Düşen helikopterler
Tahıl koridorunun devam etmesi konusunda uzlaşıya varıldı; ama alanda Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş farklı boyutlara taşınmak üzere.
Amerikan İnsansız Hava Araçlarının bölgede dolaşması ve bunlardan birinin Rusya tarafından düşürülmesi savaşın genişlediğini net olarak gösterdi.
Aslında hem Amerika’nın hem de AB ülkelerinin açık askeri destekleri zaten savaşın boyutunu büyütmüştü. Alanda sadece Ukrayna görünse de Rusya şu anda fiili olarak bir koalisyon ile savaş halinde. Devasa bir ekonomik ve askeri güce sahip olan bu koalisyon karşısında Rusya’nın ne kadar dayanabileceği belli değil.
Ukrayna’nın müttefikleri yaptıkları askeri ve ekonomik yardımı hiç gizleme gereği duymazken Rusya’ya meyledenlerin o kadar rahat davranamadıkları görülüyor.
AB içerisinde özellikle Macaristan’ın tutumu rahatsızlığa neden oluyor.
Çin, Tayvan konusunda Amerika ile sıkıntılar yaşarken, AB, Japonya ve Hindistan ile didişirken, Rusya’ya açıkça destek verme konusunda çekingen davranıyor.
Kuzey Kore, durmadan yeni füze denemeleri yapıyor ve Amerika ile olası bir savaşı gündeme getirerek vatandaşlarına askeri eğitim veriyor; ama açıkça askeri olarak Rusya’nın yanında durmuyor.
İran, ambargolardan dolayı ciddi ekonomik sıkıntılar yaşarken, Rusya’ya İHA sağladığı yönünde suçlamalara muhatap oluyor ve birdenbire ülke içinde kitlesel gösteriler başlıyor.
Amerika ve diğer koalisyon ortakları, Rusya’yı tecrit etme ve çaresiz bırakma yolunda her türlü argümanı kullanıyor.
Türkiye’nin “Tahıl koridoru” konusundaki rolünden dolayı Rusya ile ilişkilerinde Batı’nın toleransıyla karşılaştığı ortada; ama bu kez yeni sorunlarla karşı karşı bırakılıyor.
Evet, Kuzey Suriye’deki PKK yapılanması ve Amerika’nın desteğinden söz ediyorum.
Irak Kürdistan bölgesinde düşen helikopterler, Amerika’nın bölgedeki gerginlikte “el yükselttiğinin” açık bir göstergesidir.
Ortadoğu’nun kaygan zemininde ittifakların ne kadar çabuk değiştiğine iyi bir örnektir yaşananlar.
Biraz açalım…
Kürdistan bölgesinde farklı siyasi yapılar olsa da etkin güç anlamında 2 silahlı güç vardır: Barzani’nin KDP’si ve Talabani’nin KYB’si…
KDP’nin Amerika ve Avrupa ile ilişkileri genel olarak iyidir. Türkiye ile olan ilişkileri “bağımsızlık referandumu” sonrası bozulmuştu; ama son birkaç yıldır yine düzelmiş durumda. MİT’in Şengal, Kerkük ve Süleymaniye bölgesinde gerçekleştirdiği başarılı operasyonlardan dolayı KDP, yoğun olarak PKK’lilerin ithamlarına maruz kaldı. Hatta birkaç yerde PKK’nin gerçekleştirdiği saldırılarda peşmergeler hayatını kaybetti.
PKK’nin KYB bölgesinde ise çok rahat hareket ettiğini söyleyebiliriz. Bu ise bölgedeki denklemlerin ve denklemlerdeki öğelerin değişikliğine iyi bir örnektir.
Talabani ailesinin “bağımsızlık referandumu”na pek de sıcak bakmadığı, bu konuda Irak merkezi hükümeti ve İran ile yakın olduğu biliniyor. İşte çelişki de tam olarak burada başlıyor.
Amerika’nın kara gücü konumundaki PKK’nin Suriye kolu olan YPG’lileri taşıyan helikopterler düşüyor. Helikopterlerin Fransız yapımı olduğu; ama Bafıl Talabani’ye ait olduğu ortaya çıkıyor.
Suriye ve Rusya’da karşı karşıya duran Amerika ve İran, nasıl oluyor da YPG ve KYB üzerinden aynı noktada durabiliyor?
Amerika’nın PKK-YPG’ye bakışı belli. İran’ın ise PJAK ile yaptığı anlaşmadan sonra PKK ile bir sorunu kalmamıştı ve hatta PJAK, İran için bir tür “sınır jandarması” görevini üstlenmişti. İran’ın sıkıntısı KDP bölgesinde konuşlanan İKDP ve diğer muhalif unsurlardı ve bundan dolayı birkaç kez Barzanileri tehdit etmişlerdi.
Yani aslında Amerika ve İran arasında bir ittifak yoktu. Her iki taraf da alanda yaşadıkları sıkıntıları aşabilmek için “bazı şeylere” göz yumuyorlardı.
Ve cevaplanmamış sorular…
Helikopterler gerçekten de kötü hava şartlarından dolayı mı düştü?
Helikopterlerde YPG’lilerin dışında başka kimler vardı?
Bir operasyon için mi yola çıkmışlardı ve operasyonun hedefinde kim ya da kimler vardı?
Bundan aylar önce “ABD, YPG’ye helikopter eğitimi veriyor” haberleri çıktığında aslında bir usulle helikopterlerin de verileceği tahmin ediliyordu. Suriye rejiminin ve onu destekleyen Rusya ve İran’ın Amerika orada durduğu müddetçe YPG’ye saldırmayacağı şimdiye kadar anlaşılmış durumda.
Amerika PKK’ye verdiği silahlar ile asıl tehdit sopasını Türkiye’ye gösteriyor.
Yani Amerika, Rusya-Ukrayna savaşındaki duruşundan ve Rusya ile ilişkileri devam ettirmesinden dolayı Türkiye’ye PKK üzerinden bedel ödettirmek istiyor.