• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Başkan Erdoğan ve Rusya Devlet başkanı Putin arasında Soçi`de varılan anlaşma ile İdlib'de silahsız bölge kurulması ve operasyonun rafa kalkması son derece önemli bir gelişmedir.

Yapılan anlaşmaya göre İdlib`in çevresinde 15-20 kilometrelik boş bir alan oluşturulacak ve bu bölgelerde silah bulundurulmayacak. Türkiye ve Rusya bu bölgeyi birlikte kontrol edecek. Böylece hem İdlib tarafından hem de Baas güçlerinden bir saldırı yapılması önlenecek. Ağır silahlar bölgeden çıkarılacak.

Evet, önemli bir anlaşma.

Ama önemli olmakla birlikte çok sayıda tereddüt de barındıran bir anlaşma…

En sonda söyleyeceğimizi en başta söyleyerek meseleye bakışımızı ortaya koyalım.

Eğer bu anlaşma da Astana süreci gibi topyekûn saldırı için zaman kazanma amacı ile yapılıyorsa bölgede hem ittifakların hem de dengelerin değişmesine neden olacağı için bundan israil hariç kimse kazanç sağlamaz.

Astana sonrasının oluşturduğu güvensizliğe rağmen küresel ve bölgesel baskıların etkisiyle yan yana gelmek zorunda kalmış olan ülkeler (Türkiye, İran, Rusya) arasında oluşabilecek yeni bir “güven krizi” yeni felaketlere kapı aralayabilir.

Umuyoruz Soçi`deki anlaşma, “Astana faciası” gibi olmaz.

Gelelim anlaşmaya ve tarafların olaya yaklaşımına…

Tahran zirvesinde Türkiye`nin tüm ısrarına rağmen masanın diğer iki aktörü “Terörü vuracağız” diyerek yeni bir katliamın yolunu döşemeye çalıştılar. Baas ve dostlarının katliamlarından kaçmış ve nihayetinde İdlib`e yerleşmiş bulunan yaklaşık üç buçuk milyon insanın kaçabileceği tek yer de Türkiye olacaktı ve bunu hem Rusya hem de İran çok iyi biliyordu. Mevcut şartlarda bu kadar mülteciye kapı açmak hem ekonomik açıdan altından kalkılacak gibi değildi hem de bu durum mülteci karşıtı grupların elini güçlendirerek toplumsal kaosların önünü açabilirdi.

Yani İdlib saldırısı aslında daha çok Türkiye`yi vuracaktı.

Türkiye, Amerika ile olan problemlerini ve jeostratejik önemini masaya koyarak bir daha Rusya ile görüştü ve böyle bir anlaşmaya vardı.

İran ve Amerika Soçi Anlaşması`ndan memnuniyet duyduklarını açıkladılar; ama aynı gece yaşananlar herkesin memnun olmadığını ortaya koydu.

Esad`ı vurmak için kimyasal kullanılmasının “kırmızıçizgi” olduğunu söyleyen Fransa iddialara göre ne olduysa anlaşmanın yapıldığı gece Suriye`de bazı bölgelere füze saldırısında bulundu.

Bir de İsrail var tabii…

Esad`ın sarayı dahil istediğim yeri vurabilirim mesajı vermek için uydu görüntüleri paylaşan İsrail aynı gece bir saldırı gerçekleştirdi.

Bu arada bir Rus nakliye uçağı –nedense İsrail uçaklarını düşüremeyen- Baas güçlerince düşürüldü; ama Rusya saldırının sorumlusunun İsrail olduğunu söyledi.

Ve tüm bunlar anlaşmanın olduğu gece vuku buldu.

İşin aslı ne Amerika ne İsrail ne YPG ne de Baas yapılan anlaşmadan memnun değildir. Amerika ile ilişkileri iyi olmayan Fransa`nın işin içine girmesi belki de denklemin en karanlık tarafını teşkil ediyor. Bu arada Almanya`nın da bölgede askeri üsler aradığının ortaya çıkması siyasi arenadaki müsamerenin perde gerisinde çok farklı bir oyunun tezgâhlandığı konusunda ciddi şüphelerin oluşmasına neden oluyor.

Yarın Baas`ın Rus uçağını yanlışlıkla değil de bilerek vurduğu ortaya çıkarsa hiç şaşırmayın.

Yazarın Diğer Yazıları