• DOLAR 34.574
  • EURO 36.402
  • ALTIN 2912.46
  • ...

Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşı karşısındaki denge politikası bazı ülke ve blokların çıkarlarına uymasa da genel olarak dünyanın takdirini kazandığı gerçeği inkar edilemez.

Özellikle “Tahıl koridoru” konusunda Türkiye’nin girişimleri olması muhtemel bir “Küresel gıda krizi” tehlikesini bir süreliğine bertaraf etti.

İki ülkeyi Antalya’da buluşturma ve müzakerelerin yolunu açma konusunda önemli adımlar attı Türkiye. Esir takası gibi iki tarafı da memnun eden süreçler yaşandı.

Elbette Rusya, Türkiye’nin özellikle Kırım’ın ilhakı konusunda tepkili olduğunu biliyordu; ama bu durum denge politikasına zarar vermiyor ve hem siyasi hem de ekonomik ilişkilerin sıkıntılar yaşamasına sebep olmuyordu.

Hatta Türkiye’nin Rus ordusuna büyük zararlar veren TB2 SİHA’ları Ukrayna’ya vermesi Rusya’yı rahatsız etse de ilişkilerin gerginleşmesine sebep olmuyordu.

Ama seçimler sonrasında Türkiye’nin politikasında belirgin zihniyet değişikliği kendini gösterdi.

Savaşın sebeplerinden biri ve belki de en önemlisi Ukrayna’nın NATO’ya girme teşebbüsü ve Amerikan ordusunu Ukrayna içerisinde Rusya sınırına yerleştirme çabası idi.

Rusya bunu “hayati bir tehdit” olarak kabul etti ve ilkin Rus nüfusun çoğunlukta olduğu Kırım ve diğer iki bölgeyi ilhak etti. Ukrayna’ya yönelik savaş başlarken de Rusya’nın öncelikli hedeflerinden biri Yahudi olan Zelensky’nin tasfiye edilmesiydi.

Kısa süre içerisinde ABD ve Avrupa ülkelerinin büyük ekonomik ve askeri desteğini arkasına alan Zelensky, yerini sağlamlaştırdı. Rusya ise hedeflerini değiştirip ele geçirdiği yerleri elde tutma çabasına girişti.

Tekrar Türkiye’nin tutumuna dönecek olursak…

Erdoğan, Mart 2022’de yaptığı açıklamalarda “Ukrayna’nın NATO üyeliği başvurusundan” vazgeçebileceğini, belli şartlarda silahsızlanmaya hazır olduğunu söylemiş ve barış için iki tarafın da bazı tavizler vermeleri gerektiğinden söz etmişti.

Ama dedik ya seçimler sonrasında söylem ve eylem bazında bazı değişiklikler yaşanmaya başladı.

Türkiye, Amerika ve Avrupa’dan her türlü ağır silah temin etmeye başlayan Ukrayna’ya TB2’lerin dışında başka silahlar da satmaya başladı.

Rusya rahatsız oldu.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Hakan Fidan ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Rusya Dışişleri Bakanlığından ikilinin gerçekleştirdiği görüşme hakkında yapılan açıklamada "Ankara'nın dikkati, Kiev rejimine silah tedarikine devam edilmesi yönündeki sürecin yıkıcı yönüne çekildi. Bu tür adımların sadece olumsuz sonuçlara yol açabileceği vurgulandı" ifadeleri kullanıldı.

İsveç’in NATO üyeliğine malum sebeplerle karşı çıkan Erdoğan, Zelensky ile görüşmesinde, “Şüphesiz Ukrayna NATO'ya üyeliği hak ediyor” şeklinde bir açıklama yaptı.

Esir takasında iki tarafı da memnun eden Türkiye, Rusya’yı rahatsız eden bir adım attı ve Rusya’nın iddiasına göre Türkiye’de tutulması gereken Azov taburu komutanlarını Ukrayna’ya gönderdi.

Rusya tepkisini resmi olarak gösterdi.

Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, komutanların Ukrayna'ya gitmesiyle Türkiye’nin esir takası anlaşmasını ihlal ettiğini öne sürdü. “Bizi kimse bu konuda bilgilendirmedi" diyen Peskov, anlaşmaya göre bu kişilerin Türkiye’de kalması gerektiğini ifade etti.

Baştaki soruyu bir daha soralım: Türkiye denge politikasından vaz mı geçiyor?

Konuyu açarak soruları artıralım…

Erdoğan seçim başarısını ilk kutlayanlardan biri olan Putin ile arasına mesafe mi koyacak?

Ekonomi politikalarındaki değişikliğin ve atılması muhtemel adımların başarıya ulaşması için ABD ve AB ile bir anlaşma mı yapıldı?

Kuzey Suriye’ye yönelik atılması düşünülen adımlarda Rusya’dan yeterli müsamaha görülmediği için mi bu adımlar atılıyor?

Amerika, PKK’nin bazı yerlerde vurulması konusunda göz mü yumacak?

Ve tüm bu konularda Hakan Fidan bir açıklama yapacak mı?

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları