• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Avrupa Birliği ile çekişiyor, Çin`i tehdit ediyor, Meksika sınırına duvar örüyor, Rusya`ya yaptırımlar, İran`a ambargo uyguluyor, Türkiye`ye Papazı bahane ederek dolar üzerinden operasyon çekiyor.

Tamam, Amerika`nın en büyük küresel güç olduğu kesin; ama bu onu neden herkes ile çekişmeye, herkes ile restleşmeye götürüyor?

Amerika ne istiyor?

Donald Trump, seçim çalışmaları sırasında “Yeniden büyük Amerika`yı istiyorum” diyordu.

Trump`un en önemli stratejisti olan Steve Bannon, “Güçlü Amerika`nın kaçınılmaz olarak Çin ve Doğu ile (İslam dünyası) savaşacağını” söylüyordu.

Savaşın nasıl olacağını da bu son bir sene içerisinde sanırım herkes net olarak gördü.

Amerika kendisine tam bir itaatle bağlı olmayanlar haricindeki tüm küresel aktörlere karşı “Asimetrik bir savaş” yürütüyor.

Bu savaş Vietnam`a, Afganistan`a, Irak`a asker çıkarma şeklinde değil, farklı formlarda tezahür edebiliyor.

Evet, bu iletişim çağında bir büyük köye dönüşmüş olan dünyada oluşturulmuş küresel ekonomik sistem, kontrol ediciler tarafından bilinçli bir şekilde birbirlerine hayati damarlarla bağlanmış durumda.

O yüzden Avrupa`da yaşanan bir kriz Uzakdoğu`yu, Uzakdoğu`daki bir daralma Avrupa ve Amerika`yı etkileyebiliyor.

Herkes herkesi etkileyebiliyor; ama küresel sistemin “fay hatları” tümüyle Amerika`nın kontrolü altında. İstediği zaman istediği bölgede bu fay hatlarına müdahale edebilmekte ve istediği ülkede siyasi ve ekonomik kaoslara neden olabilmektedir.

Tüm dünyada ticari işlemlerde dolar kullanılmakta; ama doların Amerikan hazinesinde karşılığı bulunmamaktadır.

John Perkins`in “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” adlı kitabında ilginç bilgiler var:

 “Son tahlilde, küresel imparatorluk büyük ölçüde, doların dünyada standart para birimi olarak kullanıldığı ve ABD darphanesinin de bu dolarları basmaya yetkili olduğu gerçeğine dayanır. Böylece, Ekvador gibi ülkelere, hiçbir zaman geri ödemeyeceklerini bildiğimiz borçlar veririz; hatta borçlarını ödemelerini istemeyiz de; elimize koz veren, bizim diyetimiz olan da budur. Normal şartlar altında, sonunda kendi kaynaklarımızı tüketme riskini taşırız; sonuçta, borç veren hiçbir kimse, geri gelmeyen çok fazla miktarda borcu kaldıramaz. Ancak, bizimkiler normal şartlar değildir. ABD`nin bastığı paranın arkasında altın desteği yoktur. Aslında, dünyanın genelde ekonomimize ve bizi desteklemesi için yarattığımız imparatorluğun gücünü ve kaynaklarını kullanabilme becerimize olan güveni dışında, hiçbir şey tarafından desteklenmemektedir.”

John Perkins`e göre Amerika`nın 6 trilyon dolardan fazla bir borcu vardır; ama bu öyle sanıldığı gibi ciddi bir sorun değildir. Asıl sorun doların küresel para birimi olmaktan çıkması ya da çıkarılmasıdır.

Perkins bunu şöyle ifade ediyor:

 “Dünya standart para birimi olarak doları kabul etmeye devam ettiği sürece, bu aşırı borç şirketokrasi için ciddi bir engel oluşturmaz. Ancak, başka bir para birimi gelip de doların yerini almaya kalkacak olursa ve ABD`nin alacaklılarından bazıları (örneğin, Japonya veya Çin) alacaklarını istemeye karar verirse, bu durum radikal olarak değişir. ABD, kendini birdenbire son derece tehlikeli ve nazik bir durumda bulabilir.”

Şimdi baştaki soruya bir daha dönelim.

Amerika ne istiyor?

Tüm küreyi sömürmesine, istediğine ambargo istediğine yaptırım uygulamasına, ülke yönetimlerini dizayn edebilme gücüne rağmen Amerika ne istiyor?

Daha fazla güç, daha fazla sömürü, daha fazla silah, daha fazla katliam ile tam bir küresel hakimiyet istiyor.

Ama bu arada megalomaninin etkisiyle tehlikeyi tam fark edemiyor.

Basit hesaplar peşindeki İslam dünyasının “güçbirliği” yapması ihtimalinden söz etmiyorum.

Güç sarhoşu Amerika, alanı ya tam olarak göremiyor ya da birlikte harekete ihtimal vermiyor.

Çin ve Hindistan`ın “etkisiz” siyasetten, Rusya`nın küçük siyasi hesaplardan vazgeçip “Amerikan dolarına” karşı bir hamlede bulunmasının olası sonuçlarını göremiyor.

Hele bir de damarına basılmış, çıkarları zedelenmiş bir Avrupa`nın ne yapabileceğini göremiyor.

İsteklerine odaklanmış olan Amerika, dünya sisteminin fay hatlarıyla oynamaya devam ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları