MUHTEŞEM İNSANLAR
ABD Başkanı Donald Trump, yine ilginç hareketiyle gündeme gelmeyi başardı. New York şehrinde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplandırırken Kurdistan TV muhabirine "Bay Kürt" (Mr. Kurd) diye işaret ederek soru hakkı verdi.
Bu “Bay Kürt” ifadesi medyada epey yer buldu.
Trump, bununla yetinmedi tabii. ABD'nin Kürtlerle IŞİD sonrası ilişkilerinin nasıl olacağı sorusuna, "Kürtler muhteşem insanlar. Bizim için de öldüler. Onlara yardım etmek istiyorum. Unutmayın, orası onların toprağı. Biz birlikte savaştık. Bunu unutmayacağım." cevabını verdi.
Kürd milliyetçilerini, hatta Kürt solunu çok heyecanlandırdı bu ifadeler.
Hatta soruyu soran tv muhabiri Rahim Rashidi, sosyal medya hesabından "Ben Bay Kürt'üm ve bundan çok gurur duyuyorum" mesajını paylaştı.
Trump`ın bireysel kapitalistliği bir tarafa küresel kapitalist sistemin en müşahhas hali olan Amerika`nın başkanı olması ve Kürtler diye kastettiklerinin “büyük oranda” Marksist örgüt mensupları olması ciddi bir çelişki arz etse de “bazıları” için ideolojiler çağının bitmiş olduğunu hesaba katarak bunu fazla önemsemeyelim.
Biz bir kez daha Trump`ın sözlerine bakalım.
“Kürtler muhteşem insanlar!”
Gizli ve açık tüm Amerikancılar bu sözü tekrarlayıp hoşlandıklarını dile getiriyorlar.
Ama sonrası var.
“Bizim için de öldüler”
“Biz onlara yardım ettik ve öldük” demiyor, “Kendi topraklarında bizim için öldüler” diyor.
Öyleyse baştaki cümleye bir daha bakmanızı öneririm.
Amerikan bakışıyla “muhteşem” olmak istiyorsan onun için ölmen gerekir. Aksi takdirde seni bir usulle cezalandırma yoluna bile gidebilir.
Sovyetler Afganistan`ı işgal ettiğinde Amerika`dan destek alan kimi “mücahit” gruplar da “muhteşem insanlardı” Amerikan Başkanı Reagan`a göre. Sonradan bu grupların “bir kısmının” Afganistan içindeki uyuşturucu trafiğini kontrol edenler olduğu ortaya çıkacaktı.
Irak işgalinde, Felluce katliamında Amerika ile birlikte hareket edenler de “muhteşem” insanlardı. Amerikalılar yerine onlar ölmüştü çünkü.
Amerika için Kore`ye asker gönderdiğinde Türkiye de muhteşemdi.
Bunun etkisi yıllarca devam etti.
Amerika istedi diye Somali`ye ve Afganistan`a da asker göndermişti Türkiye. Amerika bu tip şeyleri karşılıksız bırakmadı ve Öcalan`ı teslim etti.
Amerika tam teslimiyet istiyor.
Askeri operasyonlara katılmama kararı alan Fransa ve Almanya için “Yaşlı Avrupa” ifadesini kullanmıştı dönemin Amerikan savunma bakanı Rumsfeld.
DEAŞ`a karşı Amerikan koalisyonuna destek verip 6 bin peşmergeyi kaybettiğinde Kürdistan hükümeti iyi, Kürt peşmergeler kahramandı Amerika`ya göre. Ama her nedense “Bağımsızlık referandumuna” karşı çıktılar. Amerika, o dönemde “Kürt petrolü”nün satışının engellenmesi için çalıştı; Türkiye, İran ve Irak hükümetlerine karşı çıkmayarak tutumunu ortaya koydu. Kürdistan hükümeti Amerika`ya tam bir teslimiyeti kabul etmemişti. Bundan dolayı Türkiye ve İran`ın ambargoları karşısında, Irak hükümetinin askeri operasyonları karşısında hiçbir tepki göstermedi.
Türkiye`nin Irak`a yeni kapılar açarak Kürdistan bölgesini “by pass” etme çabası, İran`ın Talabani ailesi üzerinden yürüttüğü muhalefet çalışmaları Kürdistan bölgesine Suudi`nin ve dolayısıyla Amerika`nın yeniden ve daha derinlere yerleşme imkanı bulmasına yol açtı.
Diyeceksiniz ki, “Amerika zaten orada hep vardı”. Doğru; ancak son zamanlarda popülaritesi epey azalmıştı.
Evet, Amerika Irak`a olduğu gibi Suriye`ye de iyice yerleşti. Özellikle petrol bölgelerini kontrol altına aldı. Ardı ardına üsler kuruyor.
Amerika`nın bu aralar alandaki müttefikleri ise PYD ve Suudi`nin güdümündeki Arap aşiretler…
Şu anda Amerika için onlar ölüyor ve “muhteşem” olanlar onlar.