BURHAN VE HEMETİ
Sudan, Ömer el Beşir’den sonra rahat yüzü görmedi.
Güney Sudan’ı koparmak batılıların yüreğini soğutmadı, onlar kaos ve karmaşa istiyorlardı.
Sudan Ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri denilen ve aslında tam olarak ne olduğu belli olmayan silahlı güçlerin savaş alanı haline geldi Sudan.
Abdulfettah Burhan ve Muhammed Hamdan Daglo arasındaki ortaklık bitti ve şimdi ikisi de bir diğerini devirmek ve denklem dışına itmeye çalışıyor.
General Abdülfettah Burhan, 2019'da Ömer el-Beşir'in devrilmesi sürecinde ön plana çıkmıştı. Beşir karşıtı gösterilere etkili bir müdahale edilmesini engellemiş, bundan dolayı istihbarat ile karşı karşıya gelmişti. Körfez ile güçlü bağları vardı ve onlar üzerinden Batı’nın da desteğini alacağını tahmin ediyordu.
Darbede yanındaki en önemli destek Hemeti olarak tanınan Muhammed Hamdan Daglo’dan gelecekti.
İşgalci Siyonist çete ile görüşmeler gerçekleştirdi iki ortak ve batıya “İslamcılar ile mücadele” etme sözü verdiler. Karşılığında ambargolar kalkacak, para gelecekti.
Bir teknokrat hükümeti kurulacak ve kısa sürede sivil yönetime geçilmesi için adımlar atılacaktı.
Müslüman Sudan halkı kısa sürede nasıl bir felaket ile karşı karşıya olduğunu fark etti.
Halkta neredeyse hiçbir karşılığı olmamasına rağmen laikler, liberaller ve özellikle de komünistler oluşturulan hükümet içerisinde yer almış ve Sudan’ı İslami köklerinden koparma amaçlı adımlar atmaya başlamışlardı.
Seçimle gelmemiş bir teknokrat hükümetin görevi ülkeyi seçime kadar idare etmek ve seçimin güvenli bir şekilde yapılmasını sağlamaktı; ama başbakanlığa getirilen Abdullah Hamduk ve ekibi, yasal düzenlemeler yaparak Müslümanlar için alan daraltma yoluna gitti.
Kısa süre içerisinde “Beşir devrilsin de ne olursa olsun” koalisyonu içerisinde yer almış kimi İslamcı gruplar yaptıkları büyük yanlışın farkına vardılar ve hükümete destek vermekten vazgeçtiler.
Cuma namazları sonrası protesto gösterileri başladı.
Abdulfettah Burhan ise sivil hükümetin kendisini de tasfiye etmeyi amaçladığını fark ettiğinde, Hamduk’u görevden aldı ve geçiş sürecini askıya aldı.
Hemeti ise Burhan’ın güçlenmesinden rahatsızdı.
Ülkeyi yöneten askeri cuntanın içinde bulunuyor ve 100 bin kişilik paramiliter Hızlı Destek Güçleri'ni kontrol ediyordu.
Bu askeri güçlerin önceki yıllarda acımasız katillerden oluşan Cancavid milisleri olarak şöhret bulduğunu da zikretmek lazım.
Hemeti, “deve çobanlığı” yaparken bir anda askeri alana girmiş ve Beşir tarafından Darfur bölgesindeki isyanı bastırmakla görevlendirilmişti.
Cancavid’in katliamları Beşir’in hanesine yazıldı ve uluslararası düzeyde yargılanması talep edildi.
İlginç olan ise katliamların asıl faili olan Hemeti’nin Ömer el Beşir sonrası Batı ve Körfez’in gözünde itibarlı kişiler arasına girmesiydi.
2013'te Cancavid, HDK’ye dönüştürülmüş, resmi bir askeri eğitimi olmayan Hemeti de, yeni kurulan paramiliter gücün başına geçmişti.
Yani aslında Hemeti, Beşir’in günahlarından biriydi ve darbeden sonra Beşir taraftarlarının devletin her kademesinden tasfiye edilmesi için girişimde bulunmuştu.
Yemen’de Husilere karşı oluşturulan koalisyon gücüne de milisleriyle destekte bulunmuş, bu vesileyle Suudi ve BAE ile iyi ilişkiler kurmuştu. Libya’daki iç savaşta BAE’nin isteği üzerine eski Cancavid milislerini toplamış ve destek olarak Hafter’in emrine vermişti.
Hemeti’nin sahip olduğu askeri gücü kullanma konusunda tereddüdünün olmayacağını iyi biliyordu Burhan ve bu yüzden de Hemeti’nin hem ordu içinde hem de bürokraside eski rejim taraftarlarının tasfiyesine karşı durdu.
Ordu ile paralel ordunun karşı karşıya gelmesi bekleniyordu bir süredir; ama Hemeti’nin ramazan ayında hamle yapacağını herhalde kimse tahmin etmiyordu.
Karşılıklı darbe suçlamaları var ve Sudan, iki büyük silahlı gücün kapışma alanı haline gelmiş durumda.
Hemeti, bütün kanalları kullanmak için çaba harcıyor; ama halkta bir karşılığının olmadığını iyi biliyor. Sudan halkı Hemeti ve güçlerini kötü şöhretleriyle tanıyor ve mevcut durumda kısa sürede Burhan’ın yanında yer alacak gibi görünüyor.
Yüz bin kişilik paramiliter gücün dağıtılması oldukça zor ve zaman alacak bir şey. O yüzden önümüzdeki süreçte hem Sudan’ın hem de çevre ülkelerin sıkıntılı günler yaşayacağını söyleyebiliriz.