• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Herhangi bir delile, derinlemesine bir bilgiye dayanmadan bir fikre, bir şahsa körü körüne olan bağlılıktır taassup.

Bu zihniyette olan kişi, ne söylenirse söylensin, duymak istediğini duyar, görmek istediğini görür.

Taassup dinlerde ve mezheplerde olabileceği gibi ideolojilerde ve hatta iş ve sosyal hayatta da kendini gösterebilir.

Mesela dinleri mutaassıp oldukları gerekçesiyle eleştiren, hatta reddeden Batı`nın “Aydınlanma felsefesi”, aklı, gerçeğin tek kaynağı kabul etme noktasında son derece taassup sahibidir.

Taassupta “önyargı hakimiyeti” söz konusudur. “Eleştirilmesi teklif dahi edilemez” alanlar her tarafı kapladığı için mutaassıbın zihin dünyası baştanbaşa mayınlı bir alan durumundadır.

Siyasi taassup, belki de en tehlikeli taassup türüdür. “Kraldan çok kralcılık” en çok bu alanda kendini gösterir. Değişimlerde eşgüdümü sağlamak ve yeni moda uyum sağlamak, “keskin çark etmeler” karşısında tevil yoluna gitmeler zahmetlidir.

Medrese-i Yusufiye talebesi kıymetli araştırmacı Şehmus Uğur “Teori ve Pratikte İslami Hareket” isimli eserinde “İslami Hareket ve Taassubiyet” başlığı altında adeta “Mutaassıbın MR`ını” çekmiştir. Bir kısmını buraya alıyorum:

Keza mutaassıp, mensubu olduğu kavmini diğer kavimlerden, bağlı bulunduğu mezhep ve tarikatı diğer mezhep ve tarikatlardan üstün görür. Yine cemaatini, şeyhini, imam ve liderini diğerlerinden daha üstün ve faziletli görür. En kaliteli, en faziletli, en doğru, en haklı, hatta “en”le başlayan tüm güzel sıfatları mensubu olduğu grup ya da sevdiği liderde görür. Böyle bir neticeye herhangi bir araştırma, bir inceleme veya elde ettiği kesin bir mesnede dayanmaksızın yapar. Mutaassıbın tek delili ve tutunduğu tek dayanak, zihninde tasavvur ettiği düşünce ve anlayıştır.”

Bir hadis-i şerifte sorulan bir soru karşısında Allah Rasulü, ashabını şöyle bilgilendirir:

“Ey Allah`ın Resulü”, dedim, “Asabiyet nedir?” Şöyle buyurdular: “Asabiyet zulümde kavmine yardım etmendir.”

Taassubun en belirgin şekli ırkçılıkta kendini gösterir. Irkçılıkta ne adalet ne de hak söz konusudur.

Şehmus Uğur`un “İslami Hareket” kitabından okuyoruz:

“Mutaassıp, aklın gereği olan adaletten, hikmetten ve akl-ı selimden yoksun olduğu için insafsızdır. Basireti kapalı olduğundan hakikati doğru algılayamaz. Mutaassıbın anlayış ve düşüncelere dair kriteri hakkaniyete göre değildir ve yüzeyseldir.”

Taassubun en büyük düşmanı elbette ki adalettir. Bediüzzaman, “Adaleti” “Esas unsurlar” arasında zikreder: “Kur'an'daki anasır-ı esasiye ve Kur'an'ın takip ettiği maksatlar tevhid, nübüvvet, haşir, adalet ile ibadet olmak üzere dörttür.”

Said Nursi, huzurun adaletle, adaletin ise ancak Kur`an ile mümkün olduğunu söyler:

“…saadet-i beşeriye dünyada adaletle olabilir. Adalet ise, doğrudan doğruya Kur'ân'ın gösterdiği yol ile olabilir."

“İslami Hareket”i okumaya devam ediyoruz:

İslam dini taassubun her rengini ve her çeşidini kökten reddeder. İslam, üstünlük olgusunu “takva” unsuruna bağlamıştır.”

Bu çok hassas bir konudur.

Kur`an-ı Kerim, “cahiliye taassubu” (hamiyyete`l cahiliyye) karşısında Allah`ın müminlere “sekine” indirdiğini ve müminleri “takva” üzere tuttuğunu beyan eder.

O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi, onların takvâ sözünü tutmalarını sağladı. Zaten onlar buna lâyık ve ehil kimselerdi. Allah her şeyi bilendir.” (Fetih/26)

Taassuba karşı taassupla karşılık vermek değil, sükûnetle davranmak ve taassup çamuruna karşı sakınmak (takva)…

Taassuba karşı en etkili ilaçların başında kulluğun ne anlama geldiğini bilmek ve kulluğun gereğini yerine getirmek gelir.

Şunu unutmamak gerekir.

Şeytanın inadı ve üstünlük iddiası taassuptan, meleklerin “Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok, gerçekten sen, her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın." (Bakara/32) şeklindeki sözleri itaat ve kulluktan gelir.

Yazıyı bitirirken kıymetli kitabından faydalandığımız Şehmus Uğur`a ve Allah`ın adını yücelttikleri için zalimler tarafından zindanlara konulan tüm kardeşler için esenlik, mekân ve gönül ferahlığı diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları