslümanlar için başvurduğu taktik, hile ve desiselerden biri de şudur:
Müslümanların ilham aldıkları kaynakları kurutmak, din ve Kur’an esaslarından uzaklaştırmaktır. Şerefli geçmişimizden koparmak ve manevi değerleriyle kendisi arasında engel duvarlarını örmek ve böylece inancından yoksun bırakmaktır. Bunun sonunda Müslümanları, her yönden zayıf düşürüp, rahatlıkla onları yönetmeye çalışmaktır. Yahudiler bu taktiğe her zaman başvurmuşlardır. Müslümanları, bu noktadan yenmeyi denemişlerdir.”
“Kur’an-ı Kerim, Müslüman topluluğunun üzerinde bulunduğu hak dinin temel esaslarını birer birer tespit ederken, diğer yanda “Kendilerine kitap verilenlerden bir takım kimselerin inkar ve şüphe propagandalarıyla onları saptırmak istediklerini” haber vermekte, yeryüzünde büyük emaneti omuzlarında taşıyıp, insanlık tarihinde yeni bir devir açabilmeleri için bu hususta uyanık olmaları gerektiğini buyurmaktadır. Böylece, açık ve kesin olarak Müslüman topluluğunun önünde kurulan tuzakları bildirmekte, düşmanın pis ve çirkin emellerine ulaşmak için hangi tehlikeli planlara başvurduğunu öğretmektedir. İslam ve Müslüman topluluğunun düşmanları, onlarla savaşmak için önce bu hilelere baş vuruyor, inkar ve şüphe yolu ile onları hak dinlerinden uzaklaştırmayı planlıyor…”
“Bütün bu kesin bilgi ve açıklamalarından sonra Yüce Allah Müslümanlara, Yahudilerden korkup sinmemelerini, üstün gücün sahibi, yer ve göklerin tek egemeni Yüce Allah’ın yardım ve desteğinin onlarla beraber olduğunu buyurmaktadır. Her şeye gücü yeten, ortağı ve eşi bulunmayan yüce Allah’ın, daha önce müşrikleri yenilgiye uğrattığı gibi Yahudileri de Müslümanların eliyle yenilgiye uğratacağını, dünya ve ahirette azabın en şiddetlisini tattıracağını bildirmektedir…”
“Çağımızda bu taktik ve hileler, profesör, doktor, araştırmacı, bilgin, şair, yazar, gazeteci ve sanatçılar tarafından daha güzel ve daha ustaca kullanılmaktadır. Bunlar, sözde Müslüman geçinirler ve her fırsatta Müslüman olduklarını ileri sürerler. Fakat bunlar, İslam’la ve Müslümanlıkla hiçbir ilgisi olmayan iş ve faaliyetlerde bulunurlar. Kendilerinin iş ve davranışları, asla İslam’a uymaz. Konuşmalarında, araştırmalarında, şiir ve yazılarında İslam dışı yorum ve açıklamalarda bulunur ve böylece Müslümanları doğru yoldan şaşırtırlar. Bu yanıltma ve şaşırtmalar öyle bir dereceye gelir ki, bunlar arasından doğru yolu ve gerçeği bulabilmek son derece zorlaşıyor.
Siyonizm tarafından kiralanan bu satılmış kalemler, Müslümanların kalbinde inanç birliğini bozdular, felsefi ve edebi ekoller halinde saldırılarda bulunarak, İslam dünyasının birlik ve beraberliğini bozdular.”
Sonraki yazıda da Şehid Seyyid Kutub’dan alıntılarla devam edeceğiz inşallah…